PKK/PYD Tüm Cephelerde Yeniliyor

Türkiye PKK ile mücadelede tecrübe kazandığı gibi PKK/PYD'nin kara propagandasıyla mücadelede de tecrübe kazandı. Netice ortada terör örgütü her iki cephede de kaybediyor..

Devamı
PKK PYD Tüm Cephelerde Yeniliyor
İpek Yolu Projesi Dinamitlenecek

İpek Yolu Projesi Dinamitlenecek

Talha Köse: İran’da değil Afganistan’da olayların kontrolden çıkacağını düşünüyorum. ABD yeni süper güç olan Çin’in dünyaya açılma alanı olarak Afganistan’ı tıkamak isteyecektir. ABD zaten hiç memnun değil İpek Yolu projesinden.

Devamı

Muhalefet grupları ve yapıları, 16 Nisan sonrasında, ilk yanlışı yüzde 48’lik “hayır” oyları üzerinden bloklaşma siyasetini devreye sokarak yaptı.

Bugün DEAŞ'la mücadele ya da Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak adına PKK'nın faaliyetlerine göz yuman yahut doğrudan PKK'yı silahlandıranların, yarın radikal sol terörün hedefi haline geldiklerine şahit olacağız.

Yöneticiye her şartta itaatı emreden apolitik Selefiliğin İsrail ile birlikte savaşmayı meşrulaştırması bizi şaşırtmamalı. Aynı kafa, "ılımlı İslam" kodlu seküler Arap milliyetçiliğini de aynı kolaylıkla meşrulaştırabilir.

CHP'nin 2019'a giderken kullanmayı düşündüğü başlıca sermayelerden biri irtica söylemiydi. Bir başka deyişle CHP, Erdoğan karşıtlığı siyasetini laiklik vurgusu üzerinden yürütmek istiyordu. Laik-dindar dikotomisi CHP için yarayışlı bir malzeme olarak kurgulanmıştı.

ABD Ve Suudi Prens Belirsizliğe Sürüklüyor

Röportaj: Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Insight Turkey Dergisi Editörü Prof. Muhittin Ataman: "Körfez ülkeleri ciddi bir şekilde ABD ve İngiltere'ye bağımlı hareket ediyor. Sadece siyaset alanı değil, ekonomi ve eğitim alanı da bu iki ülkenin kontrolünde... ABD yönetimi ve Bin Selman elbirliğiyle bölgeyi bir bilinmeze sürüklüyor"

Devamı
ABD Ve Suudi Prens Belirsizliğe Sürüklüyor
Türkiye de İslamofobiyi Konuşmanın Vakti Geldi

Türkiye’de İslamofobiyi Konuşmanın Vakti Geldi

Bugün artık bu mesele Türkiye'nin görmezden gelemeyeceği boyutlara ulaşmış durumdadır. Dolayısıyla Türkiye'de İslamofobi olgusunu konuşmanın ve tartışmanın vakti geldi de geçiyor.

Devamı

Yapılan düzenleme ne medeni nikâhı ne de evliliğin resmi evlendirme memuru önünde yapılacağı ilkesini kaldırmaktadır. Sadece evlendirme memurları arasına müftüyü eklemektedir.

Değişim meselesi sadece AK Parti siyaseti ile ilgili olmadığı için diğer partiler de doğal olarak belediye başkanlarının değişimini çeşitli açılardan sorunsallaştıracak.

Bireysel ve dini özgürlüklerin sonuna kadar genişletilmesi taraftarı olan bazı Avrupa ülkeleri iş Müslümanlara gelince savunduklarını iddia ettikleri değerleri çekinmeden çiğnemektedirler.

Türkiye’nin IKBY’nin referandum kararına sert tepkisi, Suriye’de yaşananlardan en büyük zararı gören ülke olarak, Kuzey Irak’ta benzer bir istikrarsızlığın yaşanmasını istemediği içindir.

Yakın bir geleceği bırakalım, uzun vadede bile kıta Avrupası’nda dindar bir Müslümanın ulusal parlamentolarda kendine yer bulması neredeyse imkânsız gözükmektedir.

15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte “yerli ve milli siyaset tarzı” yeni dönemde siyasete hâkim olan kodlardan biri haline gelmiştir.

Almanya'daki gözlemimiz Türkiye söz konusu olduğunda Almanların alışık olduğumuz rasyonel ve soğukkanlılığı bir kenara bırakarak aşırı bir duygusallık ve öfke içerisinde hareket ettikleri yönündedir.

Türk-Alman ilişkilerinden yaşanan gerilime ve Alman tarafının bununla ilgili yaptığı açıklamalara baktığımızda, Almanya'nın Türkiye`de bir `kulturkampf (kültür savaşı) 'yürüttüğü görülmektedir

CHP, Türkiye’nin sorunlarının çözümü için siyaset üretmek yerine, AK Parti karşıtı çıkar ve elit gruplarının tavsiyesine uyarak popülist, soyut ve muğlak siyasal söyleme devam edeceğe benziyor.

Erdoğan kimliğine yapılan eleştirilere karşı rol yapmadıkça, sözde 'yüksek kültür'ün kodlarını benimsemeyip aksine ısrarla olduğu gibi göründükçe, eleştiriler artarak iyice irrasyonelleşiyor.

Erdoğan 2019 seçimleri gibi kritik bir sürece hazırlanırken "eleştiri bizi zayıflatır" demek yerine "bu meseleleri halletmeden başarılı olmamız mümkün değil" diye düşünerek kamusal bir hesaplaşma süreci başlatıyor.

15 Temmuz’da milletin sessiz kalacağını zannedenleri büyük bir hayal kırıklığına uğratan da, “makbul ve asıl kabul edilmeyen” çoğunluğun geleceğine sahip çıkmasıdır.

15 Temmuz'da her kesimden insan sokaklardaydı ama Gezi'nin gençleri yoktu.