ABD-PYD İttifakı Türkiye İle İlişkileri Bozuyor

ABD'nin PYD'ye yönelik yardımı, Türk kamuoyunda Suriye'de Amerikan vesayetinde küçük bir PKK devleti kurulmakta olduğu yönündeki şüphe ve endişeleri körüklüyor.

Devamı
ABD-PYD İttifakı Türkiye İle İlişkileri Bozuyor
Foreign Affairs Her Şey Bir Yalan mıydı

Foreign Affairs: Her Şey Bir Yalan mıydı?

Türkiye’nin hendek kazıp her tarafa EYP yerleştiren PKK’lılara karşı operasyonları, Foreign Affairs tarafından şimdiden başarısız ilan edilmiş.

Devamı

Kemal Kılıçdaroğlu'nun aklı başına gelmiş! "Şimdi birlik zamanı" diye miting düzenliyor. Oysa Türkiye bir yıldır terör örgütleriyle mücadele ediyor.

Bugün Mark Sykes’in öngördüğü etnik ve kabile-aşiret temelli yaklaşımların çok daha ötesinde yeni faktörlerin hesapta olduğu unutulmamalıdır. Her ne kadar iyi planlanmış olsa da nüfus mühendisliğiyle bir coğrafyayı şekillendirmeye çalışmasının kaderinin mutlak başarısızlık olacağını akılda tutmak gerekiyor.

Post-Kemalist dönemin varlığını siyasal anlamda geride bırakıyor olmak, zihinsel dönüşümün tam anlamıyla gerçekleştirdiğini göstermemektedir. Gezi Parkı sürecinde muhafazakârlar üzerinde oluşturulan sembolik şiddet, siyasal/sosyal açıdan kaybedilen pozisyonların yarattığı travma ile bağlantılıdır.

Eğer bir sınıflandırma yapacak olursak, PKK'nın eylem türlerini üç ana gruba ayırabiliriz.

‘Öz-Savunma’dan Tedhiş Stratejisine PKK

Cemil Bayık'ın nisan ayının ortasında il ve ilçelerdeki dağ kadrosunun kırsala geri çekilmesine yönelik talimatı yeni bir aşamanın başlangıcıydı. Bu tarihten itibaren şehir savaşlarını yürütürken, PKK'nın bizzat ya da TAK gibi taşeron örgütler aracılığıyla büyükşehirlerde büyük çaplı terör eylemleri gerçekleştirmeye başladığını görüyoruz.

Devamı
Öz-Savunma dan Tedhiş Stratejisine PKK
Terörle Mücadele ve quot Çözümün quot Zamanı

Terörle Mücadele ve "Çözümün" Zamanı

Silahları gömmeyen bir örgüt ile süreç yürütecek bir iktidarın karşılaşacağı tehlike "baldıran zehri" içmekten fazlasıdır. Türkiye halkını ikna edemeyen bir süreç denemesi Kürtleri de geri dönülemez şekilde tümüyle kaybeder.

Devamı

Erdoğan merkezli tartışmalar devam ede dursun; Ortadoğu alevler içinde, Avrupa’da ırkçılık yükseliyor, ABD’de Trump ırkçı vaatleriyle başkanlığa doğru yürüyor, PKK, DAİŞ gibi terör örgütleri masum insanları terörize ediyor, Akdeniz’den ölüm haberleri gelmeye devam ediyor…

Rapor, DAİŞ’in terör stratejisi ve Türkiye’nin DAİŞ ile mücadelesinin boyutlarını ortaya koymayı hedefliyor.

PKK'nın geçtiğimiz temmuzda başlattığını söylediği "devrimci halk savaşı"nın amacı netti. Ülkeyi "iç savaş" ortamına sürüklemek ve "kaos yaratmak." İstikrarı, büyümeyi, normalleşmeyi, barış ve huzur ortamını baltalamak. PKK bunu yaparken, HDP'nin aldığı oyu kendisine kalkan yaptı.

AK Parti'ye muhalif bütün öneriler Türkiye'de "olağanüstü hal" yaşandığı tezinden hareket ediyor. Halbuki "olağanüstülük" muhalefetten ziyade AK Parti'nin gücünü pekiştiriyor. Muhalefet için bu sarmalın içinden çıkmak hiç de kolay değil.

Savunma uzmanı Merve Seren’e göre, Türkiye’de savunma sivil alana kapalı, “çorbada bizim de tuzumuz olsun’ dediğinizde, işin rengi değişiyor.”

Alman Parlamentosu'nun bu kararı, Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin "kültürel hınç" ve "dışlayıcı" tutumlarla Türkiye'ye baktığının bir göstergesi.

ABD Ortadoğu’dan geri çekilsin tabi ki ama Ortadoğu’da kendi ürettiği sorunları da beraberinde alıp gitsin. En azından geri çekilmeden bahsederken PKK’ya verdiği destek gibi giderayak yeni ve köklü sorunlar üretmeye çalışmasın.

Türkiye hem insani yardım hem de siyasi geçiş sürecinin yönetilmesi açısından Somali'de önemli bir rol üstleniyor. Ancak iç savaştan yeni çıkan ülke hâlâ Şebab terörü pençesinde siyasi istikrarı sağlamaya çalışıyor.

Türkiye’nin mülteci meselesi konusunda Avrupa’nın düştüğü acziyeti siyasi baskı aracı olarak kullandığını düşünen Merkel hükümeti Ankara’ya karşı bir güç gösterisinde bulunmak istiyordu.

Alman Federal Meclisinin almış olduğu kararın Türkiye üzerinde kurmak istediği baskıya karşı dik durulmalı, diplomatik alanda gerekli tepkiler verilmeli, ancak bu meselenin Türkiye'nin ekonomik çıkarlarına zarar verecek boyutlara taşınmaması gereklidir.

Her ne kadar Hollande hükümetinin sosyalist olduğu ifade ediliyorsa da Soğuk Savaş sonrası düzende bu tanımın artık 'sosyal demokrasi'ye karşılık geldiği bilinen bir husustur.

Bölgemizin yakın vadede değişmesi mümkün olmayan konjonktürü sebebiyle güçlü-etkin bir orduya ihtiyacımız var. Ancak darbe yapma ihtimalinin ise tümüyle bertaraf edildiği bir sivil denetim altında olmak şartıyla.

Türkiye ile Almanya’nın mülteci meselesinde ortak çıkarları olsa da, ikili ilişkilere daha geniş bir çerçeveden bakıldığında birçok problem noktasının varlığı göze çarpmaktadır. Bu noktada sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşmektedir.