Ayrılıkçıların Elleri Tetikte, Kulakları Kirişte

PKK'nın Türkiye devletine karşı savaş yürütecek bir zemini yokken Suriye krizi imdada yetişti.

Devamı
Ayrılıkçıların Elleri Tetikte Kulakları Kirişte
DAEŞ'in Varlığı Hangi Üç Temel Dinamiği Tetikliyor

DAEŞ'in Varlığı Hangi Üç Temel Dinamiği Tetikliyor?

Murat Yeşiltaş: “DAEŞ'in varlığı üç temel dinamiği tetikliyor ve bu dinamiklerin her biri komşu ülkeleri farklı boyutlarda etkiliyor”

Devamı

İran-Batı gerilimini, nükleer anlaşmayı ve anlaşmanın bölge ve Türkiye'ye etkilerini daha iyi anlamak için SETA uzmanlarının analizlerini ve SETA'da yayımlanan İran raporlarını bir arada sunuyoruz.

Suriye sınırında gerçekleşen hareketliliğe ilişkin değerlendirmelerde bulunan Muhittin Ataman, ‘savaş' kelimesinin, medyanın ısrarla kullandığı kavramlardan biri haline geldiğinin altını çizdi.

Suruç'ta yaşanan saldırıyla, “Suriye'deki savaşın siyasi maliyetinin askeri bir maliyet olarak da Türkiye'ye yansımaya başladığını” ifade eden Murat Yeşiltaş, “Türkiye'nin güvenlik mimarisinde ciddi bir deprem yaşanmaktadır.” dedi.

Suriye sınırında yaşanan hareketliliğinin savaş olarak nitelendirilmemesi gerektiğinin altını çizen Ufuk Ulutaş, yaşanan süreci “oyun değiştirici angajman dönemi” olarak tanımladı.

Peçeyi Kaldırın Artık

AK Parti ve Erdoğan karşıtlığı, Türkiye'nin gerçekliklerini ve geleceğindeki sıkıntıları görmemizi engelleyen bir "peçeye" dönüştü. Bu peçeyi kaldırın atın!

Devamı
Peçeyi Kaldırın Artık
Türkiye'den Oyun Değiştirici Angajman

Türkiye'den Oyun Değiştirici Angajman

Türkiye'ye terör yaftası yapıştırmaya çalışanların asıl gündemlerini, terör kardeşliklerini ve yapıştırmaya çalıştıkları yaftaları ellerinde patlattı.

Devamı

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin rakamlarına göre dünyamız kayıtların tutulmaya başlandığı İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük mülteci krizi ile karşı karşıya.

ABD ile Kuzey Suriye'ye yönelik bir mutabakat zemininin de ortaya çıkması Türkiye'nin Suriye politikasına yönelik yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. SETA Ortadoğu Uzmanı Can Acun, bölgede yaşananları ve Türkiye'nin attığı adımları son gelişmeler ışığında “SETA 5 Soru 5 Cevap”ta değerlendirdi.

Operasyonlar terörle mücadele ve Ortadoğu gerçekleri bakımından neye tekabül ediyor? SETA Ortadoğu uzmanı, Akşam gazetesi yazarı Ufuk Ulutaş ile konuştuk.

Ne acı değil mi? Barışın kıymetini anlamaları için silahların konuşması gerekiyormuş. Daha doğrusu devletin silah kullanması. Çözüm süreci bitti bitiyor diye sevinç naraları atanlar, şimdi "barış süreci biterse çok şey biter" diye haykırıyor.

Çözüm süreci bitmedi sadece yeni bir aşamaya girdik. Sonuçta Kürt sorunu dediğimiz şey son noktada siyaset yoluyla çözülebilir bir sorun. PKK/ HDP çizgisi çözüm sürecini, “güç devşirme” ve devletin yerine geçecek şekilde, gündelik hayatı kontrol etmeye çalışarak, “alan hakimiyeti” için kullandı. Bu iki siyaset de çözüm sürecinin özüne mutlak aykırıydı.

Suruç'taki intihar saldırısı, “dramatik siyasal olay” kategorisine girecek kadar önemli. Bu olayın iki boyutu var. İlk boyut insani boyut. 32 gencimizin bombayla parçalanması ifadesi zor bir acı yarattı. Terörün en acımasız şekline şahit olduk. Olayın ikinci boyutu ise siyasal. Bu patlama, yeni siyasal dinamikler üretebilecek potansiyelde bir olay.

Suruç'ta Amara Kültür merkezi önünde gerçekleştirilen bombalı saldırı ile 30 vatandaşımızı kaybederken 100'ü aşkın insanımız da yaralandı. DAİŞ bağlantılı olduğu düşünülen canlı bombanın sebep olduğu menfur katliamı telin ediyor ve milletimize, vefat edenlerin ailelerine başsağlığı diliyorum. Bu saldırıyı değerlendirirken meseleyi sadece "güvenlik zafiyeti" bağlamında ele almak bize önümüzdeki dönemi görebilecek bir bakış açısını vermeyecektir. 5 Haziran'daki Diyarbakır HDP mitingindeki patlamaya benzer bu saldırıyı kamuoyunda bir "algı savaşına" çevirmenin de zihin karmaşası yaratacağı ortada. Sorumluluğu Hükümet'in üzerine yıkan ve eleştiriyi "teröre destek" formatına sokan kampanyanın da öncelikle düşmanlık hislerini körükleyeceğini biliyoruz. Kaldı ki bu saldırının HDP'lilerin yanı sıra DAİŞ'le daha etkin mücadele için ABD ile yeni bir uzlaşmaya varan Hükümet'i de hedef aldığını görmeliyiz. Nitekim 10 Temmuz'da dört büyük kentte yapılan operasyonlarda 27 DAİŞ zanlısı gözaltına alınmıştı.

Türkiye'de siyaset, uzlaşma değil mücadele merkezli devam ediyor. Niye mi böyle düşünüyorum? Bunu bana düşündüren başlıca saik silahlı Kürt milliyetçilerinin tavırları. KCK'nın ateşkese son veren açıklamasından ve eylemlerinden bahsediyorum: "Türk devleti ateşkese uymamış, çatışmalara yol açacak edimlerde bulunmuştur. Tüm barajlar artık PKK'nın hedefidir." HDP'liler bu açıklamaya "uyarı" dese de hemen akabinde TIR'lar yakıldı, asker saldırıya uğradı. Hakkını teslim etmek lazım, 7 Haziran seçimlerinde ülkedeki siyasi atmosferi en iyi kullanan PKK-HDP çizgisi oldu. Bu uygun atmosferin bölgesel bir zemini var. Kürt milliyetçileri Arap baharının kışa dönmesiyle bölgede yakaladıkları "tarihi fırsattan" sonuna kadar istifade ediyorlar.

Devlet, "ben devletim bildiğimi yaparım" demiş. Ateşkese uymamış, sürekli çatışmalara yol açacak edimlerde bulunmuş! Yol ve baraj yapımına hız vermiş. Barajlar kültürel soykırım amaçlı imiş! Devlet, bu yolları, barajları Kürdistan'ı imkansızlaştırmak için yapıyormuş. O nedenle de PKK artık ateşkesi bitirmiş. Bunlar KCK'nın açıklamalarından inciler.

Burhanettin Duran, Şanlıurfa'daki saldırının amacını ve zamanlamasını değerlendirdi.

Fahrettin Altun, Şanlıurfa'da yaşanan bombalı saldırıda 30'un üzerinde kişinin hayatını kaybetmesi sonrası HDP yetkililerinden, iç savaş çağrısı yapan; teskin değil tahrik edici mesajlar geldiğinin altını çizdi.

Enes Bayraklı, Batı'nın kendi ülkelerindeki DAEŞ sempatizanlarına yönelik istihbari bilgi vermeden -elde edemeden- DAEŞ'le mücadele noktasında yalnızca Türkiye'den beklenti içerisine girdiğine dikkat çekti.

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Altun, "PKK'nın, KCK'nın ateşkesi sonlandırma çağrısı yaptığı bir dönemde böyle bir saldırının Türkiye toprakları içerisinde yaşanıyor olması son derece manidar" dedi.