Küresel entegrasyonun hızla geliştiği, işbirliği ihtiyacının da büyüdüğü; ortak sorunlara uzlaşı ve çözüm arayışlarının, bölgesel ve hatta küresel rekabetin de arttığı yeni bir dönemeçteyiz. G20 gibi küresel ekonomiye yön veren platformlar veya forumların, bu noktada, küresel yönetişim ve sorunların çözümüne ciddi katkılarının olabileceğine şüphe yok.
Devamı
Bu analiz Türk sanayisinin kırk sekiz yıllık sürecini değerlendirerek ülke ekonomisinin geleceğinin nasıl şekilleneceğine ilişkin öngörülerde bulunmaktadır.
Devamı
Trump döneminde ABD içine kapanıp uluslararası iş birliğini sınırlandırırken, Washington’un bu politikasını fırsata çevirmek isteyen Pekin yönetimi kendisini serbest ticaretin ve uluslararası kurumsal iş birliğinin savunucusu olarak gösterdi.
Genel olarak, siyasi ve ekonomik boyutlarda 2010'lu yıllarda sergilenen bağımsızlık arzusu ve güçlü olma iradesi –farkında olunsa da olunmasa da– insanların zihinlerindeki Türkiye imgesini ciddi ölçüde değiştirdi. Ve Türkiye mesafe katettikçe değiştirmeye de devam edecek.
Türkiye ekonomisinin çözülmeyi bekleyen belirli problemleri var. Özellikle istihdam piyasası, vergi rejimi ve gelir adaleti boyutlarında atılması gereken önemli adımlar bulunuyor.
Raporda Çin’in başlattığı Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında da iki ülke ilişkileri değerlendirilmekte ve bu girişim kapsamında ortak yatırım ve potansiyel iş birliği alanları ortaya konulmaya çalışılmaktadır.
Liberal demokrasi ve serbest piyasa, Batı tarafından üretildi ve onun vasıtası ile dünyaya yayıldı. Fakat bugün aynı Batı, bu değerleri değersizleştirmeye başladı. SETA Ekonomi Araştırmacısı, İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mevlüt Tatlıyer ile küresel alanda yaşan gerilimleri ve çatışmaları konuştuk..
Devamı
Bu raporda mevcut sistemden giderek artan oranda zarar gören ülkelerin “kısa vade”de ne gibi alternatif uygulamalara yöneldikleri/yönelebilecekleri ve “uzun vade”de ABD dolarının eksende olduğu mevcut küresel ticari/finansal sistemin yerini nasıl bir sistemin alabileceği tartışılmaktadır.
Devamı
Ekonomik ve askerî göstergeler maalesef İslam dünyasının dünya politikasına yön veren güç blokları arasında yer almadığını gösteriyor..
ABD’ye gerek ekonomik, gerekse askerî açıdan en büyük meydan okumanın Çin’den geldiği açık..
Türkiye’nin siyasal alanda ABD ve AB ülkeleriyle gerilim yaşadığı süreçlerde, ekonominin Türkiye’ye karşı bir silah olarak kullanıldığı aşikar.
Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte dünyanın en güçlü ülkesi konumuna yükselen ABD’nin bu konumunu en fazla tehdit eden ülkenin Çin olduğu biliniyor.
Türk-Alman ilişkilerinde her zaman en iyi işleyen alan ekonomi olmuştur. Almanya bazı istisnai dönemler haricinde her zaman Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı olmuştur.
Türkiye'nin bulunduğu bölgedeki konumu gereği, Türkiye'nin büyümesi ve gücünün görünür olması için dışarıya açılması gerekiyor. Dışarıya açılmanın tek yolu da AB ülkelerinden geçmiyor.
Önemli olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşılarına çıkıp, Türkiye’yi kimsenin yolundan çeviremeyeceğini kararlı bir şekilde onlara hissettirmesidir.