Geçmişten Günümüze Kalkınma Yardımlarının Dönüşümü

TİKA ve SETA işbirliğiyle yapılan konferansta Türkiye’nin kalkınma yardımı politikası bütün boyutlarıyla tartışıldı.

Devamı
Geçmişten Günümüze Kalkınma Yardımlarının Dönüşümü
Suriye Krizi Bitmeyen Savaş mı

Suriye Krizi: Bitmeyen Savaş mı?

Panel, Suriye’deki son gelişmeleri, aktörlerin durumlarını, uluslararası tepkileri ve muhtemel gelecek senaryolarını değerlendirmeyi amaçlıyor.

Devamı

Son günlerin tartışmalı konusu “Medyada Terörün Temsili” 4 Nisan Cumartesi saat 12:00’da SETA İstanbul’da ele alındı.

Türkiye’de siyasal sistem değişimine niçin ihtiyaç duyulmaktadır? Başkanlık sistemine yöneltilen eleştirilerin temel argümanları nelerdir?

HDP’nin seçim siyasetinde, %10 barajı bağlamında hangi hususlar öne çıkmaktadır? HDP’nin barajı geçmesi ve geçememesi durumunda ortaya çıkacak siyasal sonuçlar nelerdir?

SETA İstanbul’da düzenlenen panelde, Türkiye-İran ilişkileri tarihsel, kültürel, siyasal ve ekonomik boyutlarıyla ele alındı.

7 Haziran'a Doğru Milliyetçi Hareket Partisi

Dr. Mustafa Altunoğlu’nun kaleme aldığı “7 Haziran Seçimleri’ne Doğru MHP” başlıklı analizin tanıtımının yapıldığı panelde, MHP’nin adayları, beyannamesi ve kampanya stratejisi analiz edildi.

Devamı
7 Haziran'a Doğru Milliyetçi Hareket Partisi
Siyasi Partilerin Seçim Beyannamelerinde Ekonomi

Siyasi Partilerin Seçim Beyannamelerinde Ekonomi

Siyasi partiler ve seçime yönelik stratejilerinin ele alınacağı panelde, siyasi partilerin ekonomik vaatleri karşılaştırmalı olarak tartışılacak.

Devamı

ürkiye siyasetinin gündeminde önemli bir yer tutan "başkanlık sistemi tartışmaları" Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle SETA İstanbul'da masaya yatırılacak.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Ankara, 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri’ne yaklaşırken siyasi partileri ve onların seçime yönelik stratejilerini ele almaya Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile devam ediyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Ankara, 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri’ne yaklaşırken siyasi partileri ve onların seçime yönelik stratejilerini ele almaya Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ile devam ediyor.

İstihbarat savaşları, ihbar mektupları, suikast iddiaları, gözaltılar, sokak gösterileri, karakol baskınları, DTP’ye kapatma davası, KCK operasyonları…

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte yeni yılın ilk günlerini Suudi Arabistan'da geçirdik.

Gazze'ye İsrail saldırısı Ocak ayında sona erdi. Çatışmanın bitmesine rağmen, Gazze'ye yönelik İsrail şiddeti bitmedi.

Türkiye açısından AB sürecinin en önemli belirleyicisi Türkiye ve AB'nin önümüzdeki 15 yıl içerisinde nerede olacaklarıyla ilgili perspektifleri olacak. Türkiye'nin eksen değiştirdiği iddiaları ile ilgili tartışmalara rağmen, Türkiye'nin ufkunda AB perspektifi yerini korumakta. Türkiye'nin yönü ile ilgili tartışmaların büyük bölümü ideolojik ve politik algılamalardan hareketle yapılmakta. Türkiye açısından AB sürecinin en önemli belirleyicisi Türkiye ve AB'nin önümüzdeki 15 yıl içerisinde nerede olacaklarıyla ilgili perspektifleri olacak. Türkiye'nin eksen değiştirdiği iddiaları ile ilgili tartışmalara rağmen, Türkiye'nin ufkunda AB perspektifi yerini korumakta. Türkiye'nin yönü ile ilgili tartışmaların büyük bölümü ideolojik ve politik algılamalardan hareketle yapılmakta.

Başbakan Erdoğan'ın Amerika ziyareti sırasında John Hopkins, German Marshall Fund ve SETA-DC konuşmalarında ortak can alıcı nokta Gazze tepkisi ve İsrail'e yönelik eleştirileri oldu. Erdoğan güçlü bir mantık örgüsü içinde açık ve yalın bir ifadeyle Gazze'de yaşanan insanlık dramının uluslararası sistemin en temel sınavı olduğunu vurguladı. Erdoğan'ın ifadesiyle, Gazze'de şartların iyileştirilmesi için verilen sözler tutulmadı ve bütün bir uluslararası sistem bu sınavda başarısız olmanın eşiğinde.

Türkiye hızlı bir dönüşüm yaşıyor. Bir devrim değil belki; ama büyük bir tezekkür! Maalesef bu tezekkür, tefekkür halinin sonucu değil. Ama tezekkürün neticesinde, tefekkür haline rücu edebilme umudu var. Sosyal muhayyilemiz her gün farklı siyasi açılımlar, dış politika gelişmeleri, adli kovuşturmalar veya son günlerde şahit olduğumuz üzere siyasi gaflar üzerinden hem zenginleşiyor hem de ezberlerinden kurtuluyor. İmparatorluğu kaybedişimizin üzerinden neredeyse bir asır geçmişken travmalarımızla yeni yeni yüzleşiyoruz. İsmini koymaya cesaret edemediğimiz için, her fail-i malum sorunumuzu fail-i meçhul addedip, etrafında dolaşıp, farklı isimler takıp, kimini kırk yıl kimini seksen yıl inkar veya tehir ettikten sonra onunla yüzleşiyoruz.

Türkiye'de medyanın serencamı konulu bir yazıya, klişe de olsa “Türkiye nevi şahsına münhasır bir ülke” gibi bir tespit ile başlanabilir. Zira Türkiye’de medyanın durumu da gerçekten nevi şahsına münhasır bir görüntü çiziyor. Yöntemsel olarak emperyal gururu olan ülkelerin istisnailik iddiasına delalet eden nevi şahsına münhasırlık iddiası, iyi idare edilmediği takdirde kibir ve gururun karışımına dönüşebilir. Türkiye ile ilgili analizlerdeki en temel sıkıntı da buradan, yani kibir ile gururun ayrıştırılmamasından kaynaklanıyor. Bu da, kibrin, benmerkezci bir pozisyondan konuşan, temelsiz, ahlakçı iddialarına karşın gururu savunanların pozisyonlarını maddi gerekçelerle ya doldur(a)mamaları ya da doldurmaya tenezzül etmemeleri durumunu ortaya çıkarıyor. Türkiye’de medyanın kendine özgülüğü de işte tam bu noktada, Türkiye’nin birkaç asırdır süregelen ve hâlâ çözülememiş “gururun ekonomisi” olarak adlandırabileceğimiz temel bir problemde; yani gururun nasıl, ne şekilde ve kimler tarafından üretileceği, tüketileceği, paylaşılacağı ve dağıtılacağı meselesinde kendini gösteriyor.

19 Kasım 2009 akşamı AB'nin 27 seçilmiş devlet başkanı son sekiz yılın daha basit ve daha demokratik bir sistem arayışı çabalarına noktayı birliğin başkanı ve dışişleri bakanını seçerek koydu. Ancak bu seçim süreci şeffaflık ve demokrasi açısından oldukça sorunlu bir şekilde cereyan etti. Seçim sabahı Oxford Üniversitesi Avrupa Çalışmaları bölümü akademisyenleri ile seçilen adaylar üzerine konuştuğumda, yeni adayların heyecan uyandırmadığı ve ciddi liderlik göstermelerinin beklenmediğini fark ettim.