Kılıçdaroğlu’nun Çoktan Aştığı Çizgi

Kılıçdaroğlu, FETÖ için kullanılan tabirleri kendince Erdoğan'ın etrafı için sarf ederek bir korku ve intikam iklimi oluşturmaya çalışıyor...

Devamı
Kılıçdaroğlu nun Çoktan Aştığı Çizgi

Taliban'ın dışlayıcı, bağnaz İslam anlayışı ile Türkiye'nin İslami hayat tecrübesi birbirinden çok uzakta. Anlamsız bir İslamcılık benzetmesi üretilmesi gerçekten garabet. Taliban'ın kazanmasına sevinenler de aynı hatalı bakışın diğer yüzü.

Kitle iletişim araçları tarihin her döneminde "gündem oluşturma" (agenda setting) açısından önemli bir etkiye sahip olmuştur. İktidar ya da muhalefetin bütün bileşenleri bu anlamda ya medyayı kontrol etmek istemişler ya da medya sahipleri ile iyi ilişkiler geliştirmişlerdir. Geleneksel medyanın tek yönlü bilgi akışı ve içeriğin filtrelenmesi sürecindeki formel bürokrasi bu anlamda iktidarı kullanmak isteyen aktörlerin işlerini de kolaylaştırmıştır. Nitekim medyaya sahip olan aktörler içeriği diledikleri biçimde üretmekte ve kendi pozisyonlarının savunuculuğunu sahip olduğu araçlar ile tahkim etmektedirler.

Sosyal medyaya ilişkin düzenlemeleri içeren kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Peki, sosyal medyada yeni düzenleme nasıl olacak? Yasa hangi yenilikleri getiriyor? Sosyal medyada “unutulma hakkı” nasıl olacak? SETA Araştırmacısı Dr. Turgay Yerlikaya tüm merak edilenleri AKŞAM TV'ye anlattı.

Bella Hadid'in sosyal medyada paylaştığı babasının “Filistin” yazan pasaportunun sansüre uğratılarak kaldırılması sosyal medya şirketlerine yön veren ideolojik yaklaşımın görünenin aksine çok daha geniş bir düzlemde uygulamada olduğuna işaret ediyor.

Sosyal Medya Provokasyonları Dünyada Kamu İçin Bir Güvenlik Sorununa Dönüşüyor

SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar, sosyal medya platformları aracılığıyla yapılan provokasyonlar üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
Sosyal Medya Provokasyonları Dünyada Kamu İçin Bir Güvenlik Sorununa Dönüşüyor
SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar 31 Mart

SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar: 31 Mart Seçimlerinden Sonra Sosyal Medyada Yalan Rüzgarı Hızlandı

Tüm dünyada olduğu gibi sosyal medyada bilgi kirliliği, yalanın sıradanlaşması, iftira konusu Türkiye'nin de gündeminde. Bunu son olarak Ankara'da Barış Çakan cinayetinde gördük. CHP, HDP ve FETÖ'cü hesaplar bunun bir Kürtçe şarkı cinayeti olduğunu iddia etmişti. Bununla ilgili sosyal medyada bir yalan haber bombardımanı başladı. Oysa gerçek çok farklıydı. Barış Çakan "ezan okunuyor müziğin sesini kısın" demişti. Çalınan şarkı Kürtçe değildi. Ayrıca uyarılan kişi değil uyaran Barış Çakan öldürülmüştü. Ancak hiçbiri paylaştıkları bu yalan haberi sosyal medyadan silmedi. Hala bu yalan haber sosyal medyada yaygınlaşıtırılmaya devam ediliyor...

Devamı

Türkiye bu küresel platformlara, güvenlik tehdidi oluşturan içeriklerin silinmesi için başvurduğunda “ifade özgürlüğü” diyerek buna yanaşmadılar. Terör örgütü üyelerinin hesaplarını dondurmadılar. Şimdi, tehdit kendilerine de zarar verecek boyuta gelince “bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi için ortak küresel mücadelenin gerekliliği”nden bahsediyorlar.

Seçimler öncesinde yalan haber yayılımı neden artmaktadır? Dezenformasyon ve yalan haberin yayılması Türkiye’de nasıl şekil değiştirmiştir? 23 Haziran seçimlerine giden süreçte yalan haberler nasıl servis edilmektedir?

Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıyan Mueller raporunda 2016 Başkanlık seçimlerinde Trump'ın Rusya tarafından desteklendiği ve Trump'ın kampanyasını yürüten ekibin Rusya'yla işbirliği içine girdiğine yönelik iddialarının somut delillere dayanmadığının ortaya çıkmasının ardından tartışmalar farklı bir noktaya evrildi.

Bu raporda manipülasyonun ne olduğu ve sosyal ağlar üzerinden nasıl gerçekleştirildiği farklı boyutlarıyla incelenmektedir. Raporda Türkiye’de 31 Mart 2019 tarihinde gerçekleşecek yerel seçimler öncesinde yalan haber etkisi ve şüpheli içerikler üzerine bir durum değerlendirmesi yapılmaktadır.

Geçtiğimiz günlerde RAND Corporation’dan Türkiye uzmanı Katherine Costello tarafından yazılan “Russia’s Use of Media and Information Operations in Turkey” isimli rapor, Rusya örneği üzerinden hem devletlerin klasik ve yeni medya vasıtasıyla yürüttüğü operasyonel beceriyi gösteriyor hem de günümüzde devletlerin müdahale etme araçlarında ne gibi dönüşümler olduğunu ortaya koyuyor.

Sosyal medya aracılığı ile, reel siyasette ne kadar etkili olunduğu bir kenara, kısa süreliğine de olsa gündem oluşturulduğu ve bazı tartışmaların seyrine etki edilebildiği kabul edilmektedir. Bu nedenle internetin sunduğu imkanlar hem resmi hem de enformel yönleriyle kullanılmakta ve özellikle seçim dönemlerinde bu stratejiler izlenilerek istenilen yönde sonuç alınmaya çalışılmaktadır.

Seçimlerin sonucunu maniple etmeye dönük girişimlerin yapılabileceğini son birkaç yazıda belirtmiştim. Problemin nerede çıkabileceği, herhangi bir sıkıntı olması durumunda bunun nasıl tespit edileceği ve giderileceğine de değinmiştim. Çok geçmeden ilk girişimler denendi.

Gezi Parkı eylemleri sırasında, hükûmet karşıtı çevreler eylemlere katılan genç kuşağa “orantısız” güzellemeler yaptılar. “Pırıltılı zekâ örnekleri sergileyen bir kuşak” olarak tanımladıkları bu kesimlerin onlara göre en belirgin özelliği, “sosyal medya”yı çok iyi kullanan gençler olmalarıydı.