Yeni Türkiye Hayırlı Olsun!
Evet, beklediğimiz gün geldi çattı. Türkiye kararını verdi. Zor bir ortamda girdik seçime. Her şeyden önce illegal yapıların, yasadışı terör örgütlerinin siyaseti zehirlemeye çalıştığı bir ortamda sandığa gittik.
Devamı
Muhtemel Koalisyon ve Dış Politika
Muhtemel bir koalisyon hükümeti durumunda AK Parti döneminde başlatılan çok boyutlu, dinamik ve inisiyatif alan dış politika anlayışı yerini düşük profilli, pasif ve reaktif bir dış politikaya terk edecektir.
Devamı
Koalisyona ihtiyaç duyulmadan, bir partinin tek başına iktidarı sağlayacak sandalye sayısına ulaşması dış politika için ihtiyaç duyulan sağlam zemini de sağlayacaktır.
1 Kasım seçiminin ardından tekrar bir koalisyon seçeneğinin ortaya çıkması durumunda, en temel sorun siyaset kurumunun giderek güç kaybedecek olmasıdır.
AK Parti sosyolojik değişim dalgasının ürettiği ve değişime yön veren aktör konumunda oldu.
Bir yanda Ahmet Davutoğlu konuşuyor. Diğer yanda Kılıçdaroğlu, Demirtaş ve Bahçeli. Davutoğlu'nun konuşmalarının odağında partisinin tek başına iktidar olması durumunda yerine getireceği taahhütler var.
Yarın Neyin Kararını Vereceğiz?
Siyasetin ahir zamanları bu zamanlar olsa gerek. PKK, MHP'ye oy istiyor. Hakkını yemeyelim, sadece ona istemiyor, CHP'ye de, HDP'ye de oy istiyor.
Devamı
Madem AK Parti Gitmiyor...
1 Kasım istisnai bir seçimdi, sonucu da sürpriz oldu. Bu seçimler yepyeni bir dönemin kapılarını açtı.
Devamı
Muhalif aydınların öfkesi ve "tiranlık," "faşizm," "ya darbe ya iç savaş" şeklinde ürettikleri aşırı söylemler söylenecek söz kalmadığı hissiyatını beslemekte.
Seçimlere iki gün kala hepimiz sandıkların muhtemel sonucuna odaklandık. Tek başına AK Parti iktidarı mı yoksa koalisyon mu?
Önümüzde devletin milletiyle helalleşirken, kötülükle hesaplaşmaya devam edeceği bir dönem var.
AK Parti, Türkiye'yi taşıdığı üst ligde kalıcı hale getirecek politikaları hayata geçirmek gibi özel bir sorumluluğa sahip.
Erdoğan'ın millete umut, milletin Erdoğan'a destek vermesiyle Türkiye iddialı bir aktöre dönüşmüştür.
Ülkede son on beş yıllık dönemde elde edilen tüm kazanımlara sahip çıkmak anlamına gelecek bu seçim sonucu artık devlet otoritesinin yeniden inşasını gerekli kılmaktadır.
Kasım 2015 seçimi sonrasında AK Parti'nin önünde ekonomiye yönelik yeni meydan okumalar var.
Muhalefet iktidara talip olmanın pozitif siyasetini üretemedikçe tepkiselliğin bataklığına gömülmeye devam edecek.
Gezi kalkışmasından bu yana "otoriterleşme", "diktatörlük", "yaşam tarzına müdahale", "Batı'dan kopma" vb. gibi yersiz korkularla Türkiye siyasetini manipüle etmeye çalıştılar.
1 Kasım'da AK Parti'nin başarısının altında seçmenlerin istikrarı, güvenliği ve tek başına hükümeti tercih etmesi yatıyor.
Suriye iç savaşının getirdiği sorunlar Zirve'nin en yakıcı konuları.
Diyarbakır, Suruç ve Ankara patlamalarına sevinenlerle, Paris'teki terör saldırılarına sevinenler aynı kişiler.
