Küreden Darbe mi Çıktı?

Suudi Arabistan'daki değişimler daha kapsamlı bir stratejinin bir parçası mı yoksa Suudi Arabistan'ın aleyhine sonuçlar üretme potansiyeline sahip mevcut uluslararası krizi sona erdirmek için atılmış bir adım mı?

Devamı
Küreden Darbe mi Çıktı
Batıcı Terörün Yükselişi

Batıcı Terörün Yükselişi

Batıcılar, eski düzene methiyeler düzüp o düzeni geri çağırmak için uğraş veriyorlar. Bizi yeniden o zulüm düzenine bağlamak istiyorlar. Ne var ki o düzenin banileri Türkiye'yi istemiyor.

Devamı

Türkiye’nin Orta Doğu’daki başka bir bölgesel güçle kuracağı ittifak bütün bölgenin geleceğini belirleyebileceği gibi, Orta Doğu’nun dışına da taşıp küresel etkiler doğurabilecek bir girişim olacaktır.

Karşımızdaki bir yıpratma savaşıdır. Vekiller üzerinden yürütülen bir yıpratma savaşı. Tarafların savaş enerjisi tükenene kadar devam eder.

Batı, uluslararası sistemde sahip olduğu hakim konumunu kullanarak kimin terörist kimin özgürlük savaşçısı, neyin insan haklarına uygun, neyin uygun olmadığına kendisi karar vermekte ve bunu tüm dünyaya empoze etmektedir.

DEAŞ ile mücadelede "zafere" ihtiyaç duyan Trump yönetimi zaman geçtikçe kapsamlı bir Ortadoğu politikası oluşturamamanın çelişkilerini daha derinden yaşıyor.

CHP-FETO İttifakının Anatomisi

Karşımızda ne Gandhi gibi gücünü milletten alan sahici bir lider ne de millet iradesinde temellenen bir demokrasi hareketi var. Ve dahası, millet iradesini iplemeyen bu eylem için rüzgar arkadan değil karşıdan esiyor.

Devamı
CHP-FETO İttifakının Anatomisi
Körfez in Düşmeyen Katar Tansiyonu

Körfez’in Düşmeyen Katar Tansiyonu

Körfez ülkeleri arasında krizlerin sık sık yaşanmaya başlaması mikro milliyetçiliklerin yükselişe geçmesine de neden olacaktır.

Devamı

Suudi Arabistan’la son dönemde iyi ilişkiler geliştiren Türkiye’nin hem bu ülkeyle ilişkilerini muhafaza etmesi hem de stratejik işbirliği yürüttüğü Katar’ı koruması büyük önem taşımaktadır.

ABD istihbaratının yurt dışında düzenlediği birçok önemli operasyonun mimarı olduğu söylenen 'Karanlık Prens' lakaplı D’Andrea'nın CIA'in İran masasının başına getirilmesi, farklı boyutlarıyla tartışılmaya devam ediyor.

Körfez tiyatro salonunda sahnelenen Katar oyununun, 2014’deki krizi de hesaba katarsak ikinci perdesi kapanmak üzere. İfşa ettiği ayrıntılar ise Ortadoğu’nun geleceğine dair umutlarımızı başka bir bahara saklamamız ve beklentilerimizi neden düşük tutmamız gerektiğini bize bir kez daha gösterdi.

Yaşanan onca sarsıntıya, maruz kalınan onca saldırıya rağmen hâlâ uykusundan uyanamayanlar var. Sayıları da hiç az değil. Gördükleri rüyaların tadına varmaya çalışıyorlar. Postmodern rüyalar...

Ortadoğu'nun Müslüman bölgesel güçleri büyük bir sınavda. Komşu ülkelerin bölünmesinden ya da oradaki terörist grupların varlığından kaynaklanan tehditlerin kontrolden çıktığı bir aşamadayız.

Ana akım medya içerisinde yer alan ve uluslararası enformasyon akışını yönlendiren Batı medyasının özellikle 2009 Davos Zirvesi ve sonrasında yoğun bir ilgiyle Türkiye’yi takip etmesi, Türkiye’nin yükselen gücüyle paralel seyretmektedir.

Türkiye’nin bu kriz karşısında tansiyonu düşürmeye yönelik çabaları siyaseten de stratejik olarak da doğru bir çizgiye oturdu.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, İran’da yaşanan çifte terör saldırısını değerlendirdi.

Sınır güvenliği, devletlerin ülke güvenliğini sağlamada en başta gelen görevi. Savunma sanayii alanında son askeri teknolojiyi yakalamak ve yetişmiş güçlü orduya sahip olmak, ülkelerin askeri caydırıcılığı açısından önem arz ediyor.

Körfez ülkelerinin İsrail ile birlikte "aşırılığa ve İran'a karşı" işbirliği yaptığı bir yere gidiyoruz. Ortaya çıkan yeni güçler dengesi bölgeye bir düzen getirebilmekten uzak.

Katar, etrafında bu denli tartışmanın dönmesinin garip geleceği kadar küçük bir ülke. Fakat Katar, küresel ve bölgesel ölçeğinden daha büyük anlam taşıyor.

Türkiye, birilerinin hesapladığı gibi "Türkiye-Katar ekseni" gibi sanal bir çerçevenin içine hapsedilmemeye dikkat etmeli, krizin diğer aktörleriyle ilişkilerini sürdürmeye özen göstermeli.

DEAŞ ile mücadelede öne çıkan strateji hem Musul ve Rakka'nın düşürülmesi hem de Suriye- Irak bağlantısının koparılmasıydı. Bu hedefe yaklaşıldıkça rakip güçlerin Deyr ez Zor'u ele geçirme kavgası büyüyor.