Seçim Günü Aktivizmi ve Demokrasinin Kalitesi

Son sözü seçmen pazar günkü tercihi ile söyleyecek. Bütün polemiklere rağmen demokratik olgunlukla sürdürülen bir seçim yarışı olduğunu düşünüyorum. Ancak can sıkıcı bir istisna ile... CHP ve Batı basını kampanya başında yaptıkları gibi yeniden "seçim güvenliği" tartışmasına döndüler.

Devamı
Seçim Günü Aktivizmi ve Demokrasinin Kalitesi
Batı Medyasından Yardım Dilenmek

Batı Medyasından Yardım Dilenmek

Türkiye siyasetinde etki oluşturmak için Batı medyasında propaganda yapmaya ihtiyaç duymak bambaşka bir acziyet. Türkiye siyasetini izah çabası değil bu, düpedüz Batı'dan yardım talebi.

Devamı

Türkiye’de siyaset temel olarak hangi çatışma hattı tarafından belirlenmektedir? Bu sorunun kritik derecede önemli olmasının sebebi, bu soruya verilen cevabın seçimin kazananını belirleyecek olması, daha da ileri boyutta ise tarihi bir asrı aşan, ulusal ve uluslararası boyutlarıyla ülkedeki iktidar ilişkilerini yeniden düzenleyecek olmasıdır.

24 Haziran için son bir haftaya girilirken AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan taban desteğinin geniş bir konsensüse yaslanmış olmasından dolayı avantajlı durumda. Kararsız seçmenin genel oy verme eğiliminde ekonomi, güven, istikrar ve rasyonel vaatler gibi somut beklentilerin rol oynaması, kararsızları AK Parti ve Erdoğan’a yaklaştırmış durumda.

Kandil operasyonu tüm hızıyla sürüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri Kandil'e doğru ilerliyor.

Bu raporda cumhurbaşkanı adayları ve siyasi partilerin 24 Haziran seçimleri için Türk siyasal sistemi içerisinde kamuoyunun güvenini ve desteğini almak ve bu yolla iktidar olabilmek için belirledikleri siyasal iletişim stratejileri incelenmiştir.

Muharrem İnce Saf Dışı

Pazartesi günü Türk siyaseti açısından son yılların en gerici görüşmelerinden birisi yaşandı.

Devamı
Muharrem İnce Saf Dışı
Son Haftanın Kapışma Konusu

Son Haftanın Kapışma Konusu

Doğrusu bu seçimlerin ana gündeminin sistem tartışması olmasıdır. Adaylar, yürütmeye dair modellerini kamuoyu ile paylaşmalılar. Neticede cumhurbaşkanı seçilen aday kararnamelerle kendi yönetim modelini belirleyecek.

Devamı

24 Haziran seçimleri yaklaştıkça partiler ve cumhurbaşkanı adayları vaatlerini ve seçim programlarını açıklamaya başladılar.

Cumhur İttifakı karşıtı muhalefet, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Abdullah Gül’ün adaylığına bağladıkları umutlarının bir benzerini şimdi milletvekilliği seçimlerinde HDP’ye bağladılar.

Partiler, milletvekili aday listelerinden sonra beyannamelerini açıklıyor. AK Parti, MHP, CHP ve Saadet Partisi vaatlerini kamuoyu ile paylaştı. İyi Parti ve HDP de önümüzdeki günlerde beyannamelerini açıklayacak.

Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmalar Vakfı (SETA) İstanbul Genel Koordinatörü Prof. Dr. Fahrettin Altun, 24 Haziran'da bir devrin açılacağı ve bir devrin kapanacağı hayati bir seçimin yapılacağını söyledi.

Dört benzemezin aralarındaki çıkar birlikteliğinin merkezinde Erdoğan karşıtlığı olduğu kesin. Fakat bu bir vaat değil. Bir program değil. Öfke üzerine kurgulanmış bir senaryo. Yıkımı öneriyor. Birlikte neyi yapacaklarına dair tek bir ortak önerileri yok. Mesela FETÖ ile nasıl mücadele edilecek ve bu mücadele esnasında Batılı ülkeler mevcut tutumlarında ısrar ederlerse ne yapacakları konusunda bir öneri yok.

Bir haftadır Trump'ın kararlarını, İsrail'in katliamını ve Kudüs'e sahip çıkmayı konuşuyoruz. Şimdi gözler partilerin milletvekili aday listelerine çevrildi...

Milletvekilliği seçimleri açısından 24 Haziran’ın daha önceki seçimlerden farklılaşan bazı dinamikleri var. Bu dinamikler, hem seçmenler hem de partilerin aday tercihleri açısından önemli.

Seçim yaklaştıkça gözler anketlere ve adayların güç analizlerine yöneliyor.

Bir 'milat' olacağında birleştiğimiz 24 Haziran seçimlerine kırk üç gün kaldı. YSK, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde pusulada Recep Tayyip Erdoğan, Meral Akşener, Muharrem İnce, Doğu Perinçek, Temel Karamollaoğlu ve Selahattin Demirtaş'ın olacağını açıkladı.

Cumhur karşıtı ittifak salı akşamı sosyal medyada bir kampanya başlattı. Bu kampanya Cumhur karşıtı ittifakın içine düştüğü acınası hali apaçık ortaya koyuyor.

Seçimler için isimler netleştikçe tartışmaların da boyutu belirlenir hale geldi.

Türkiye’deki köklü değişimi engellemek isteyen statükocu partiler, 24 Haziran seçimlerini “köprüden önceki son çıkış” olarak görmektedir. Dolayısıyla, bu partiler tüm stratejilerini bu değişimin öncülüğünü yapan AK Parti karşıtlığı üzerine inşa etmekte ve çok tanıdık bir amaca odaklanmaktadır: Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçtirmemek.

Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olmuyor ama asgari ücretten dış politikaya kadar her alanda vaatte bulunuyor. Yoksa seçilen cumhurbaşkanını tek adam gibi yönetmeyi mi planlıyor?