Kampanya Süreci

Türkiye gibi ülkelerde seçmen davranışlarının şekillenmesinde sosyal medya ön sıralarda değil. Sosyal medya üzerinden siyasallaşma daha çok “siyasal temsilin” yetersiz olduğu toplumlarda etkili.

Devamı
Kampanya Süreci
AK Parti Kimin

AK Parti Kimin?

Bugün AK Parti etrafındaki tartışmalar partinin kimliği ve parti tabanının kimlerden oluştuğu üzerinde odaklanmış gözüküyor.

Devamı

Batılı siyaset bilimciler ve gazeteciler son dönemde yoğun bir şekilde Batılı siyasetin giderek daha da popülizme kayan krizini anlamaya çalışıyorlar.

CHP ne toplumu ne de siyaseti okuyabiliyor, karşıtlığın en basit ve keskin formunu siyaset yapmak zannediyor. İşin garibi bu tutum CHP'nin oy kaybetmesine de neden olmuyor.

Öneride seçimlerin eşzamanlılığı ile birlikte düşünülmesi gereken bir diğer başlık yasama ve yürütmenin karşılıklı olarak birbirilerini yenileyebilmesidir. Her ne kadar bu durum “fesih” biçiminde adlandırılsa da kastedilen aslında karşılıklı yenilemedir.

Yürürlükteki 1982 Anayasası’na göre mevcut hükumet sisteminin parlamentarizm ilkeleri üzerine inşa edildiği varsayılsa da, mevcut sistem sorumsuz bir Cumhurbaşkanlığı kurumunu merkeze alan vesayet yanlısı bir anlayış üzerine temellendirilmiştir.

Provokatif Şiddet

Milliyetçi seçmene yönelik kurguladığı “bölünme” söylemi tutmayan CHP, bu sefer çekmecede her zaman yedekte tuttuğu “rejim” tartışmasını gündeme getirdi.

Devamı
Provokatif Şiddet
Bir Bardak Çayın Hesabını Kılıçdaroğlu na Sorarlar

Bir Bardak Çayın Hesabını Kılıçdaroğlu’na Sorarlar

CHP seçmeni genel başkanları Kılıçdaroğlu'na Başbakan ile bir bardak çay içtiği için söylemediğini bırakmıyor. Beceriksizlikten başlayarak ihanete kadar hepsi birbirinden ağır ithamlarda bulunuyorlar.

Devamı

Şimdi ülkede AK Parti'den daha büyük bir siyasal merkez yok. Fakat AK Parti aynı zamanda bir sivil toplum örgütü gibi. Artık Erdoğan sadece bir siyasal aktör değil. Toplumun nirengi noktası.

Türkiye de tıpkı Rusya ve Brezilya gibi özellikle Gezi ve 17-25 Aralık süreçlerinden bu yana ABD ve Avrupa’daki yaygın dezenformasyon ve dış politika tercihlerindeki stratejik ayrışma sonucu derecelendirme kuruluşlarının hedefe koydukları ülkelerden biri haline gelmiş durumda.

Malum Kılıçdaroğlu başarısız bir muhalefet lideri olmadan önce başarısız bir bürokrattı. Ancak ben başarısızlığın Kemal Bey'in kaderi olduğunu düşünmüyorum.

Rejimi tartışmanın tarihi, çatışmacı siyaset üzerinden iktidar mücadelesinin tarihidir. “Kan dökme” ve “rejimin tehdit altında olduğu” gibi güvenlik gramerlerine başvurmak, geçmişte sonuç almak için yeterli olabilirdi.

Amerika’daki kurumları aynen getirip Amerikan modelini getirdim deseniz de o Amerikan modeli olmaz. Türkiye modeli olur. Çünkü her toplumun sosyokültürel ekonomik yapısı, tarihsel özellikleri ve uluslararası ilişkilerde konumlanması farklı olduğu için o sistemin işleyişi de kendine özgü olacaktır.

Özellikle Irak Savaşı hezimeti ve yaşanan büyük ekonomik kriz sonrasında ABD’de içe kapanma ne kadar arttıysa, uluslararası kamuoyunun Amerikan politikaları ve seçimlerine olan ilgisi de o kadar yükseldi.

Siyasi kutuplaşma ile söylemsel marjinalizasyonun toplumda bulduğu karşılık, absürt adayların ön seçimleri kaybetmesi veya seçimleri orta yolcu isimlerin kazanması ile ortadan kaybolacak gibi değil. Bu ayrımcı, izolasyonist ve arogan siyasi söylemin popülist politikacıların aracı olması aslında ABD’nin gerilemesi tartışmalarını bambaşka bir yörüngeye çekmiş durumda.

Şimdi militanlar ülkede ekonomik kriz çıkarmaya çalışıyorlar. Ah bir kriz çıksa, ülke alt üst olsa, işyerleri kapansa, ocaklar tütmese, babalar işsiz evlatlar aç kalsa...

Baştan beri bir proje olduğu için, meşruiyetini seçmenden değil terör örgütünden aldığı için, siyaset yerine PKK'nın halkla ilişkilerini yürüttüğü için, Demirtaş bir siyasetçi olarak unutuldu.

DEAŞ’la mücadele için Türkiye’ye destek açıklamaları yapanlar neden FETÖ ve PKK terörüyle mücadelemize yardımcı olmayı lafta bile olsa teklif etmiyor?

SETA İstanbul Genel Koordinatör Yardımcısı İsmail Çağlar muhalefetin FETÖ ile mücadelesi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun siyasal söyleminde tutarlılık meselesi tali bir unsur olarak görüldü. Bir meselenin ülke çıkarı açısından önemli olup olmaması bu anlamda Kılıçdaroğlu için ikinci meseleydi.

1 Aralık 2016 tarihinde Başbakan Yıldırım ve MHP lideri Bahçeli’nin yaptığı uzlaşı açıklaması Türkiye’nin siyasi ve anayasal tarihinde yepyeni bir fırsatı ortaya çıkarmıştır.