SETA Washington DC Liderlik Programı mülakat listesi açıklandı.
Devamı
Washington'daki seçim havasında Pentagon yetkililerinin fırsatçı bir taktik olarak YPG'yi öne çıkarmasının Suriye'nin geleceğini nasıl sıkıntılı bir yere taşıdığını görenlerin sesi duyulmuyor.
Devamı
PKK ve PYD arasındaki iç içe girmişlik artık Washington DC’de bile saklanamayacak bir vaziyet almış. İlk dönemlerde yaygın olan aynı örgütün iki farklı kısaltmasının iki farklı örgüte işaret ettiği yönündeki tezvirat büyük oranda tedavülden kalkmış durumda.
SETA-DC'nin bu yıl ikincisini düzenlediği yıllık konferansı, "ABD-Türkiye Ortaklığının Geleceği" temasıyla Washington'daki St. Regis Otel'de gerçekleştirildi.
SETA, Sosyal Bilimler alanında Türkiye’nin gelecek vizyonuna katkıda bulunmak amacıyla 25 Temmuz–19 Ağustos 2016 tarihleri arasında SETA Washington DC’de liderlik programı düzenleyecek.
Cumhurbaşkanı’nın kısa bir süre sonra koltuğu bırakacak olan Obama ile görüşmesinin sembolizmi, ziyaret trafiğinin diğer ayaklarının reel getirilerinden kat be kat daha önemsiz. Sembolizmi aşıp reel getirilere yoğunlaşmalıyız.
Küresel güçler eylemsizliği seçtiğinin altını çizen Kılıç Buğra Kanat, Suriye krizinin uluslararası bir koalisyonu; uluslararası bir inisiyatifin ortaya çıkmasını gerektirdiğine dikkat çekti.
Devamı
Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve SETA DC ortaklığında Washington DC’de gerçekleştirilecek olan programa başvuru için son tarih 11 Şubat.
Devamı
Türkiye'nin bu konuda uluslararası hukuka uygun davrandığı açık. İlk andan itibaren Türkiye, uluslararası kamuoyunu olayın detaylarıyla ilgili bilgilendirdi ve askeri angajman kurallarına uygun davrandığını belgeledi.
Amerika IŞİDe odaklanmış durumda ve Esad rejimini ikincil bir sorun olarak görüyor. Bu noktada Türkiye ve Amerika bir ortak zemin bulamazsa görüş ayrılıkları devam edecek ve çözüm daha da zorlaşacaktır.
Ukrayna'daki kriz bağlamında ABD'nin dış politikası hakkında değerlendirmelerde bulunan SETA DC Dış Politika Araştırmacısı Kılıç Buğra Kanat, ABD'nin AB'yi yanına almadığı sürece Ukrayna krizinde etkili olamayacağını belirtti.
Suriye'de Esed rejiminin, Şam'ın Doğu Guta Banliyösü'nü kimyasal silahla hedef almasını değerlendiren SETA DC Dış Politika Araştırmacısı Kılıç Buğra Kanat, Obama'nın tavır değişikliklerinin kimyasal silah konusundaki alanı flulaştırdığını belirtti.
Mısır'da gerçekleşen darbe ve sonrasındaki gelişmelere ilişkin Amerika'nın politikasını değerlendiren SETA DC Araştırmacısı Kılıç Buğra Kanat, ABD'nin Mısır'daki tutumunun Amerikan imajına zarar verdiğinden yakınıldığı yorumunda bulundu.
Washington'da SETA DC tarafından düzenlenen 21. Yüzyılda Küresel Düzen ve Adalet başlıklı konferansta konuşan Erdoğan, dünya kamuoyuna adalet' çağrısında bulundu.
SETA Washington DC'nin Asya-Pasifik Uzmanı Dr. Kılıç Kanat, Kanal 24'te yayınlanan Brifing Odası programında son günlerde Uzakdoğu'da yaşanan Kuzey Kore kaynaklı politik gerilimi değerlendirdi.
Bu raporda Tunus’ta Yasemin Devrimi’ni gerekli aynı zamanda mümkün kılan tarihi arka plana ve devrim sürecine değiniliyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 66. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantıları çerçevesinde gerçekleştirdiği ABD gezisinde vakfımız SETA'nın da konuğu oldu.
Son zamanlarda sıkça duyuyoruz 'yeni Türkiye' sözünü. Değişimi anlatmanın yollarından biri bu niteleme.
Türkiye'de son yıllarda yaşanan siyasi mücadele, ulusalcılara ve atası olan sol Kemalist düşünsel geleneğe, yaratıcılık açısından altınçağ yaşatıyor. Kazanmak için çalışmanın da gerektiği son dönemde bu gelenek yıllarca sakladığı yaratıcılığı daha rahat kullanmaya başladı. Bu yaratıcılığın en başarılı örneği ise hiç şüphesiz "mahalle baskısı" kavramıydı. Siyaseti yaşam tarzına indirgeyen bu icatla, çıkarları, siyasi çizgisi, siyaset , toplum ve kültür algısı farklı bir çok kişi, yaşam tarzı üzerinden korkutularak ulusalcı siyasi çizgiye getirildi. Bir çok kesim bu tür paranoyalar yoluyla, demokrat ulusalcı çizgi için dolgu malzemesi olarak kullanıldı. "Mahalle baskısı" kavramının faydaları bununla bitmedi. Bu kavram sadece içeride kullanılan bir siyasi araç olarak işe yaramadı, aynı zamanda dışarıda da kullanıldı.
Türk-Amerikan ilişkileri zorlu bir dönemden geçiyor. Onyıllar süren hiyerarşik ilişkinin son 10 yılda giderek etkisini kaybetti. Obama döneminde "model ortaklık" söyleminin hakim olmaya başlaması, model ortaklığın askeri konularda da izdüşümlerinin görülmeye başlaması ve bu yeni durumun getirdiği gerilim, ilişkileri her açıdan etkiliyor. İki ülke arasında son 6 ayda yaşanan krizler bile durumun ciddiyetini ortaya koymaya yeter: Mart'ta Ermeni Soykırımı karar tasarısının Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu'ndan geçmesi, Mayıs'ta Türkiye-Brezilya-İran arasında imzalanan Tahran Araştırma Reaktörü Anlaşması, Mayıs sonunda yaşanan Yardım Gemileri Krizi ve nihayet Haziran'da BM Güvenlik Konseyi'nde Türkiye'nin İran'a ek yaptırım paketi aleyhinde oy kullanması. ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Mike Mullen'ın Ankara ziyareti de bu açıdan değerlendirilmeli.
Washington, Başbakan Erdoğan'ın ziyaretinden hemen önce Türkiye ile ilgili sıcak tartışmalara şahit oldu. Tartışmaların gerçekleştiği yerler Temsilciler Meclisi, German Marshall Fonu ve Woodrow Wilson Center. Bu üç ev sahibi kurum tartışmaların ciddiye alındığının göstergesi. Doğan medyasına vergi cezası, Türkiye'de muhafazakârlaşma, hayat tarzı baskıları, dış politikanın yönü, insan hakları ve demokratikleşme tartışmalarda ele alınan konular. Washington'da yaşayan ve Türkiye'yi yakından izleyen Türk ve Amerikalı akademisyenlerle gazeteciler tartışmaların içeriğinden ziyade, karşılıklı siyasi pozisyonların öne çıktığını söylüyorlar. Bu tartışmaların en fazla öne çıkanı Temsilciler Meclisi'nde gerçekleşen Türkiye'de insan hakları, demokrasi ve basın özgürlüğü konulu toplantı olmuş. Bu toplantıda Sedat Ergin ve İhsan Dağı'nın özellikle Doğan medyasına kesilen vergi cezası üzerinden yaptıkları tartışma herkesin dilinde.