Tüm Yönleriyle Suriye İsyanı

100 binden fazla insanın ölümü, yaklaşık 2 milyon insanın yaralanması ve mülteci durumuna düşmesine neden olan kanlı bir iç savaşın yaşandığı Suriye'yi anlamak için SETA uzmanlarının analizlerini bir arada sunuyoruz.

Devamı
Tüm Yönleriyle Suriye İsyanı
Ruhani'nin İran'ı

Ruhani'nin İran'ı

İran'ın içeride ve bölgede karşı karşıya olduğu sorunlar, salt halkla ilişkiler kampanyasıyla çözülebilecek türden değil. Batı'nın İran algısı da sadece olumlu mesajlar ve gülen bir yüzle değişebilecekmiş gibi durmuyor.

Devamı

SETA ve Marmara Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen “Akademik Özgürlükler Çalıştayı”nda, akademik özgürlüklerin kapsamı ve sınırları tartışıldı.

SETA Siyaset Direktörü Hatem Ete, ODTÜ'de bir grup öğrencinin başörtülü öğrencilere yönelik tacizlerinin, Gezi olaylarının Türkiye'yi getirdiği siyasal iklimin bir örneği olduğunu belirtti.

Müslüman Kardeşler ikinci 'Öfke Cuması'nı “Milyonluk Öfke” olarak isimlendirdi. İlk “Öfke Cuması”, 28 Ocak 2011 tarihinde yapılan eylemler için isimlendirilmiş ve Hüsnü Mübarek'in devrilmesiyle sonuçlanmıştı.

Son aylarda yaşanan olaylar göstermiştir ki İslami siyasal aktörler bundan sonra ancak muktedir olma siyaseti geliştirebildikleri müddetçe siyasal kazanımlarını sağlama alabileceklerdir.

Suriye'de Ulusalcı - ‘Liberal' Kardeşliği

PYD, bugünlerde yürüttüğü propaganda kampanyası gereği çatışmaları El-Kaide teröristlerine karşı laik PYD'lilerin kahramanca Kürt halkını savunması olarak göstermeye çalışsa da gerçek resim çok farklı.

Devamı
Suriye'de Ulusalcı - Liberal' Kardeşliği
Rehber Vesayetinin Gölgesinde İran Seçimleri

Rehber Vesayetinin Gölgesinde İran Seçimleri

İran'da siyasetin alanının giderek daralmasına ve otoriterleşmesine karşılık siyasetin dinamik yapısı ve sürprizleri önümüzdeki seçimlere heyecan katmaktadır.

Devamı

Son dönemlerde yargı bürokrasisi ile siyasilerin sıklaşan karşı karşıya gelişleri, Mısır'da tamamlanamamış devriminin yarattığı komplikasyonlarla bizi bir kez daha yüzleştirdi. Mübarek ve yakın adamları devrildikten sonra siyaset bir süre boyunca Yüksek Askeri Konsey üzerinden askerler eliyle belirlenirken, yargı bürokrasisi de kendi hâkimiyet alanını iyice genişletti.

Kürt meselesinin çözümü ve PKK'nın silahsızlandırılması süreci ilerledikçe cari siyasi pozisyonların en fazla zorlandıkları durum statükoyu korumak olacaktır. Çözüm süreci toplum tarafından hızla sindirilirken, elitler düzeyinde oldukça maliyetli bir transformasyon döneminin de önünü açmış oldu. Özellikle sürecin aktörü olanlar ve siyasi partiler yaşanan değişimi yönetmekte zorlanmaktalar. Siyasi partiler açısından sürece en hazırlıklı olan tartışmasız AK Parti. Bu durum AK Parti'nin siyasi kimliğindeki kodlardan ve Erdoğan'ın siyasi mühendislik yeteneğinden kaynaklandığı kadar, 2009 açılım sürecinin de baş aktörü olmasındandır. AK Parti, 2009 açılım süreciyle spesifik hedeflerine ulaşamasa da, genel olarak tabanının ve elitlerinin Kürt meselesinde yıllar sürecek bir dönüşümü hızla sindirmelerini sağladı. Bu yönüyle 2009 açılımı, AK Parti'nin 2013 çözüm sürecinin dibacesi olmuştur. Aynı şekilde 2009 açılım sürecinde negatif rol oynayan bütün aktörler açıktan veya zımnen bugün sıkıntılar yaşamaktalar.

'Yeni Sol' deneyimi, Türkiye tarihinin bu kritik dönemecinde ertelediği zor kararların bedelini ne parti içinde ne de Türkiye siyasetinde aktör olamayarak ödüyor.

2012'nin son günlerinde Öcalan ve MİT yetkililerinin İmralı'da yaptıkları görüşmeler neticesinde başlayan bu yeni süreç, üçüncü çözüm girişimine işaret etmektedir. Başbakan başta olmak üzere siyasal iradenin açıktan sahip çıktığı bu sürecin en önemli özelliği, Kürt siyasetinin en etkili aktörü Abdullah Öcalan'ın doğrudan birincil aktör, Kürt seçmenle en yakın teması kuran ve demokratik meşruiyete sahip BDP'nin ise ikincil aktör olarak muhatap alınıp, onların üzerinden bir çözüm arayışına gidilmesi oluşturmaktadır.

Türkiye yükseköğretim sisteminin ihtiyaç duyduğu reformun kritik noktası, yükseköğretimi topluma hesap verebilir kılacak mekanizmaların oluşturulmasıdır.

AK Parti hem Türk hem de Kürt kamuoyunu yöneterek bu meseleyi en azından çözme niyetine sahip olduğunu ortaya koyuyor. PKK'nın silahlı güçlerini Türkiye dışına çıkarması hem süreci akamete uğratabilecek yol kazalarının azalmasına hem de AK Parti'nin çözüm niyetini kararlı politikalarla tahkim edebilmesine ortam sağlayacak.

Mit ile PKK arasında yapılan görüşmeyle ilgili tartışmalar, on gündür medyanın ve siyaset dünyasının gündemini meşgul ediyor. Kamuoyuna yansıyan değerlendirmelerin neredeyse tamamında, devletin PKK'yla görüşmesi olumlu bulunuyor, hatta gerekli görülüyor. Bununla birlikte, görüşmeyi kimin sızdırdığına ilişkin spekülasyonlar daha çok öne çıkıyor. Siyasilerin açıklamalarında ise, görüşmelerin hükümet tarafından gizlenmesi, inkâr edilmesi üzerinde duruluyor.

DTP, başından beri açılıma destek verse de, açılımı zora sokacak tutum ve davranışlara da tevessül etmekten geri durmadı. Açılımın başarıya ulaşmasını istemesine rağmen, DTP, meselenin çözümü için gerekli olan siyasal inisiyatifi kullanmaktan yoksun olması, kendisinden beklenen kolaylaştırıcı rolü oynayamaması ve kritik anlarda kullandığı söylem ve gösterdiği davranışlarla genel kamuoyunun hassasiyetlerini gözetmemesi dolayısıyla açılım sürecini zaafa uğratabiliyor. Ahmet Türk'ün konuşmasına yansıyan sağduyulu tavrın parti politikasına dönüşüp dönüşmeyeceği ise büyük oranda DTP dışı koşullara bağlı olacaktır.

Kamuoyu başından beri Kürt sorunu ile PKK arasında bir ayırım yapmamaktadır. PKK, Kürt sorununun bir ürünü ve parçasıdır. Bu çerçevede, Kürt sorunu, PKK'dan önce de var olduğu gibi, PKK sorunu çözüldükten sonra da pekâlâ varlığını sürdürebilir. Dolayısıyla PKK, esasında, silahsızlanma parantezinde değerlendirilmeli iken, Kürt sorunu çok daha kapsamlı tedbir ve dinamiklerle yönetilebilir bir yola sokulabilir. Bu çerçevede, Öcalan'ı da doğru konumlandırmak gerekir. Öcalan, PKK ve PKK'nın Kürt sorununu ilgilendiren boyutları çerçevesinde ve bununla sınırlı bir biçimde ele alınmalıdır ve sorundaki payı ölçüsünde çözüm sürecinde rol alabilir. Bir örgüt olması hasebiyle, PKK'ya ilişkin meselelerde bir muhatap arayışına girmenin belli bir rasyonalitesi olabilir. Dolayısıyla, Öcalan'ın veya başka birilerinin "silahsızlanma" parantezinde nasıl bir rol oynayabileceğinin stratejisi üzerinde kafa yorulabilir.

TÜRKİYE'DEKİ Kürt nüfusu temsil ettiği iddiasındaki PKK, etno-politik bir sorunla bağlantılı olarak ortaya çıkmış bir terör örgütüdür. Dünyanın muhtelif bölgelerinde devam eden onlarca etnik çatışma incelendiğinde konuyla ilgili örnek alınabilecek ideal bir siyasi çözüm biçiminin olmadığı görülür.