Türkiye kamuoyu şu konuda artık net: Batı, Türkiye'nin terörle mücadelesini desteklemediği gibi terör örgütlerini Türkiye'yi tedip etmek için kullanıyor.
Devamı
İçinden geçtiğimiz süreç tek kelimeyle liberal demokrasinin meşruiyet krizi olarak adlandırılmalıdır. Bunun en temel sebebi modern toplumların kurucu unsurları olan liberalizm, kapitalizm ile demokrasi arasındaki çelişkilerdir.
Devamı
Cumhuriyet, önümüzdeki süreçte yeniden Atatürkçü çizgisine dönecek ve muhalefetini bu bağlamda devam ettirecektir fakat topluma ve toplumun değerlerine olan karşıtlığından vazgeçmeyecektir.
Ortadoğu'nun mezhep çatışmasını realiteyi yok sayan sekülerizm ile değil, yeni bir dini meşruiyet çerçevesi ile aşabilirsiniz.
Güncelin sıcak karmaşasında aktörlerin yürümeye çalıştığı uzun yolun sonunda kritik bir soru duruyor: Ortadoğu'nun geleceği nasıl şekillenecek?
Birilerinin Batılı “dostlarımıza” teröristlerle iş birliği yapmanın bumerang etkisi yapacağını anlatması gerekiyor. Bugün tolerans gösterilen ya da desteklenen teröristler yarın kendilerini de vurabilir.
Bakmayın Batılı başkentlerin terörle mücadele edebiyatına bugün terör tehdidini en fazla yaşayan demokrasi Türkiye'dir. Hem de "müttefiklerinin" sorumsuzca menfaat hesabı yaparak yalnız bırakması pahasına.
Devamı
ABD ile ilişkilerde de Gülen'in iadesi ve PYD ciddi bir gerginlik konusu. Batılı siyasetçilerin ve medyanın darbe girişimine verilen tepki sınavında sınıfta kalması ise yepyeni bir olguyu besliyor.
Devamı
Batı medyasında 15 Temmuz Darbe Girişimi ile ilgili öne çıkan temaları başlıca dört ana başlıkta değerlendirebiliriz: odak dağıtma, marjinalleştirme, okuru güncelliğini yitirmiş söylemlere inandırma, açık manipülasyonlar yürütme.
Şanlı milletimiz kendisini eğitimsiz ve demokrasiyi içselleştirememiş bir kitle olarak itham eden yerli ve yabancı bütün cahillere, hainlere tarih önünde büyük bir ders vererek çıplak elleri ile tanklara karşı durdu.
Burhanettin Duran: Türkiyenin oldukça yetişmiş, iyi nitelikli, seküler elitleri var. Bunların kendi kendilerini bu kadar zehirliyor olmaları, çaresizliği bu kadar kendi içlerinde çoğaltıyor olmaları üzerinde düşünülmesi gereken bir şeydir. Türkiyenin bu zenginliğini kaybetmemesi lazım.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun aklı başına gelmiş! "Şimdi birlik zamanı" diye miting düzenliyor. Oysa Türkiye bir yıldır terör örgütleriyle mücadele ediyor.
Post-Kemalist dönemin varlığını siyasal anlamda geride bırakıyor olmak, zihinsel dönüşümün tam anlamıyla gerçekleştirdiğini göstermemektedir. Gezi Parkı sürecinde muhafazakârlar üzerinde oluşturulan sembolik şiddet, siyasal/sosyal açıdan kaybedilen pozisyonların yarattığı travma ile bağlantılıdır.
AK Parti'ye muhalif bütün öneriler Türkiye'de "olağanüstü hal" yaşandığı tezinden hareket ediyor. Halbuki "olağanüstülük" muhalefetten ziyade AK Parti'nin gücünü pekiştiriyor. Muhalefet için bu sarmalın içinden çıkmak hiç de kolay değil.
Türkiye Cumhuriyeti'ne düşmanca bir tutum içerisinde olanları çıkaracak olursak en azından birkaç Türk kökenli milletvekilinin bu tasarıya karşı çıkması gerekirdi. Ama görünen o ki bugün Alman Parlamentosu'nda muhafazakâr ve dindar Türk kökenli seçmen temsil edilmemektedir.
Erdoğan nefreti ve takıntısının Türkiye'de “saygın” kabul edilen birçok kişinin maskesini düşürmesinin ardından uluslararası alanda da “saygın” birçok kişiyi şirazesinden çıkardığına şahit olmaktayız.
Yapılmak istenen MHP’yi ameliyat etmek ve onu geleneksel kodlarından kopartarak HDP ve CHP ile yan yana gelebilecek şekilde yeniden tasarlamaktır. Bir yönüyle 7 Haziran’dan sonra HDP ve CHP ile yüzde 60’lık blok içinde yer almamasının bedeli ödetiliyor Bahçeli’ye.
Seküler elitlerin, Müslüman dünyada kolonizasyon sonrası süreçte uyguladıkları geleneksizleştirme ve İslamsızlaştırma politikaları, bu toplumlarda yerli bir ‘öteki’nin üretilmesinde doğrudan etken olmuştur.
Talha Köse, ABD’nin Suriye politikası ve PYD’nin Kürt Baasçılığı üzerine değerlendirmelerde bulundu.
MHP'nin olağanüstü kongre süreci hakkında HDP'lilerin de açıklama yapmaya başlaması, Bahçeli'nin siyaset karşıtı tutumunun vahim sonuçlarını göstermesi açısından tek başına yeterli.
Murat Yeşiltaş, Türkiye’nin dış politika eksenindeki paradigma değişikliği üzerine ayrıntılı değerlendirmelerde bulundu.