CHP'de Kılıçdaroğlu'nu baskılayan lider değişimi tartışması, Akşener'in CHP'den 15 vekil isteme pişmanlığı, HDP'nin her ilde aday çıkarma açıklaması, Babacan'ın helal 15 vekil söylemi ve Karamollaoğlu'nun CHP listesinden seçime giren partilerin CHP'ye yüzde 7-8 oy getirdiği iddiası gibi hususlar muhalefetin Mart 2024'te bir araya gelemeyeceğini göstermiyor. HDP ve İyi Parti'nin daha iyi pazarlık peşinde olması kuvvetle muhtemel. Bu sebeple "Muhalefetin dağınıklığına bakarak AK Parti rehavete düşmemeli" argümanı isabetli. Mayıs 2023 seçimlerinde İstanbul ve Ankara'da Kılıçdaroğlu'nun daha fazla oy alması bu belediyeleri kazanmanın kolay olmadığını gösteriyor. Erdoğan'ın ilçe bazlı detaylı çalışmalar yaptırmasını bununla irtibatlı anlamalı.
Devamı
Muhalefete yol gösterenler de tıpkı CHP ve Kılıçdaroğlu gibi özeleştiri yapmalı. Özeleştiri yerine yine "öteki" olarak Erdoğan olgusuna sarılmalarını entelektüel çaresizlik.
Devamı
81 CHP il başkanının ortak açıklamasındaki "değişimi kişi merkezli değil ilke ve program merkezli anlayalım" vurgusundan anlaşılacağı üzere Kılıçdaroğlu, koltuğunu koruma kararlılığını sürdürecek. Kısmen haklı, 2010'dan bu yana partisinde yapılmadık değişim bırakmadı.
Asıl soru ortada sahipsiz duruyor: CHP'de değişimin yönü ne olacak?
Muhalefet çevreleri kendi destekledikleri adayı, seçimleri kaybettiğine daha tam ikna edemeden, tartışmasız bir şekilde yeniden seçilen Erdoğan çoktan kabinesini açıklamıştı. Kemal Kılıçdaroğlu, seçimi niçin kaybettiğini kendi destekçilerinin karşısına çıkıp açıklamadan, iktidarın hem yasama grubu hem de yürütme organı, kendi görev alanlarına ilişkin çalışmalara hızla başladılar.
Yüzde 86 gibi yüksek bir katılım oranıyla gerçekleşen 14/28 Mayıs seçimlerini geride bıraktık. Cumhurbaşkanı Erdoğan üst üste 16. seçimden de zaferle ayrıldı. Bu serbest ve dürüst seçimlere dayanan demokratik rejimlerde eşine rastlanması pek mümkün olmayan bir başarı.
Devamı
TBMM'de 28. yasama dönemi dün MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin yönettiği oturumda milletvekillerinin yeminleriyle başladı.
Devamı
Türkiye'nin 14- (28) Mayıs 2023 Genel Seçimleri birçok dış politika analisti tarafından 2023'ün en önemli seçimi olarak tanımlanmıştı. Başta Batı'dan olmak üzere dünyanın birçok köşesinden uzmanlar, basın mensupları, siyasetçiler ve kamuoyları Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı ve AK Parti'nin zaferi ile sonuçlanan seçimleri yakından takip ettiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden cumhurbaşkanlığına seçilmesi Avrupa'da ve birçok Batı ülkesinde beklenmedik bir gelişme olarak yorumlandı. Bu durum Türkiye'de olduğu gibi Batı'da da karar alıcı ve kamuoylarının "uzman" ve "anketçiler" tarafından yanlı bilgilendirilmiş/yönlendirilmiş olmalarının bir sonucudur. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunu sürpriz olarak algılayan yerli ve yabancı çevreler Erdoğan'ın ikinci turda kazanacağına kanaat getirdiler. Sonuç olarak Erdoğan'ın seçimi kazandığının anlaşıldığı saatlerden itibaren hızlı bir tebrik dalgasına şahit olduk. Dünya liderleri hızlı bir şekilde Erdoğan'ın zaferini kabul ettiler ve yeni dönemde Türkiye ile çalışma isteklerini dile getirdiler.
Seçim sonuçları AK Parti perspektifinden ele alındığında hem olumlu hem de olumsuz bazı çıktılar olduğunu söylemek mümkün.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu 28 Mayıs'ta gerçekleştirildi. Sonuçlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın rakibi CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu ezici bir farkla geride bıraktığını ve önümüzdeki beş yıl daha Türkiye'yi yöneteceğini gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iç siyaset ve ekonomide izleyeceği programının süreklilik ve yenilikleri önümüzdeki günlerde netleşecek. Bu husus biraz da açıklanacak yeni kabineye göre şekillenecek. Ancak Türk dış politikasında, bilhassa Türkiye-Ortadoğu ilişkilerinde yaşanacakların az çok öngörülebilir ve net olduğu kanaatindeyim. Bu anlamda Erdoğan'ın seçim zaferinin Ortadoğu'daki dengeler açısından anlamı, "süreklilik ve istikrar" kavramları temelinde değerlendirilebilir.
28 Mayıs'ta yapılan ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile birlikte 2023 seçim süreci artık tamamen sonuçlandı. Seçim sürecinde ve sonrasında birçok başlık ve konu ön plana çıkarken bu seçimlere has birçok pratik dikkat çekiciydi. Bu doğrultuda mevcut cumhurbaşkanlığı seçim sistemi, her ne kadar 2014 yılından beri geçerli olsa da 2023 seçimleri, iki turlu bir seçim deneyimlenmesi açısından bir ilki teşkil etti. Dolayısıyla özellikle ilk kez tecrübe edilen bu pratik, detaylıca değerlendirilebilecek birçok konuyu ortaya çıkardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan cumartesi günü yemin edecek ve açıklayacağı kabine ile önümüzdeki beş yılın aktör ve politikalarını kamuoyuna sunacak. "Türkiye Yüzyılı İçin Doğru Adımlar" başlığı ile açıkladığı seçim beyannamesini hayata geçirecek ekibini tanıtacak.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, "Büyük Türkiye zaferi, bütün toplumsal kesimleri kucaklayarak, harekete geçirerek ortaya çıkarılacak olan başarının, yepyeni bir kalkınma hamlesinin adıdır." dedi.
Rapor detayları verileri baz alarak, sayısal açıdan ve karşılaştırmalı bir biçimde ancak cumhurbaşkanı seçimi özelinde analiz etmektedir. Öte yandan raporun dikey aksını birinci ve ikinci tur seçimleri, yatay aksını ise Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun aldıkları oylar oluşturmaktadır. Bu doğrultuda genel seçim sonuçlarının yanında yurt içi ve yurt dışı oylar, katılım ve geçerli oy oranları, ilk ve ikinci tur arasındaki oy farklılıkları, büyükşehirler, deprem bölgesi, Türkiye’nin coğrafi bölgeleri gibi çeşitli başlık ve açılardan seçim incelenmektedir. Dolayısıyla görselleştirmelerin yardımıyla ve olabilecek en basit şekliyle karşılaştırmalı ve sayısal bir seçim analizi amaçlanmaktadır.
Meclisteki temsil oranı nasıl yorumlanmalıdır? Yeni Meclis aritmetiğinin muhtemel sonuçları nelerdir? Yeni bir anayasa yapılması ya da anayasa değişikliğine gidilmesi mümkün müdür?
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 80. sayısı raflarda yerini aldı.
Moderatör : Murat Yeşiltaş, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, SETA Konuşmacılar : Nebi Miş, Sakarya Üniversitesi, SETA Hamit Emrah Beriş, Hacı Bayram Veli Üniversitesi Talha Köse, İbn Haldun Üniversitesi, SETA
Erdoğan, 1994 Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine ek olarak 2002'den itibaren peş peşe (referandumlar dahil) 16 seçim kazandı. 21 yıllık kesintisiz iktidarından sonra hem Cumhur İttifakı ile Meclis'in çoğunluğunu ele geçirdi hem de yeni bir 5 yıllık görev onayı aldı. 2014, 2018 ve 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortalama yüzde 52 oy almayı başardı. Bu siyasi başarı, siyasi hayatımızda öncesi olmayan, yanına bile yaklaşılamayan ve sadece kendisi ile yarışan bir rekor.
Tüm stratejisini hizmet siyaseti üzerine kuran Erdoğan karşısında muhalefet, kimlikler üzerinden ilerleyen bir yaklaşımla başarılı olacağı yanılgısına kapıldı. Gömleğin ilk düğmesinin yanlış iliklenmesinin en sona kadar peşi sıra yanlışları beraberinde getirmesinde olduğu gibi muhalefet bundan sonraki adımlarında da hata üzerine hata yaptı.
Seçim sonuçlarının gösterdiği en önemli çıktı, salt bir ideoloji olmanın ötesinde milliyetçi anlayış, yaklaşım ve hassasiyetin, Türkiye’deki en güçlü siyasi eğilim haline geldiğidir. Bu noktada, gerek tarafların seçimlerde tercih ettiği söylem ve strateji, gerek iç ve dış tetikleyicilerle milliyetçiliğin heterojen bir yapıyla da olsa gerçek bir “dip dalga” olduğunu söylemek mümkün.