Rusya’da Değişen Kabine Ne Anlatıyor?

Rusya Federasyonu’nda halk sekizinci kez cumhurbaşkanını seçmek için 15-17 Mart 2024 tarihleri arasında sandık başına gitti. Seçimlere yüzde 77,4 ile daha önce gerçekleştirilmiş yedi seçimin üzerinde bir katılım oldu. 24 Şubat 2022’de başlayan ve halen devam eden Rusya-Ukrayna savaşına rağmen halkın sandıklara ciddi bir ilgisi olduğunu söylemek gerekir. 21 Mart 2024’te Rusya Federasyonu Merkez Seçim Kurulunca nihai seçim sonuçları ilan edilmiştir. Bu sonuçlara göre mevcut Cumhurbaşkanı Vladimir Putin oyların yüzde 87,28’ini alarak tekrar cumhurbaşkanı seçildi. Diğer adaylar Nikolay Haritonov (Rusya Federasyonu Komünist Partisi) yüzde 4,31 ile ikinci olurken onu yüzde 3,85 ile Vladislav Davankov (Yeni İnsanlar Partisi) ve yüzde 3,20 ile Leonid Slutsky (Rusya Liberal Demokrat Partisi) takip etti.

Devamı
Rusya da Değişen Kabine Ne Anlatıyor
Ukrayna ya Destek Nereye Kadar

Ukrayna’ya Destek Nereye Kadar?

Yaklaşık altı ay süren pazarlıklar sonunda Kongre Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a 95 milyar dolarlık savunma yardımını onaylamıştı. Cumhuriyetçiler bu yardımı Biden’dan Meksika sınırıyla ilgili tavizler koparmak için sürüncemede bırakmıştı. Ancak İsrail’in Suriye’deki İran konsolosluğuna saldırısı sonrasında bölgesel tansiyonun yükselmesi Kongre’yi harekete geçirdi ve Biden paketi 24 Nisan’da imzalayarak Ukrayna’ya yardımın da hemen başlayacağını açıkladı. Amerikan siyasetinin Ukrayna’ya yardım konusundaki isteksizliği ve konuyu iç siyaset malzemesi haline getirmesi, Rusya’nın Batı’nın desteğinin ilelebet sürmeyeceği hesabının doğru çıkabileceğine işaret ediyordu. Biden yönetimi ve Amerikan Kongre’si bu hesabın boşa çıkacağı mesajını vermek adına yardım paketini geçirdi ancak bu paketin bu kadar zor geçmesi ileride Ukrayna’ya desteğin devam edip etmeyeceği konusunda derin şüphe uyandırdı.

Devamı

Bu analiz Ukrayna’da devam eden ve ikinci yılını dolduran savaşın Avrupa’nın güvenliği, transatlantik ilişkiler ve NATO’ya olan etkilerini incelemektedir.

Bugün hem Putin hem de Zelenski ile görüşerek diplomasiyi işletebilen tek lider Erdoğan. Bu dengeyi Rusya ve Ukrayna ile ilişkileri bozmadan yürütebildi. Tahıl koridoru ve esir takası Ukrayna'daki savaş boyunca gerçekleşen en önemli diplomatik gelişmeler. İşte bu rol sebebiyle bütün başkentlerin gözü Soçi'deydi.

SETA Ekonomi Araştırmacısı Deniz İstikbal, Ülke TV ekranlarında yayınlanan Gündem programında, Rusya - Ukrayna savaşı ve tahıl koridoru anlaşmasının bölge ve dünya ekonomisine etkisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Podcast: Türkiye-Rusya İlişkileri Nasıl İlerliyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin, bugün Rusya’nın Soçi kentinde bir araya gelecek. İki ülke ilişkileri nasıl şekilleniyor? Türkiye’nin Rusya ile iş birliği alanları neler? Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Pirinççi ile konuştuk.

Devamı
Podcast Türkiye-Rusya İlişkileri Nasıl İlerliyor
Kriter'in Eylül Sayısı Çıktı Afrika'da Güç Mücadelesi

Kriter'in Eylül Sayısı Çıktı: Afrika'da Güç Mücadelesi

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 82. sayısı raflarda yerini aldı.

Devamı

Prigojin sonrası Rusya'nın Wagner boşluğuna karşı doğal olarak tedbir geliştirmesi ve muhtemel gri bölgeleri önlemesi beklenmeli.

SETA Brüksel Koordinatörü Talha Köse, 24 Tv ekranlarında yayınlanan Küresel Oyun programında, Rusya - Ukrayna savaşının geldiği noktayı değerlendirdi.

Rus haber ajansı TASS, Tver’de düşen ve 10 kişinin öldüğü özel jette Wagner’in kurucusu Yevgeniy Prigojin’in de bulunduğunu bildirdi. Wagner grubunun haziran ayında Moskova yönetimine baş kaldırmasından 2 ay sonra sonra gerçekleşen bu hadise, akıllarda soru işaretleri bıraktı. Detayları, Bursa Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı ve SETA Dış Politika Araştırmacısı Dr. Tunç Demirtaş ile konuştuk.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Murat Aslan, NTV ekranlarında yayınlanan Bugün Yarın programında, Wagner kurucusu Prigojin’in öldüğü iddiası üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Tunç Demirtaş, TV Net ekranlarında yayınlanan 19. Saat programında, Nijer özelinde Afrika kıtasında yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.

7-28 Temmuz’da St. Petersburg’da düzenlenen Rusya-Afrika Ekonomik ve İnsani Forumu’nun ikinci zirvesine 54 Afrika ülkesinden 50’si katıldı. Zirveden hangi sonuçlar çıktı? Detayları, SETA Dış Politika Araştırmacısı Dr. Tunç Demirtaş ile konuştuk.

Türkiye gibi stratejik otonomiye sahip olduğunu gösteren ülkeler daha değerli hale geliyor. Türkiye ile birlikte çalışmanın cazibesi hem küresel güçler hem de çevremizdeki bölgelerdeki ülkeler nezdinde artıyor.

27-28 Temmuz arasında St. Petersburg’da düzenlenen Rusya-Afrika Ekonomik ve İnsani Forumu’nun ikinci zirvesi 54 Afrika ülkesinden 50’sinin katılım gösterdiği ve bu ülkelerden 17’sinin devlet başkanının direkt olarak zirvede yer aldığı görülmektedir. Rusya’nın bu zirvedeki amacına bakıldığında, Afrika ülkeleri ile arasındaki iş birliğini geliştirmek ve barış, kalkınma ve güvenlik gibi alanlarda ortak adımlar atmak için bir platform oluşturmak istediği anlaşılmaktadır. İlk kez 2019’da gerçekleştirilen zirvede Rusya, 43 Afrika ülkesi ile bir araya gelirken önemli konular ele alınmıştır. Zirvenin ikinci kez düzenlenmesiyle birlikte 2026’ya kadar öncelikli iş birliği alanlarına ilişkin bir eylem planının kabul edilmesi hedeflenmektedir. Ayrıca terörizmle mücadele, uluslararası bilgi güvenliği ve dış uzayda silahların kullanımı gibi siyasi konuları kapsayan bir deklarasyonun imzalanması da beklentiler arasında yer almaktadır.

Bu analizde Rusya’nın Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan çekilme kararı gerekçeleriyle birlikte ele alınmakta ve bu kararın küresel ölçekte meydana getireceği muhtemel etkiler üzerinde durulmaktadır.

Rusya’nın NATO Vilnius Zirvesi sonrasında yeni bir oyun planı arayışında olduğu söylenebilir. Türkiye’nin Ukrayna’nın üyeliğine desteğini yinelemesi ve İsveç’in üyeliğinin önünü açmasının Moskova’yı rahatsız ettiği açık. Zirvenin hemen sonrasında Rusya’nın hem Suriye’ye insani yardım girişini veto etmesi hem de tahıl anlaşmasını sona erdirmesi el yükseltmek istediğini gösteriyor ancak elinin çok da güçlü olmadığının altını çizmek gerek. Tahıl anlaşması Rusya’nın ‘Küresel Güney’ ülkeleri nezdindeki itibarını artıran bir adım olduğu için anlaşmanın yenilenmemesi Moskova’nın aleyhine olur. Suriye’deki insani dramın derinleşmesi de Rusya’nın itibarına ne kadar hizmet eder tartışılır. Tahıl anlaşmasını bitirerek BM’den yaptırımlar konusunda ödünler koparmak, Suriye’ye insani yardımı engelleyerek de Türkiye’yi zor durumda bırakmak isteyen Moskova’nın attığı bu adımlar, yeni müzakere süreçleri başlatabilir ancak savaşın gidişatını Rusya lehine çevirmeye yetmez.