"Kandil'in Tavrı Süreci Tehdit Ediyor"

İmralı'nın üstüne düşeni yaptığını söyleyen Erdoğan: Demirtaş'ın açıklamaları var. İkisi birbirini tutmuyor. Gelinen durum huzur ve güvenliğe tehdittir. Görmezden gelemeyiz.

Devamı
quot Kandil'in Tavrı Süreci Tehdit Ediyor quot
Cihangir Türkleri Zor Durumda

Cihangir Türkleri Zor Durumda

Kendini Erdoğan ve AK Parti karşıtı olarak konumlandıran çevreler, 7 Haziran seçimleri ile HDP üzerinden bir hava yakaladıklarını düşünüyorlardı.

Devamı

Doğrunun tek bir resmi vardır diyenlere katılmam. Doğrunun pek çok resmi vardır. Fakat bu farklı resimler farklı zihinlerde temsil edilir. Eğer tek bir zihinde bu farklı resimler aynı anda doğrunun temsili diye karşımıza çıkıyorsa işte orada hastalıklı bir hal vardır.

İsrailli ırkçıların bile aralarına mesafe koymak zorunda kaldıkları terörle, son birkaç haftada 20'yi aşkın şehidimize, uyurken, babasıyla konuşurken, karısı ve çocuklarıyla gezerken, hamile kadını hastaneye ulaştırmaya çalışırken şehit veya gazi olan vatandaşlarımıza rağmen başta Demirtaş olmak üzere HDP ve yandaşları aralarına mesafe koyamadı.

Demirtaş Brüksel'e gitti. Hürriyet'inden Zaman'ına, Cumhuriyet'inden Radikal'ine HDP destekçisi medya bu seyahati "barış umudu" diye haberleştirdi.

Anlaşılan, muhtemel erken seçimlerde de bir türlü tüketilemeyen, aynı ezber söylemler sahaya indirilecek: "otoritersin, İslamcısın!"

"Orantılı Yanıt Verin" Ne Demek?

HDP Eşbaşkanı Demirtaş'ın Brüksel temasları sonuç verirse PKK'nın tek taraflı ateşkesini bekleyebiliriz. Bu durumda "orantılı yanıt" söylemi "sen de artık silahları sustur" baskısına dönecektir.

Devamı
quot Orantılı Yanıt Verin quot Ne Demek
Ha George Ha Selahattin

Ha George, Ha Selahattin!

HDP, sadece Türkiye'de değil, uluslararası alanda da PKK'nın sözcülüğünü yapıyor. Devletin, teröre karşı meşru savunma hakkını, "devlet terörü" olarak pazarlamaya çalışıyor.

Devamı

"Çözüm süreci bitti" demiyorum çünkü bu sürecin asli unsuru olan devlet, krizlerin sonlandırılmasından ve çözüm sürecine dönülmesinden yana. Bu yakın zamanda hiç de kolay değil.

Kılıçdaroğlu'na hükümet kurma görevi verilmesi çok anlam taşımamaktadır, çünkü MHP desteklemediği sürece CHP'nin güvenoyu alabilecek bir hükümet kurması imkânsızdır.

Demirtaş'ın istisnasız her olumsuz şeyden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sorumlu tutması sadece Erdoğan'a hissettiği düşmanlıkla ilgili bir durum değil. PKK'nın ihtiyaç duyduğu "düşman"ı inşa etme vazifesini ifa ediyor Demirtaş.

Bunlar "siyasi performans" değil sayın Demirtaş! Belki Orhan Aydın tarzı nefretbahş tiplerin rol aldığı uyduruk sahnelerde kendisine yer bulabilecek tarzda kötü bir tiyatro performansı.

Konuşmalısınız ki, psikolojik harp taktikleriniz, manipülasyon kapasitesiniz, hedef şaşırtma stratejileriniz, ittifaklarınız gün yüzüne çıksın. Mücadele sürecinde bunlar mühim. Bol bol konuşun...

7 Haziran seçimleri sonrası "umut"lar suya düştü. "Yıkıcı ittifak"tan bir "restorasyon hükümeti" çıkmadı. Ama mücadele biter mi? Yeni bir seçim var. Değil mi ki "her seçim bir umut"tur.

Fahrettin Altun: “Selahattin Demirtaş'ın temsil ettiği yegâne gerçeklik PKK'nın sözcülüğünü yapmak, PKK'nın ihtiyaç duyduğu kamusal iletişimi gerçekleştirmek.”

1 Kasım seçimlerine gidiyorsak da 7 Haziran seçimlerinden temel bir ders almayı unutmayalım. Türkiye'nin kaderinde artık bütün siyasi aktörlerin sorumluluğu büyüdü.

Hürriyet her zaman tartışılan bir gazete oldu; fakat gazetecilik kalitesiyle değil. Hürriyet etrafında dönen son tartışma da gazetenin yalan bir haberi, manipülatif bir şekilde dolaşıma sokmasıyla başladı.

Nebi Miş ve Yusuf Özkır terör örgütü PKK'nın artan saldırılarının arka planını, terörün iç ve dış dinamiklerini, şiddet-siyaset ilişkisini ve sosyal medya üzerinden yapılan manipülasyonları değerlendirdi.

AK Parti eski oy oranlarına ulaşmak veya en azından söylediklerinin dikkate alınmasını istiyorsa bölgedekilerle iletişim konusunda biraz daha hassas davranmak zorunda.

Fahrettin Altun: “HDP'nin bizatihi PKK'nın bu eylemleri yüzünden kendi siyasi manevra alanını açtığını düşünüyorum. PKK ve HDP ilişkisi aslında karşılıklı birbirine kazandıran bir ilişki gibi algılanıyor.”

TOBB öncülüğündeki yürüyüşte Türk bayraklarının olması HDP eş genel başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ tarafından "ırkçılık ve milliyetçilik" olarak değerlendirildi.