Rabiatul Adaviyye Zorla Dağıtılabilir mi?

Mısır yönetimi, Rabiatul Adaviyye ve Nahda gibi meydanlarda eylemlerin devam etmesini “ülke milli güvenliği açısından ciddi bir tehdit unsuru” olarak algılıyor ve bir an önce boşaltmak istiyor. Peki, bu mümkün mü?

Devamı
Rabiatul Adaviyye Zorla Dağıtılabilir mi
Fulul Darbesinden Katliama Mısır

Fulul Darbesinden Katliama Mısır

Müslüman Kardeşler Cemaati, ilk kez darbeye karşı sivil direnişi başlatıp sürdürerek, başta Mısır olmak üzere tüm İslam dünyası adına, yeni bir sınav vermekte ve yeni Mısır'ın geleceğini inşa etmektedir.

Devamı

Tunus'ta muhalefet tarafından 24 Ağustos'ta başlatılacak “Yönetimin Gidiş Haftası” eylemleri öncesinde ülke gergin bir ortama girerken, ülkenin ikinci bir Mısır olmasını istemeyen iktidardaki Nahda Partisi, muhalefet ile uzlaşı arayışlarını sürdürüyor.

Kılıç Buğra Kanat: Muhtemel bir ABD saldırısı Suriye'deki iç savaşın sona ermesini sağlamayacak. Saldırının Esad'ın konvansiyonel güçlerine darbe vurarak muhalif güçlere bazı ciddi avantajlar sunacağı beklenebilir.

Geçilmedik kırmızı çizgi bırakmayan Esed'in kimyasal silah kullanması sonrasında ABD ve diğer küresel güçlerin müdahaleyi tartışmaları, daha çok uluslararası sistemin meşruiyetini devam ettirme veya güçlendirme kaygısını yansıtmaktadır.

Suriye'ye yapılması beklenen müdahale ile ilgili değerlendirmelerde bulunan SETA Dış Politika Direktörü Ufuk Ulutaş, operasyonun zamanını ve kapsamını Türkiye'nin belirlemesi gerektiğini söyledi.

İhvan Neden Yok Edilemez?

İhvan'ın faaliyetlerinin sadece Mısır'da ve belirli bir süre durdurulabileceğini yargıçlar da gayet iyi bildiklerinden, Cemaat'i değil faaliyetlerini yasakladılar. Çünkü İhvan, 70 küsur ülkede fiili olarak “İhvan” adıyla örgütlenmiş bir “dünya markası”dır.

Devamı
İhvan Neden Yok Edilemez
Gezi Sonrası Siyaset Haritası

Gezi Sonrası Siyaset Haritası

Gezi eylemleri, demokrasi talebinin yaşam tarzı kaygılarına feda edilmesini sembolize etmektedir.

Devamı

İhvan'ın düşüşünün ilk ve en önemli kaybı Arap Baharı'nın demokrasi ve halkın iradesi söylemine getirdiği meşruiyetin örselenmesidir.

Türkiye'de MİT Krizi'yle tartışmaların odağı olan Fidan'ın bu kez uluslararası kamuoyunun gündemine gelmesi, birçok tartışma ve yorumu da beraberinde getirdi. Bu tartışmalar bağlamında SETA araştırmacılarının yaptığı analizleri bir arada sunuyoruz.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından 30 Eylül 2013'te açıklanan Demokratikleşme Paketi, yıllardır dile getirilen “anadilde eğitim” tartışmalarını yeniden canlandırarak, farklı boyutta yeni bir süreç başlattı. Açıklanan pakete göre özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim mümkün hale gelecek. Mevcut Anayasa'nın “eğitim ve öğretim” hakkını düzenleyen 42. Maddesi'nin son fıkrasında, “Türkçeden başka hiçbir dil eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.” hükmünden dolayı her ne kadar pakette “anadilde eğitim” ifadesi yer almasa da, bu durumun tartışmaya açılması dahi bu konuda yıllardır oluş(turul)an tabuların yıkılması adına önemli bir adım olarak değerlendirilmelidir. Türkiye'de birçok konuda özgürlüklerin yeniden tanımlandığı bir sürece girildiği göz önünde tutulursa, dil hususunda yapılacak tüm özgürlükçü hamleler ülkedeki demokratikleşme sürecini hızlandırırken, devletin dışlayıcı ve tektipleştirici aklı da gittikçe normalleşecektir.

Vietnam Savaşı hayalet ise Suriye konusunda kafa yoran Obama yönetimi için Irak savaşı bir cadılar bayramı etkisi yaratıyordu. Zira herkes bu savaşa nasıl gidildiğini en canlı haliyle hatırlıyordu.

Dün gece (06 Kasım 2013) İsrail Sözcüsü Marc Regev, El Cezire mülâkatında barış konuşmalarındaki son gelişmelerle ilgili soruları cevaplandırırken özellikle Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı John Kerry ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasındaki toplantıya ilişkin sorulara muhatap oldu.

Mısır'da Devlet Başkanı Muhammed Mursi'yi devirmeyi planlayanlar, marjinalleştirilmiş ve yalnızlaştırılmış İhvan'ın yönetilebilir mukavemeti dışında ciddi bir direnişle karşılaşacaklarını hesap etmemişlerdi. Batı'nın yeşil ışığı ve Körfez'in 12 milyar dolarlık sponsorluğu ile ‘yeni devrim' diye sundukları darbeyi hayata geçirip ‘yol haritasını' uygulayacaklardı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Darbe sonrası beklenmeyen ölçüde bir direnişin ortaya çıkması ve İhvan dışında geniş bir kesimin bu direnişin bir parçası olması tüm oyun planını bozdu. Ülke bir çatışma ortamına sürüklenirken, ekonomi de tam bir çöküş içine girdi.

Insight Turkey Editörü Prof. Dr. Talip Küçükcan ile derginin bugüne kadarki çalışmalarını, yakın zamanda yenilenen ekibini ve gelecek projeksiyonunu konuştuk…

Darbe her geçen gün faşizan yüzünü gösterirken, İhvan ve Devrimci Gençlik Hareketleri geçmişi kenara koyup darbeye karşı birlikte hareket etmelidirler. Her iki tarafın da faşist rejimi ve aktörlerini daha iyi tanımaları ve siyaseten önemli bir tecrübe kazanmaları maslahatlarınadır.

Siyasallaşma sürecini çok hızlı, günlük siyaset ve istihbarat üzerinden yaşayan zihinlerin en temel sorunu, “siyasalın” tabiatını anlama ve hayata dair başı sonu belli bir felsefi duruş sahibi olma noktasında ortaya çıkmaktadır.

Mısır'da şimdi paradoksal şekilde tamamen seküler, liberal ve Nasırcı pozisyonlar tarafından domine edilerek darbe sonrası süreçte sivil siyasetin alanını daraltan ve Asker-Yargı-Polis devletinin kurumsal alt yapısını oluşturan yeni bir Anayasa var karşımızda.

Mısır'da Savunma Bakanı General Sisi için bir sonraki adımın Cumhurbaşkanlığı makamı olacağı söylenebilir. Çünkü adaylığını desteklemek için yeni kampanya grupları ve hareketler ortaya çıktı bile.

Şaron'un, aynı ısrarlı musibetin yalnızca bir yüzü olduğunu fark etmemiz şart: Irk ayrımcılığı ve kolonizasyon.

Mısır'da yaşanan Anayasa Referandumu sürecini yorumlayan SETA Dış Politika Araştırma Asistanı Can Acun, Sisi'nin ordu-yargı-polis vesayet rejiminin kurumsallaştığı bir yapıda arka planda kalmasının daha rasyonel olduğunu aktardı.