Birleşmiş Milletler Sorunu!

Gerçekleşmesi çok zor olan köklü bir reform yapılana kadar bütün devletlerin, BM ve onun temsil ettiği uluslararası hukuka değil kendi güçlerine güvenmeleri gerekiyor.

Devamı
Birleşmiş Milletler Sorunu
Türkiye Suriye de Nereye Kadar İlerler

Türkiye Suriye’de Nereye Kadar İlerler?

Fırat Kalkanı'nın askeri boyutu tahminlerin ötesinde hızlı ve başarılı biçimde ilerliyor. Asıl zorluk ABD, Rusya ve AB'yi güvenli bölgeye ikna etmek için yapılacak diplomaside.

Devamı

BM'ye, güvenlik konseyine ve tabii ki diğer kurumlara, sorunlara çözüm üretme noktasında ciddi bir güvensizlik var.

Türkiye - Suudi Arabistan ilişkilerinin stratejik düzeye taşınması bölgesel denge açısından ellerinin rahat olmasını ve güvenlik meselelerinin daha koordineli olarak idare edilmesini sağlayacaktır.

Kerry-Lavrov mutabakatı Suriye’de kimin kazanacağına değil, kimlerin kaybetmesi gerektiğine dair varılan bir mutabakattır.

Türkiye'nin istekliliği, Suriye ve Irak'ın iç içe geçmiş olmasını fark etmesinden kaynaklanıyor.

PKK ve HDP’nin Öcalan Aşkı Depreşti

Silah bırakmayla ilgili karar bize aittir, Öcalan’ın çağrısı ile silah bırakmayız diyen KCK’nın aradan geçen 1,5 yıllık sürede tekrar Öcalan aşkı depreşmiş gözüküyor.

Devamı
PKK ve HDP nin Öcalan Aşkı Depreşti
Türkiye Atağa Kalkıyor

Türkiye Atağa Kalkıyor

Bu zirve Türkiye açısından birçok açıdan verimli geçti. Bu zirve Türkiye'nin ve onun lideri R. Tayyip Erdoğan'ın geçmişten çok daha güçlü biçimde uluslararası alanda varlık gösterdiğinin tescili mahiyetindeydi.

Devamı

Rousseff belirsizliğinin rafa kalkmış olmasıyla birlikte, süreçlerin nasıl ve ne derece ilerleyeceğini daha iyi görebileceğiz.

Suriye'nin kuzeyinde Türk silahlı kuvvetleri başarılı operasyonlar yaptıkça PKK misilleme yapıyor. TSK ve Özgür Suriye Ordusu DAİŞ'e karşı mevzi kazandıkça PKK içeride saldırıya geçiyor.

Bu analizle, TSK’nın değişim ve dönüşüm sürecindeki düşünsel faaliyetlere, planlama ve tedarik perspektifinden katkı sunulması amaçlanmıştır.

Kitabın amacı, Türkiye’ye karşı oluşan önyargı ve yanlış anlaşılmanın o gece yaşanan olayları ve sonrasında yaşanan gelişmeleri analiz ederek ortadan kaldırmaktır.

Toz bulutu dağılıyor. Herkes Washington’un ne yapmaya çalıştığını açıkça görüyor. Türk ordusu ile PYD/PKK çatıştığında kimi destekleyeceğine karar verme zamanı geldi.

2013'te ABD ile gerilme pahasına uzak duran Türkiye neden şimdi sahada? Hâlâ riskler yok mu?

Varsayımlar, tahminler ve akıl yürütmeler değil, bire bir Cerablus’ta yaşanan gerçeklik Türkiye’nin tezlerinin haklılığını ortaya çıkarmış oldu.

Karşımızdaki şer şebekeleri yeni bir süreç başlattılar. Milletin ezberini bozabilecek, bir kez daha yeni bir kaos senaryosu ile ülkeyi teslim alabilecekleri bir süreç...

Batı ile Doğu arasındaki siyasi-hukuki düzenin değişmesinin tek yolu güç dengesinin değişmesine bağlıdır. Ancak radikal bir güç değişimi ve güç dengelenmesi uluslararası siyasetin zeminini ciddi anlamda değiştirebilir.

Artık ilerleme raporlarının, bir “karne” hüviyetinden ziyade Türkiye’deki sivil iradenin ve demokrasinin üstünlüğünü sağlama adına tavsiye niteliğinde bir metin olması gerekmektedir.

Cerablus müdahalesi, Türkiye’nin üç güvenlik sorunuyla eş zamanlı mücadele ettiği bir dönemde başladı. İçeride ve dışarıda oluşan güvenlik kırılganlığına neden olan bütün aktörleri aynı anda hedef aldı.

Obama kendisiyle yapılan bir mülakatta isim vererek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kızgın olduğunu, o büyük ordusunu DAİŞ'le mücadele için kullanmadığını ifade etmişti.

Evet, maliyeti çok yüksek ve canımız çok yanıyor. Ama kesinlikle teslim olmayacağız!