31 Mart Yerel Seçimleri ve Seçim Güvenliği

Türkiye, 31 Mart günü yapılacak olan Mahalli İdareler Genel Seçimleri ile dört yıllık seçimsiz bir döneme geçecek. Son on yıla bakıldığında ise üst üste yapılan seçimlerin ve referandumların sayısının sekiz olduğu görülmektedir. Yakın dönemde yapılan bu seçimler ve oylamalarda seçim güvenliği, seçimlerin serbestliği ve adilliği konuları çok sık gündeme getirildi. Oysa yakından bakıldığında Türkiye'nin seçim tecrübesi ve birikimi bu yöndeki iddiaları desteklememektedir.

Devamı
31 Mart Yerel Seçimleri ve Seçim Güvenliği
Kriter'in Haziran Sayısı Çıktı Türkiye Yüzyılı Baş-la-dı

Kriter'in Haziran Sayısı Çıktı: Türkiye Yüzyılı Baş-la-dı!

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 80. sayısı raflarda yerini aldı.

Devamı

SETA Siyaset Araştırmacısı Mert Hüseyin Akgün, SETA’nın düzenlediği “28 Mayıs’a Doğru Seçim Güvenliği ve Özgürlüğü” başlıklı panelde, Türkiye’de seçim güvenliği bağlamında alınan önlemleri özetledi.

28 Mayıs'a Doğru Seçim Güvenliği ve Özgürlüğü

Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun İkinci Tur Kampanyaları

Seçmeni sandığa götürmek ve sandığa sahip çıkmak ikinci turun en kritik meselesi.

Devamı
Erdoğan ve Kılıçdaroğlu nun İkinci Tur Kampanyaları
Sandık Güvenliği Nasıl Sağlanacak

Sandık Güvenliği Nasıl Sağlanacak?

14 Mayıs seçimleri yalnız Türkiye'de değil neredeyse tüm dünyada büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Türkiye'nin yakın siyasi tarihinin en kritik seçimi olduğu yorumları yapılıyor. Bu seçimlerin bu kadar büyük bir ilgi toplamasında öncelikle iki cumhurbaşkanı adayı, Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu arasında kıyasıya bir yarışın yaşanmasının payı çok. Bu heyecanı yüksek demokratik rekabet doğal olarak yüksek reyting alıyor.

Devamı

Türkiye’de geçmişten bugüne seçimlere duyulan güvenin arkasında seçimlerin dürüstlüğünü sağlayan etkili hukuki teminatlar bulunuyor. Bu analizde de Türkiye’de seçim güvenliğinin hukuki boyutu ortaya koyulmaya çalışılmıştır.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 79. sayısı raflarda yerini aldı.

Web Panel: Seçimlere Doğru Seçmen Davranışları

Seçim kampanyaları son 19 güne girdi. Cumhur İttifakı da Millet İttifakı da 14 Mayıs seçimlerini kazanacağı özgüveniyle propaganda ve mitinglerini sürdürüyor. Anket şirketleri her iki ana ittifakın da "biz kazanacağız" söylemine uygun anketleri kamuoyu ile paylaşıyor. Bu da seçim yarışını daha iddialı ve gergin hale getiriyor.

Serbest ve dürüst seçimler, demokrasinin en temel unsurudur. Bir rejime demokratik niteliğini kazandıran birden fazla siyasi partinin hür bir rekabet ortamında yarıştığı genel oya dayalı seçimlerdir. Şüphesiz günümüzün çoğulcu demokrasileri sandıktan ibaret değildir. Seçimle iş başına gelse dahi siyasi iktidarların denge ve denetleme mekanizmalarıyla sınırlandırılması, gücün kuvvetler ayrılığı prensibiyle dağıtılması, bağımsız yargının temel hak ve özgürlükleri koruması liberal demokrasilerin vazgeçilmez koşullarıdır. Ama bütün bunlar demokrasinin en karakteristik niteliği olan seçimlerin önemini azaltmaz.

Demokrasimizin en sağlıklı işleyen kurumlarından biri olan seçimlerin güvenliği Türkiye için bir milli güvenlik konusudur. Tüm tarafların konuyu bu duyarlılıkla yaklaşması gerekir.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 78. sayısı raflarda yerini aldı.

Twitter, 2006 yılından bugüne çok büyük yollar kat etti. Günümüzde yaklaşık 550 milyonluk kitlesiyle internet kullanıcılarının yaklaşık yüzde 10’una ulaşan Twitter, dünyadaki en aktif sosyal medya platformları arasında on dördüncü sırada

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçmen listeleri üzerine açıklamasını değerlendirdi.

İktidar ve muhalefet arasındaki rekabetin ana iddiası ülkeyi kendisinin yönetebileceğidir. Bu iddianın ikinci yüzü ise rakibinin ya da rakiplerinin yönetemeyeceğidir. 2023 seçimlerine giderken Türkiye'de güncel siyasetin her konusu bu tema etrafında şekilleniyor. En son muhalefet Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın NATO'nun Madrid Zirvesi'nde Türkiye'nin taleplerini Finlandiya ve İsveç'e kabul ettirdiği üçlü mutabakatı eleştirdi.

İktidarda olan yaptıklarının ve yapmadıklarının yükü altındadır. Bu yüke rağmen muhalefetin neden alternatif olamadığı konuşulmalı. Muhalefet korku ve kaygıları büyüterek iktidar karşısında yeni şeyler söyleyebilme avantajını küçümsüyor. Son söz elbette bu ülkede sandık ne derse odur.

Uluslararası toplumun tutarsız yaklaşımı, mevcut UBH hükümeti ve Başbakan Dibeybe ile Milli Mutabakat Hükümeti (MMH) ve Serrac karşısındaki farklı tutumlarında da karşımıza çıkmaktadır.