Suudi Arabistan ve BM Güvenlik Konseyi

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 18 Ekim'de 1 Ocak itibariyle üyelik süreleri sona erecek Azerbaycan, Guatemala, Fas, Pakistan ve Togo'nun yerine görev yapacak 5 ülke için oylamaya gitti ve oylama sonucunda Nijerya, Çad, Suudi Arabistan, Litvanya ve Şili BM Güvenlik Konseyi'nin iki yıllık geçici üyeliğine seçildi. Fakat BM tarihinde bir ilk yaşandı ve Suudi Arabistan, barış ve istikrarı sağlamada yetersiz kaldığı eleştirisiyle BMGK üyeliğini (henüz resmi bir adım atılmasa da) reddetti. Suudi Arabistan'ın, tarihinde ilk kez elde ettiği ve BM'nin yaptırım gücüne sahip tek siyasi organı olan Güvenlik Konseyi geçici üyeliğini neden reddettiği ise çelişkili cevaplar içeriyor.

Devamı
Suudi Arabistan ve BM Güvenlik Konseyi
Washington'un Türkiye Gündemi

Washington'un Türkiye Gündemi

Suriye konusunda Türkiye'yle Amerika arasındaki makasın açılması ve Türkiye'nin Mısır darbesinde aldığı tavır, Türkiye'ye yönelik eleştirilerin artmasına sebep olan önemli etkenler olarak öne çıkıyor.

Devamı

Cumhuriyetin 90. Kuruluş Yıldönümünün hemen akabinde gerçekleştirilen kongrede, son 10 yılın ekonomik gelişmeleri ve dolayısıyla "Yeni Türkiye"nin yeni ekonomisi tartışmaların ana konusu oldu.

Sosyoloji önemlidir deyip, onu da “buyurun burada yapılmışı var” diyerek tek bir formatta muhatabına dayatmaya çalışmak, anlama ve müzakere imkânlarını daha başından yok saymaktır.

SETA tarafından yayımlanan “BM ve Uluslararası Eşitsizlik” başlıklı analiz bağlamında düzenlenen panelde, BM'nin yapısal sorunları ve yapması gereken reformlar tartışmaya açıldı.

Yeni Asya gazetesinin sorularını cevaplayan SETA Hukuk ve İnsan Hakları Araştırma Asistanı Yavuz Güçtürk, Türkiye'nin kendi insan hakları sorunlarını çözmeden, başka ülkelere model olmaktan söz etmesinin doğru olmayacağı değerlendirmesinde bulundu.

Davutoğlu'nun Paradigma Kaydıran Irak Gezisi

Böylesine kritik bir yer ve zamanda, son 2,5 senedir gerilen Türkiye-Irak ilişkilerinde yeni bir sayfa açmak için yapılan bu gezi potansiyel sonuçları açısından “tarihi” olarak nitelendirilebilecek bir gezi.

Devamı
Davutoğlu'nun Paradigma Kaydıran Irak Gezisi
Ekonomide Paradigma Değişikliği ve 5 İzmir İktisat Kongresi

Ekonomide Paradigma Değişikliği ve 5. İzmir İktisat Kongresi

Birçok ilklere şahit olduğumuz 5. İzmir İktisat Kongresi'nde, Türkiye ekonomisinde sıçrama yapabilecek ve yeni bir hikâyeye ihtiyaç duyulan bu dönemde katma değerli üretim, markalaşma ve yeniliklere ihtiyaç olduğu dile getirilmiştir.

Devamı

İslamofobi'nin üçüncü dünyadaki derin etkilerinin daha görünebilir olduğu son dönemde Angola meselesi bu konunun yeniden tartışılmasının önünü açacaktır.

Batı, İran'ı yeniden kazanma çabasında; çünkü kontrol edilebilir bir İran Batı'nın bölgedeki en doğal müttefikidir.

P5+1 ile İran arasında imzalanan anlaşmadaki şartların neredeyse hepsini taşıyan bir anlaşma, Türkiye-Brezilya ve İran arasında 2010'da imzalanmıştı.

Türkiye'nin dış politika aktivizmi dünyanın uzak ve farklı coğrafyalarında da devam ediyor. Somali buna en iyi örnek.

Gülen Cemaati topluma hizmet etmek istiyorsa, kendini sivil toplum faaliyetleriyle sınırlamalı, bürokrasideki kazanımlarıyla siyaseti etkileme hevesinden vazgeçmelidir.

Muhalefet birleştikçe güçleniyor ve yedi düvele karşı ilerleme kaydediyor. Rejim tarafı ise doğal olarak muhalefetin birleşmemesi için elinden geleni yapıyor.

Insight Turkey Yayın Yönetmeni Talip Küçükcan, Ukrayna'nın AB Ortaklık Anlaşması'nı askıya almasının Rusya'nın tekrar dirilmesi anlamına geldiğini belirtti.

Mandela, Nkrumah kadar öncü, Steve Biko kadar irfan sahibi, Mbeki ve Obasanju ikilisi kadar da vizyonerdi. Bu özellikler O'nun Afrika tarihinin en büyük liderlerinden birisi olmasındaki en temel sebeptir.

Türkiye bu operasyon üzerinden siyasetin açık bir şekilde dizayn edildiğine şahitlik ederse yeni vesayet rejimi karşısında ülkenin kaderi ne olacaktır?

Yemen'de farklı siyasi güçlerin anlaşarak ciddi yol aldığı yeni yönetimle ilgili çalışmaların yüzde 96'sının tamamlandığı bir dönemde, Hadramut bölgesini merkeze alan yeni bir bölünme hareketinin başlatılması tesadüf olabilir mi?

Geniş halk kitleleri bu çatışmaya normatif yani “kim haklı, kim haksız” gözüyle bakma eğiliminde. Siyaset bilimini bilenler veya siyaset tecrübesi olanların esas sorusu şu: Kimin elinde ne var?

Bugün Türkiye siyasetinin en büyük mücadelesi, 1990'ları yaşayanlarla 2010'ları yaşayanlar arasında. Sadece farklı gelecek tasavvurları değil, farklı iktidar algıları da çatışma halinde.