Kaşıkçı Skandalında Ankara’nın Dört Seçeneği

Kaşıkçı skandalı Arap dünyası açısından Wikileaks etkisi ile karşılaştırılabilecek bir sembolik anlama sahip.

Devamı
Kaşıkçı Skandalında Ankara nın Dört Seçeneği
Kaşıkçı Olayı ABD nin Yeni Ortadoğu Vizyonuyla İlgili Ciddi İmaj

Kaşıkçı Olayı ABD’nin Yeni Ortadoğu Vizyonuyla İlgili Ciddi İmaj Kaybı Oluşturdu

SETA Medya ve Toplum Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar Kaşıkçı olayından sonra Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin geleceği hakkındaki tartışmaları değerlendirdi.

Devamı

Pompeo'nun Riyad-Ankara hattındaki seyahatinin amacı Kaşıkçı skandalı ile ilgili gelişmeleri takip etmekti. Yaygın kanaate göre ve Riyad'dan yayımlanan fotoğraf karelerinden anlaşıldığı kadarıyla Washington, Veliaht Bin Selman'ı Kaşıkçı skandalından sıyırabilecek bir formülün peşinde. Kariyerinde CIA Direktörlüğü bulunan Pompeo'nun bu vazife ile görevlendirilmesi de ilginç.

Veliaht Prens Amerika ve İsrail desteğiyle geçmişteki cürümlerinin üstünün örtülmesi ve petro dolarlarla batı medyasında inşa ettirdiği pozitif algı sonucu oluşan aşırı özgüven ve egosunun kurbanı oldu.

SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı Kaşıkçı olayının etkileri hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun Kaşıkçı olayında Türkiye’nin izlediği politika hakkında değerlendirmede bulundu.

Görüşmeler Açıldı

Normal şartlarda Suud ve ABD baş başa kalsa bu anlaşma zaten şimdiye kadar yapılırdı. Kaşıkçı olayının üzeri çoktan örtülürdü. Hariri meselesinin nasıl kapatıldığına bir bakın. Kraliyet ailesine olanlara bir bakın. Ancak bu kez üçüncü bir göz var. İkisi baş başa kalamadı. Türkiye Suud'u suçüstü yakaladı.

Devamı
Görüşmeler Açıldı
Kaşıkçı Meselesi Bir Faali Meçhul Olarak Kalmayacak

Kaşıkçı Meselesi Bir Faali Meçhul Olarak Kalmayacak

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran Kaşıkçı olayında yaşanan gelişmeler hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Cemal Kaşıkçı olayı hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı soruşturması hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş Kaşıkçı olayının bölgesel ve küresel ilişkilere etkisi hakkında değerlendirmede bulundu.

Cemal Kaşıkçı henüz ABD'de iken kendisine karşı yürütülecek bu veya benzeri bir operasyondan haberdar olması ABD'yi alenen suç ortağı yapıyor..

Tıpkı Obama döneminde olduğu gibi; Rus lider Putin, Trump yönetiminin hatalarını bekleyerek uygun zamanda diplomasi çarkını çalıştırıyor. Batı ittifakının zaaflarını çok iyi bilen bir lider olarak fırsatı kaçırmıyor. Ortadoğu'da elini güçlendirecek yeni adımları atıyor..

Bir algı bozukluğu Suud'un cüretkârlığını tetikliyor ve yanlış hesap yapmasına neden oluyor. Trump'ın gönderdiği sinyaller Suud'un uluslararası siyasete dair algısını bozdu. Kendini vazgeçilmez olarak görüyor. Parayla her şeyi satın alabileceğini düşünüyor. Tarihte bozuk algının örnekleri vardır. Hitler'in Polonya işgali, Saddam'ın Kuveyt işgali gibi. Bunlar hep bozuk algının ürünüdür. Cevapsız kalan haydutluk yenilerini doğurur.

Cemal Kaşıkçı olayının en ince ayrıntılarına dair en akla gelmez sorular soruyoruz. Sonra da..

Meselenin insani yönüne baktığımızda ortada bir vahşet var. Gün ortasında bir devlet eşkıyalığı ile karşı karşıyayız. Devletler bazı durumlarda, ülkenin yüksek menfaatleri için çeşitli operasyonlar yaparlar. İstihbarat birimleri eliyle bazı kişileri tutuklar hatta suikast düzenlerler. Ancak resmi işlemlerini yaptırmak için randevu ile konsolosluğa gelen bir vatandaşı, üstelik yakınları konsolosluğun kapısının önünde beklerken yok etmek çok farklı bir durum. Tam bir kural tanımamazlık, tam bir eşkıyalık.

Kaşıkçı skandalında Riyad'ın etrafındaki çember daralıyor. Bir yandan her geçen gün olayın yeni detayları açığa çıkıyor. Diğer yandan da Riyad üzerindeki diplomatik baskı yoğunlaşıyor.

Kriter Dergisi Yayın Koordinatörü Yusuf Özkır Suudi Arabistan’ın son yıllardaki politikaları ve Türkiye’ye etkileri hakkında değerlendirmede bulundu.

Kendini Amerikan profesyonellerine korutan bir ailenin yurtdışında bir operasyonu tek başına yapabileceğini düşünebilir miyiz?

Muhtemelen Trump yönetimi el yükselterek ve hatta tehdit ederek Suud'luları daha fazla köşeye sıkıştırıp istediğini alınca da meselenin üstünü kapatacak. Nitekim ABD istihbaratının da işin içinde olduğuna dair yazılar da dökülmeye başladı.

Suud Krallığı “iki hafta iktidarda kalabilmek için Trump’ın desteğine muhtaç olmak” gibi bir zilletten kurtulabilir mi?