DEAŞ’ın tarihte örneği olmayacak şekilde güçlenmesinin arka planında ABD öncülüğündeki batılı devletlerin politikaları temel belirleyici faktör olarak ön plana çıkmaktadır.
Devamı
Taksim Gezi Parkı şiddet eylemleri, Türkiye’nin yakın dönemde maruz kaldığı dış destekli saldırıların ilkiydi.
Devamı
2019 seçimleri birçok ilkleri de içinde barındıracağı için tüm siyasi partiler, hazırlık sürecini çok iyi yönetmek zorunda.
AK Parti kuruluşundan itibaren hiçbir zaman kendini "İslamcı" olarak nitelemedi. Ancak 16 yıllık siyasi hayatının her kritik aşamasında "İslamcılık" ile ilişkilendirilmekten de kaçamadı.
Türkiye’nin operasyonlarının, kendilerinin de terör örgütü olarak tanımladıkları PKK’yı hedef aldığını ve operasyonun Suriye ayağında vurulan YPG’nin PKK’nın Suriye uzantısı olduğunu çok iyi biliyorlar aslında.
İkisi aynı gün olan, üç seçimin aynı yıl içinde yapılması seçmen tercihlerinde farklı siyasal davranışları ortaya çıkarabilecektir.
Avrupalıların, Türkiye’ye karşı terör örgütlerini himaye eden tutum içerisinde olmaları bir “skandal” değil de, Türkiye’nin bu örgütlere yönelik istihbarat faaliyeti yürütmesi bir skandalmış.
Devamı
Almanya, Türkiye halkının üzerinde birleştiği iki düşmanı (PKK ve FETÖ) Türkiye'ye karşı kullanırken, 15 Temmuz gecesi verilen demokratik direniş yeni Türkiye'nin kimliğinin kurucu harcı oldu.
Devamı
Toplum, milli iradesine ve geleceğine karşı sahaya sürülen örgütlere ve darbe mekaniğine karşı milli bir direnç ortaya koyuyor.
Türkiye’nin özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ’den arınma çabaları ülke içerisinde önemli bir ivme kazanmıştır. Bundan sonraki süreçte FETÖ’nün diasporik bir tehlike olacağı ve Türkiye açısından ulus-aşırı bir tehdit arz edeceği açıktır.
Şimdi ülkede AK Parti'den daha büyük bir siyasal merkez yok. Fakat AK Parti aynı zamanda bir sivil toplum örgütü gibi. Artık Erdoğan sadece bir siyasal aktör değil. Toplumun nirengi noktası.
Türkiye’nin DEAŞ mücadelesi, sadece terör eylemlerinin önlenmesine dönük cari istihbaratın eyleme geçirilebilir işlevselliğini değil; aynı zamanda örgüte katılma temayülü ve karakteri taşıyan yabancıların radikalleşme safhalarının takibini ve gerekli önleyici mekanizmaların inşasını zaruri kılmaktadır.
Batıda ve Türkiye’de bir terör saldırısı sonrası kimin nasıl tepki verdiğine bakıldığında, fazla bir araştırmaya gerek kalmadan, terör eylemi ile neyin amaçlandığı açıkça ortaya konabilir.
Ortak hedef kaos. Kaos ortamında güçlenen, hareket alanını genişletme imkanı bulan terör örgütleri tüm yatırımlarını kaos üzerine yapmış durumda.
Amerika sahada fiilen yok. Kimse de Amerika'nın ne dediğini merak etmiyor. Koruyup kolladıkları PYD bile Amerika ile ilişkilerinin iyi olmasına rağmen Esad rejimi ve Rusya ile ters düşmemek için kırk takla atıyor.
Türkiye, Suriye krizinin başladığı günden bu yana yürütülmeye çalışılan neredeyse tüm barış girişimlerinin parçası olmuş ve bunlarda aktif roller oynamıştır. Bu yönüyle Türkiye’nin yeni müzakere sürecinin de parçası ve garantörü olması önemlidir.
AK Parti hazırladığı teklifi Meclis Genel Kurulu’na getirecek. MHP bu dönüşüm sürecine katkı vereceğini ifade ediyor. Ne yazık ki CHP, üzerindeki “ana muhalefet partisi” etiketine rağmen tartışmanın içeriğine girmeyi reddediyor, HDP’nin kuyruğuna takılıp gitmeyi tercih ediyor.
Fırat Kalkanı Harekatı başladığında “Zor Oyunu Bozdu” manşetini atmıştık Kriter’e. Türkiye’nin müdahalesi neredeyse bütün aktörlerin oyunlarını bozdu. Suriye’den başlamak üzere bölgeyi şekillendirmek isteyen bütün aktörler Türkiye’nin oyun dışı kalacağı varsayımını esas almışlardı. Bunun için de ellerinden geleni artlarına koymadılar.
15 Temmuz darbe girişimi Türkiye’nin sivil-asker ilişkileri başta olmak üzere, güvenlik bürokrasisi ile ordunun stratejik kapasitesine dair bütüncül dönüşüm ihtiyacını en çarpıcı haliyle yeniden gündeme getirdi. Darbe teşebbüsü yaşanmamış olsa bile Türkiye’de güvenlik sektörü ile güvenlik ve savunma anlayışında köklü bir dönüşüm gerekliydi. Bu dönüşüm ihtiyacı Cumhuriyet tarihinin belki de hiçbir döneminde olmadığı kadar aciliyet kesbediyordu.
15 Temmuz süreci, AK Parti ve Erdoğan’ı tasfiye etme girişiminde sıklıkla başvurulan demokratik siyasetin kurallarının dışına çıkma eğiliminin zirve yaptığı bir dönem oldu. Süreç, darbe için aylar öncesine giden bir zemin hazırlanmasını, darbeye gerekli pratik ve söylemsel desteğin verilmesini ve darbe girişiminin başarısız olmasından sonra da sulandırılarak örtbas edilmesini kapsıyor
Tarih boyunca birçok örneğine rastlamak mümkün olsa da bu tür eylemler sistematik şekilde İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra niceliksel olarak yükselişe geçmiş, niteliksel olarak da askeri yöntemden hızla terör örgütlerinin kullandığı asimetrik savaşın sürekli bir yöntemine dönüştürülmüştür.