Muhalefette Kalma Lüksünden Doğan Ortadoğu Politikaları

Burhanettin Duran: “Muhalefet, çok uzun zamandır muhalefette olduğu için sorumsuz davranabiliyor. Yani; iktidar olmanın ne demek olduğunu unuttuğu için Türkiye’nin etrafındaki meselelerin nasıl yakıcı olduğunu ve bunların bir milli menfaat meselesi olduğunu göz ardı ediyor.”

Devamı
Muhalefette Kalma Lüksünden Doğan Ortadoğu Politikaları
Rusya Enerji Denklemini Değiştirebilir mi

Rusya Enerji Denklemini Değiştirebilir mi?

Rusya, zaten sahip olduğu enerji havzasını Suriye'de üstünlük kurarak burada da genişletmeye çalışacak.

Devamı

Suriye krizinde son düzlüğe girilirken ABD ve Rusya arasında ise cephedeki müttefiklerini elde tutma rekabeti olduğunu söyleyebiliriz.

ABD, Rusya’nın askeri müdahalesinin muhalefeti anlaşmaya zorlayacağını düşünüyor ve Suriye üzerindeki özel gündemi saklı kalmak şartıyla bu müdahaleye göz yumuyor.

Amerika IŞİD’e odaklanmış durumda ve Esad rejimini ikincil bir sorun olarak görüyor. Bu noktada Türkiye ve Amerika bir ortak zemin bulamazsa görüş ayrılıkları devam edecek ve çözüm daha da zorlaşacaktır.

Muhittin Ataman: “Suriye krizini Batılılar kaçırdılar. Oradaki kriz insani bir krizdi; Suriye halkının yaşadığı bir krizdi. Fakat Batılılar ve küresel güçler o krizin niteliğini değiştirdiler. Suriye’deki krizinin adı DAEŞ oldu.”

Seçimin Kaderi Ankara Patlamasının Anlamlandırılmasına ve Sandığa Gitmeye Bağlı

Seçimin son haftasının temel iki meselesi var. Birincisi, Ankara saldırılarının yorumlanma ve anlamlandırılma biçimi. İkincisi ise, partilerin kendi seçmenini sandığa götürüp götürememe meselesi.

Devamı
Seçimin Kaderi Ankara Patlamasının Anlamlandırılmasına ve Sandığa Gitmeye Bağlı
İntihar Eylemlerinde Üç Düzey Bombacılar Örgütler ve Devletler

İntihar Eylemlerinde Üç Düzey: Bombacılar, Örgütler ve Devletler

İntihar bombacılığını anlayabilmek için en az üç düzeyde değerlendirme yapmak gerekir. Bu üç düzeyin sadece ilk halkasını oluşturan intihar bombacısına bakmak bizi yanıltır.

Devamı

Savaş uçaklarının hava sahası ihlalleri ile kıyaslandığında daha basit ve kısmen zararsız gibi gözüken İHA olayı, bunların kullanılma amaçları (casusluk, istihbarat, hedef tespit vs.) düşünüldüğünde ülkemize karşı en azından hasmane bir tutumu göstermesi açısından aynı derecede önemlidir.

Fahrettin Altun: “Bugün iç savaş retoriğini kullananlar ülkede iç savaş koşullarını yaratmaya çalışanlardır.”

Veysel Kurt, ülkenin içerisinde bulunduğu siyasi çıkmazın, çatışmaların önüne geçilmesini engellediğini belirtti.

Seçim sonuçlarında beklenenin üzerinde değişim oldu. 7 Haziran seçimlerinde nasıl özel ve güçlü bir psikoloji oluşmuşsa, bu sefer de tersinden özel bir psikoloji oluştu.

Türkiye’yi kimlerin yöneteceğini artık büyük oranda seçimlerin sonucu belirliyor. İktidar olup muktedir olamama hali eskide kaldı.

Gerek DAEŞ’ın Türkiye içindeki faaliyetleri gerekse PYD’nin Suriye’de Fırat’ın Batı yakasına doğru etkinliğini genişletmeye yönelik hamleleri güvenlik bağlamında Türkiye’nin sinir uçlarına dokunan gelişmelerdir.

Muhtemel bir koalisyon hükümeti durumunda AK Parti döneminde başlatılan çok boyutlu, dinamik ve inisiyatif alan dış politika anlayışı yerini düşük profilli, pasif ve reaktif bir dış politikaya terk edecektir.

Geçtiğimiz günlerde Amnesty International’ın Suriye’nin kuzeyindeki özerk idarenin insan hakları ihlalleri ve işlediği savaş suçlarının belgelendiği ve detaylandırıldığı bir rapor yayımlanmıştı.

Siyasetin ahir zamanları bu zamanlar olsa gerek. PKK, MHP'ye oy istiyor. Hakkını yemeyelim, sadece ona istemiyor, CHP'ye de, HDP'ye de oy istiyor.

Muhalif aydınların öfkesi ve "tiranlık," "faşizm," "ya darbe ya iç savaş" şeklinde ürettikleri aşırı söylemler söylenecek söz kalmadığı hissiyatını beslemekte.

Seçimlere iki gün kala hepimiz sandıkların muhtemel sonucuna odaklandık. Tek başına AK Parti iktidarı mı yoksa koalisyon mu?