Gülen Grubu ve İran

2014 Türkiye'sinde, özellikle de İslami camiada, en zor bulunacak şey İran taraftarlarıyken, Gülen Grubu binlercesini bulmuş ve devletin kılcal damarlarına yerleştirmiş görünüyor.

Devamı
Gülen Grubu ve İran
Irak Bölünebilir Mi

Irak Bölünebilir Mi?

Irak'taki hiçbir aktör; hayata geçirilebilir ve diğer aktörlerce kabul edilebilir neo-Sykes-Picot sınırları çizecek kapasiteye sahip değil. Zira bölgenin içine düştüğü kaostan çıkışın adresi post-Sykes-Picot olmadığı sürece, bütün geçiş süreçleri hem uzayacak hem de daha fazla kaos üretecek.

Devamı

Bütün dinamiklerin iç içe girişi ve krizin can yakan tabiatına bakınca, Irak'taki aktörlerin Türkiye'ye yaslanan bir adım atmaları en sağlıklı senaryo gibi. Ne var ki Türkiye açısından bu senaryo, Kürtler ancak Sünni Araplar ve Türkmenlerle beraber yürürlerse stratejik bir anlam taşıyacak.

Irak'ta Maliki yönetimine karşı Sünni isyan nasıl başladı? IŞİD dışında sahadaki Sünni örgütler hangileri? Bu örgütler nihai olarak neyi amaçlıyor?

Ortada çırılçıplak bir güç savaşı vardır ve mezhepsel ya da başka türlü aidiyetler bu güç savaşının söylemsel tarafını oluşturmaktadır.

Hacı Bekir, gökten zembille indirdiği Ebu Bekir El-Bağdadi'ye liderlik vasfını kazandırıp gücünü konsolide etmek için suikastan haraca kadar geniş spekturumlu bir eylem planını hayata sokmuş ve bunda da başarılı olmuştur.

IŞİD'in Bölgede Bir Geleceği Var mı?

SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun bölgede yaşanacak gelişmelerde IŞİD'in diğer oluşumlardan mutlak bir biat isteyip istemeyeceğinin ve El Kaide ile olan ilişkisinin nereye evrileceğinin önem taşıdığını belirtti.

Devamı
IŞİD'in Bölgede Bir Geleceği Var mı
Irak İmtihanı

Irak İmtihanı

İşgalle birlikte hem Irak'ta hem de Ortadoğu'da pandoranın kutusu açılmış oldu.

Devamı

Önümüzdeki dönem Irak'ta bölünme senaryolarının fazlaca konuşulacağı ve Irak'taki siyasi/etnik unsurlarla IŞİD dinamikleri arasında çatışma ve/veya müzakerelerin devam edeceği bir dönem olacaktır.

Şaron'un, aynı ısrarlı musibetin yalnızca bir yüzü olduğunu fark etmemiz şart: Irk ayrımcılığı ve kolonizasyon.

Insight Turkey Yayın Yönetmeni Talip Küçükcan, İran'ın P5+1 grubuyla Cenevre'de yaptığı anlaşmanın İsrail ve Suudi Arabistan'ı rahatsız ettiğini belirtti.

Bölgenin en önemli iki ülkesi olarak İran ile Türkiye arasında ciddi bir karşılıklı bağımlılık söz konusu. Bu iki ülke olmadan bölgesel istikrarın sağlanması mümkün değil.

Geçilmedik kırmızı çizgi bırakmayan Esed'in kimyasal silah kullanması sonrasında ABD ve diğer küresel güçlerin müdahaleyi tartışmaları, daha çok uluslararası sistemin meşruiyetini devam ettirme veya güçlendirme kaygısını yansıtmaktadır.

Gülşah Neslihan Akkaya: Hiçbir Körfez ülkesinden Suriye'ye olası bir askeri müdahaleyi destekleyeceği yönünde resmi açıklama gelmemesine rağmen, Suriye muhalefetine en fazla silah yardımında bulunan Suudi Arabistan ve Katar'ın müdahaleye destek vereceği açık.

Irak işgaliyle ilkel Ortadoğu ekosistemi, Arap isyanlarıyla da Camp David Düzeni çöktü. Yeni bölgesel düzen, yeni aktörlerin elinde, yüzyıllık statükonun maliyetine hızla şekilleniyor.

ABD'nin Irak'ı işgalinin 10. yıldönümünde de ülke aradığı huzur ve istikrar ortamına kavuşabilmiş değil. 2014 yılında genel seçimlere gidecek ülkede 10 yılın ardından dengeler hâlâ fazlasıyla hassas görünüyor.

Suriye isyanında Baas rejiminin ve arkasında duranların arzulayacağı şeylerin başında, İsrail'in sürece müdahil olması gelmektedir.

Maliki, ABD-İran nüfuz mücadelesinden zarar görmemek isteyen Iraklılar için bir zorunluluk olarak kendisini Irak siyasetine empoze etmiş durumdadır.

Kürt sorunu, Irak'ın işgalinden sonra bölgesel bir sorun haline geldi. PKK terörü ve Kürt sorununun yönetilebilir bir hal alamamasının nedeni ise Türkiye'nin hesap ve çıkarlarının ABD, Avrupa, İsrail, İran ve Kuzey Irak Kürt yönetimin çıkarlarıyla çelişiyor olmasıdır. Bu noktalarda yapılması gereken, öncelikle diplomatik yöntemlerle meseleyi uzun vadeli bir müzakere süreci olarak görerek, en azından ABD ve Avrupa ülkelerinden bir kısmının Türkiye'nin yanında yer almasını sağlayabilmek, diğer bölge ülkeleriyle de bu konuyla ilgili uzlaşı alanlarını artırmak ve çok boyutlu bir diplomasi sürdürmektir.