Kampanyaların Etkileşimi

İki ittifakın ülkenin geleceğini 'güzel' yapmakta yarışması tam da demokratik mücadelenin gereği.

Devamı
Kampanyaların Etkileşimi
Cumhur İttifakı nın İstanbul Seçim Stratejisi

Cumhur İttifakı’nın İstanbul Seçim Stratejisi

İstanbul seçimleri üzerinde uzun süredir devam eden tartışmalar YSK'nın nihai kararını açıklaması ile son buldu.

Devamı

Uzun ve tartışmalı bir süreçten sonra YSK 6 Mayıs Pazartesi günü İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerini iptal etti ve yeni seçimlerin 23 Haziran'da yapılmasına karar verdi. Henüz Kurulun gerekçeli kararı açıklanmadığı için değerlendirmelerimizi bu kısa kararda yer alan bilgilere ve kamuoyuna yansıyan bazı açıklamalara göre yapacağız.

Bu sebeple Batı medyasının Erdoğan karşıtlığı kimseyi şaşırtmıyor. Zira 16 Nisan referandumunda da 24 Haziran seçimlerinde de aynı yerdeydiler. "Türkiye'de demokrasi yıkıldı" söylemini yıllardır tekrarlamaktan yorulmadılar. Şimdi de İstanbul seçim iptalini malzeme olarak kullanıyorlar. Ankara veya Antalya'da başkanın değişmesini görmezden gelerek "sandığa güveni" hedef alıyorlar. "Diktatörlük" hikayesini yeniden piyasaya sürüyorlar. CHP adayı lehine moral üstünlük kurmaya çabalıyorlar.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenme kararı ile birlikte hummalı bir seçim gündemi başladı. 43 günlük kampanya maratonunda iki ittifakın adayları B. Yıldırım ve E. İmamoğlu arasında kıyasıya bir yarış başladı. Her türlü söylem, taktik ve polemik seferber edilecek. Adaylar için kendi seçmenini tekrardan motive etmek birinci öncelik. Önceki seçime katılmayan 1,7 milyon seçmeni sandığa götürmek ve geçersiz oyları azaltmak 23 Haziran'da başarı için diğer kritik hususlar. Kürt seçmen ve Saadet Partisi'nin oyları da adayların yakın takibinde olacak. Karşı ittifakın seçmeninden oy alma gayreti ise zorlu ama kaçınılmaz bir çaba durumunda.

Son günlerin ana tartışma konularından birisi "Türkiye ittifakı" meselesi oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk olarak "Dönem kızgın demiri soğutma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir" şeklinde ifade ettiği Türkiye ittifakı meselesi farklı bağlamlarda ele alınıyor.

Erdoğan’ın Çağrısı ve NATO’nun Krizi

Dün, Ankara'da iki günlük NATO Konseyi Toplantısı başladı. Bu toplantı, S-400 alımı ve Doğu Akdeniz'de sondaj konularının Washington ve Ankara arasında gerilim oluşturduğu günlere denk geldi.

Devamı
Erdoğan ın Çağrısı ve NATO nun Krizi
Güvenli Bölge Güven Tazeler mi

Güvenli Bölge Güven Tazeler mi?

Suriye'nin kuzeyindeki olası güvenli bölge için Türkiye ve ABD arasında yapılan görüşmelerde iki ülke prensipte ilerleme kat etmesine rağmen, somut bir anlaşma zemininde uzlaşamadıkları anlaşılıyor.

Devamı

15 Temmuz direnişi ve Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş ile 'ittifak kurma ve sürdürme' siyasetimizi belirleyen en önemli olgu haline geldi. Buna bağlı olarak da ülkemizin gidişatına dair siyasi rekabet ve farklılaşma 'ittifak' kelimesinin önüne ya da arkasına koyulan eklerle anlatılıyor: Cumhur İttifakı, Millet İttifakı ve Türkiye İttifakı.

Çin ve Rusya yıllarca çok kutuplu bir dünya siyaseti hayali kurdu. Ancak son gelişmeler gösteriyor ki, ikisi de buna çok hazırlıksız yakalandı.

Liderlik, birbiriyle etkileşim halindeki çok sayıda katmanı aynı anda yönetmeyi gerektiriyor. Çelişen ihtiyaç ve talepleri de birbirine çarptırmadan eş zamanlı olarak karşılamayı mecbur kılıyor.

İran'a yönelik olarak ABD tarafından uygulanmakta olan ekonomik yaptırımlar her açıdan daha da genişletilerek sürmekte.

Türkiye'deki medya sektörü son yıllarda giderek daha fazla yabancı kaynaklı yayın organlarının varlığına sahne oluyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye ittifakı açıklaması AK Parti siyasetinde yeni bir döneme mi giriliyor tartışmasını başlattı. AK Parti on yedi yıllık iktidarını iktidar olgusuyla olan ilişkisi bakımından –muhalefet ve iktidar pozisyonlarında olmak– kabaca iki döneme ayırabiliriz.

Yüzbinlerce Suriyeliyi katleden Esed ile öylece anlaşarak 3,6 milyon Suriyeliyi yurtlarına gönderemezsiniz. Zorla insanları ölüme, işkenceye yollayamazsınız. Muhalefet Suriyeliler konusunda sorumlu bir tutum almak istiyorsa Türkiye'nin güvenli bölge kurma politikasını desteklemeli. Avrupa'nın aşırı sağcılarına öykünmekten vazgeçmeli.

Yeni dönemin risklerini yöneten, fırsatlarını yakalayan yeni yaklaşımın adı 'Türkiye İttifakı' olabilir. Elbirliğiyle bu kavramın içini doldurmalıyız.

Tüm dünyada ciddi bir tepkisel oy davranışı var. Popülizm yükseliyor.

Beyaz Saray, İran'dan petrol ithalinde 8 ülkeye tanıdığı yaptırım muafiyetlerini yenilemeyeceğini açıkladı. Bu karar Washington'ın tek taraflı olarak nükleer anlaşmadan çekildikten sonra Tahran'a ambargosunda üçüncü aşama.

BM Genel Sekreteri Antionio Gutteres'in Bingazi'de kendisini ziyaret ettiği sırada Haftar'a bağlı birliklerin Trablus'a saldırması, Libya'ya ilişkin uluslararası toplumun çözüm girişimlerini ve ülkenin geleceğini tartışmaya açtı.

Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir krizin eşiğindeyiz. Suriye krizinin sınırda yarattığı güvenlik sorunları Türkiye'nin kendisine ait bir hava savunma sistemi ihtiyacı olduğunu bir kez daha ortaya koymuştu.

31 Mart yerel seçimleri üzerinden geçen yirmi güne rağmen İstanbul'da başa baş çıkan oy oranları ve itirazlar sebebiyle hala tartışılmaya devam ediyor.