Terör Örgütü PKK'nın Kuzey Irak'ta Stratejik Çıkmazı

TSK, Pençe-Kilit Harekatı'yla Sinat-Haftanin'den Hakurk’a kadar uzanan 300 kilometrelik sınır hattında yer yer 15 ila 30 kilometre arasındaki bir derinlikte güvenli hat oluşturmayı başardı.

Devamı
Terör Örgütü PKK'nın Kuzey Irak'ta Stratejik Çıkmazı
Biden ın Netanyahu ya Yaranması Mümkün mü

Biden’ın Netanyahu’ya Yaranması Mümkün mü?

Biden yönetiminin Netanyahu hükümetinden askeri operasyonları sona erdirmesi, insani yardım girişini kolaylaştırması ve savaş sonrası Gazze’nin yönetimine kafa yorması gerektiği yönünde telkinler geldiği bir süredir basına yansıyordu. Netanyahu yönetiminin ise bu isteklere olumlu cevap vermediği ve Washington’un sabrının bittiği yönünde haberler öne çıkıyordu. En son Biden’ın Netanyahu’ya nihai çözümün iki devletli çözüm olduğunu söylediği haberlerinin hemen arkasından Netanyahu’nun bu ihtimalin masada olmadığını söylemesi Washington’a soğuk duş etkisi yapacak nitelikteydi. Netanyahu aslında malumun ilanı olan bu sözleriyle iktidarda olduğu sürece gerçek bir barış sürecine girmeyeceğini ifade etmekle kalmıyor, en büyük destekçisi Amerikan Başkanını da kamuoyu önünde utandırmış oluyor. Bu durumda Biden ya hiçbir şey olmamış gibi ideolojik saplantıya varan İsrail’e desteğine devam ederek Netanyahu’ya yaranmaya çalışacak ya da Netanyahu’nun iktidarı kaybetmesine oynayarak yeni bir barış süreci masası kurulmasını sağlayacak.

Devamı

Reisi’nin ziyareti Türkiye-İran ilişkileri açısından nasıl bir siyasi bağlamda gerçekleşti? Ziyaret kapsamında hangi konular ele alındı? Bu ziyaretin taraflar açısından önemi nedir? Karşılıklı açıklamalar nasıl bir sonucu işaret ediyor? İki ülke ilişkileri önümüzdeki dönemde nasıl şekillenecektir?

Türkiye, yoğun diplomatik temaslarla geçen uzun bir sürecin ardından İsveç’in NATO üyelik başvurusunu onayladı. Söz konusu süreçte Ankara, Stokholm yönetimi ile başta terörle mücadele olmak üzere belirli başlı konularda daha verimli bir iş birliği arayışında oldu. Geleneksel NATO müttefiklerinden terörle mücadelede yeterli desteği göremeyen Türkiye için bu süreç hem endişelerini yeniden gündeme getirme işlevi gördü hem de İsveç’in NATO şemsiyesi altında uzun vadeli bir güvenlik ortağı olarak görülebilmesinin zeminini oluşturmaya çalıştı. Diğer taraftan İsveç’in üyeliğinin NATO bakımından materyal kabiliyetlerin artırılmasından ziyade siyasal bir önem taşıdığı açık bir şekilde görülebiliyor. Bu kapsamda İsveç’in üyelik başvurusundan bu yana geçen sürecin dinamiklerini ve önümüzdeki dönemde beklenebilecek gelişmeleri uzmanlar cevapladı.

Uzun ve zorlu bir müzakere döneminin ardından nihayet TBMM, İsveç'in NATO üyeliğini onayladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'nin İsveç'in NATO'ya üyeliğini onaylaması şüphesiz mevcut siyasi iradenin bir yansıması. Türkiye her ne kadar süreci ertelese de ABD, F-16 satışını fiilen İsveç'in NATO üyeliğinin onaylanmasına bağlamış durumdaydı. Biden Yönetimi kamuoyu önünde bu bağlantıyı hiç kabul etmemesine rağmen Kongre üyeleri bu gerçeği açıkça ifade etmekten hiç imtina etmedi. Ancak Türkiye'nin onayına rağmen F-16 satışının yine de Türkiye karşıtı temayülün çok güçlü olduğu ABD Kongresi'nde engellenmesi ihtimali bulunuyor.

PKK son dönemlerde Irak'ın kuzeyindeki dağlık alanlarda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)'nin ileri üslenme bölgelerine yönelik terör saldırıları gerçekleştirdi. 22-23 Aralık'ta Hakurk ve Metina bölgelerinde, 12 Ocak'ta ise Zap'ta peş peşe gelen terör saldırıları akabinde Türkiye'nin "Cezalandırma Harekatları" başladı. Ancak bazı kesimler tarafından kamuoyunda manipülatif şekilde "Irak'ta ne işimiz var?" sorusu üzerinden bir tartışma var edildi.

F-16 Meselesi ve Karşılıklı Güven Sorunu

TBMM’de İsveç’in NATO üyeliğine onay verilmesinden hemen sonra Başkan Biden’ın Kongre’ye bir mektup göndererek F-16 satışına onay istediği basına yansıdı. Bu gelişmeler uzun süredir gündemi meşgul eden F-16 meselesinde sona doğru yaklaştığımızı gösteriyor. Satışın gerçekleşmesi durumunda Türk-Amerikan ilişkilerinde epeydir devam eden derin güvensizlik bir nebze de olsa azalacak. Bu güvensizlik, iki NATO müttefiki arasında aslında daha rutin işlemesi gereken bir silah alışverişinin bu kadar sancılı bir süreçten geçmesinin ana nedeni oldu. Bunun aşılması iki ülkenin de çıkarına olacaktır ancak iki ülke arasında yeni bir dönem başladığını söylemek için henüz erken. F-16 satışının gerçekleşmesi, karşılıklı güven sorununun azalmasını sağlayarak yeni bir dönemin başlamasına zemin hazırlayabilir.

Devamı
F-16 Meselesi ve Karşılıklı Güven Sorunu
Ürdün Saldırısı ve Biden ın Tercihleri

Ürdün Saldırısı ve Biden’ın Tercihleri

Ürdün’deki bir Amerikan üssüne düzenlenen saldırıda üç askerin hayatını kaybetmesi hâlihazırda devam eden ‘düşük yoğunluklu’ bölgesel savaşın şiddetinin artacağının habercisi görünüyor. Amerikan basını 17 Ekim’den beri bölgedeki Amerikan güçlerine 165 civarında saldırı olduğunu ancak Ürdün saldırısına kadar can kaybı yaşanmadığını haberleştirdi. Irak İslami Direnişi örgütünün İsrail’in Gazze’deki saldırılarına cevap olarak gerçekleştirdiğini açıkladığı İHA saldırısı, metodu, gerçekleştirildiği yer ve ölümcül sonucu itibariyle bölgesel çatışmada yeni bir aşama anlamına geliyor. İsrail’in Gazze operasyonlarının devamı ve Hizbullah’a karşı saldırılarının artması Amerikan güçlerinin de daha fazla doğrudan hedef alınması sonucunu doğurarak bölgesel çatışmanın şiddetlenmesini sağlayacaktır.

Devamı

Alınan satış kararları ile birlikte ortaya çıkabilecek bölgesel güç dengeleri, Washington yönetiminin Ege ve çevresinde izlediği siyasetin seyri ve anlaşmaların içeriğinin niteliği gibi hususları uzmanlara sorduk.

Azerbaycan'da 7 Şubat tarihinde yapılacak olan erken cumhurbaşkanlığı seçimi ülke için normal bir seçimden öte anlam taşımaktadır. Zira Azerbaycan açısından bu seçim bir dönemin bitişi, yeni bir dönemin başlangıcını simgelemektedir. Bu tablonun ortaya çıkmasında ise kuşkusuz Karabağ meselesinin başlaması ve çözüme kavuşturulması süreci yatmaktadır. Karabağ meselesi Azerbaycan'ı derinden etkilemiş, Azerbaycan halkının milli bilinci üzerinde iz bırakmış, milli benliğin oluşmasında belirleyici rol oynamış ve hatta ülkede iktidarın şekillenmesine ve devletleşme sürecinin işleyişinde ana unsurlardan biri olmuştur. Dolayısıyla Karabağ Zaferi Azerbaycan'ın milli kimliğinin yeniden belirlenmesi sonucu doğurmuştur. O nedenle Azerbaycan'da Karabağ mücadelesi merkezli sosyolojik ve siyaset ekseninde keskin hatlarla belirlenmiş iki dönem ortaya çıkmıştır: Karabağ Zaferi Öncesi Azerbaycan ve Karabağ Zaferi Sonrası Azerbaycan. Dolayısıyla Azerbaycan ile ilgili analizlerde bu ayırımın dikkate alınması gerekmektedir. Başka bir ifade ile Azerbaycan ile ilgili analiz yapacak siyaset bilimcileri ya da uluslararası uzmanları bu ayırımı dikkate almadan yapacakları yorumları gerçeği yansıtmaktan uzak kalacaktır.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 87. sayısı raflarda yerini aldı.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun ve ORSAM Irak Çalışmaları Koordinatörü Dr. Bilgay Duman, son dönemde tartışılan ABD'nin Irak’tan çıkıp çıkmayacağı konusunu kaleme aldı.

Azerbaycan’da Cumhurbaşkanlığı seçimi neden erkene alındı? Erken seçim neden 7 Şubat’ta yapıldı? Azerbaycan siyasi tarihi açısından Karabağ zaferinin önemi nedir? Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde ön plana çıkan söylemler ve durumlar nelerdir? Seçim sonucunun bölgeye ve Türk dünyasına yansımaları nasıl olacaktır?

Netanyahu'nun operasyona devam kararıyla bir yandan Divan’ın temennisi çiğnendi, diğer taraftan yargılama sürecine yönelik İsrail'in hanesine bir çentik daha atıldı.

Başkan adaylığı yarışındaki Trump yeni NATO söylemi ile dünya gündemine yerleşti. Daha önce NATO'yu "modası geçmiş bir örgüt" olarak nitelediği ve yüzde 2'lik savunma harcama kotasını karşılamayan üyeleri suçladığı biliniyordu. Trump bu defa, Güney Carolina'daki mitingde "harcama kotasını karşılamayan müttefiklere karşı Rusya'yı ne isterse yapmaya teşvik edeceğini" söyledi. Bu açıklama Cumhuriyetçilerin Ukrayna'ya yeni askeri desteği Kongre'de bloke ettiği ve Putin'in NATO'nun beş kez genişlemesini Ukrayna'daki savaşın temel sebebi ilan ettiği mülakattan sonra geldi.

Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adaylığına kesin gözüyle bakılan Trump’ın NATO’yla ilgili sözleri Amerika’nın küresel liderlik iddiasının ne kadar kırılgan olduğunu tekrar gösterdi. Trump bazı NATO üyesi ülkelerini askeri harcamalarını yeterli seviyeye getirmedikleri takdirde tehdit edeceğini söyledi. Rusya’nın onlara ‘ne isterse yapabileceğini’ dile getiren Trump, başkanlığı dönemindeki anti-NATO söylemini daha da ileri bir seviyeye taşımış oldu. Önceden beri ABD’nin ortak savunma konseptini sorgulayan Trump’ın NATO üyesi bir ülkeyi korumaması bu askeri ittifakın pratikte sonu anlamına geliyor. NATO’nun 5. maddesine dayanan kolektif savunma anlayışının caydırıcılığının ortadan kalkması ittifakın güvencelerinin bitmesiyle kalmayıp ABD’nin de Batı ittifakı içindeki liderliğinin sonu anlamına gelecektir. Rusya ve Çin’le küresel güç mücadelesi içinde olan Amerika’nın Batı ittifakı içinde birlik sağlamadan bu mücadeleyi yürütmesi çok zor hale gelecektir.

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin Erdoğan ve heyetini eşi ile birlikte karşılaması geçtiğimiz on iki yılda yaşanan ikili sorunları geride bırakma ve imzalanan anlaşmalarla yeni bir işbirliği dönemine geçme iradesini sembolik olarak da gösterdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Mısır ziyaretinden kısa bir süre önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Türkiye'nin Mısır'a insansız hava aracı satacağını açıklamasıyla iki ülke arasındaki ilişkilerin artık tam anlamıyla dönüşüm geçireceği beklenen bir durumdu. İki ülke arasında on yılı aşkın bir süredir devam eden sorunların geride bırakıldığı artık resmileşti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çarşamba günkü Kahire ziyareti ile Türkiye'nin yürüttüğü normalleşme politikasının bir halkası daha tamamlandı. 

Türkiye ve Somali arasında 8 Şubat 2024’te imzalanan Savunma ve Ekonomik İş Birliği Çerçeve Anlaşması birçok açıdan önemli mesajlar barındırıyor. Türkiye Cumhuriyeti Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Somalili mevkidaşı Abdulkadir Muhammed Nur’un Ankara’da imzaladığı anlaşma 21 Şubat 2024’te Somali Meclisi ve Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmıştır. Nitekim bir uluslararası anlaşmanın ulusal hukuk çerçevesinde uygulanabilmesi için Ulusal Mecliste onaylanması gerekir. Somalililerin rızasının olduğunu gösteren ve Somali halkının temsil edildiği Meclisteki bu anlaşmanın onay süreci barındırdığı mesaj itibarıyla oldukça önemlidir.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, A Haber ekranlarında yayınlanan Arka Plan programında, Somali kabinesinin Türkiye ile savunma işbirliği alanında imzalanan anlaşmayı onaylaması üzerine değerlendirmelerde bulundu.