Batı ittifakının sınırlarını Yunanistan'dan geçirmenin en çok Avrupa'nın aleyhine olacaktır. Yunanistan sadece tampon bölgeye dönmekle kalmaz. Avrupa'ya yönelen hiçbir dalgayı ister mülteci ister terör olsun tutamaz. Büyük güç rekabetinin oluşturduğu jeopolitik fay hatlarında Türkiye'nin performansını gösteremez.
Devamı
Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarından faydalanmak isteyen herkes öyle ya da böyle Türkiye'nin rızasını almak zorunda olduğunu anlamaya başladı. Mısır'daki yönetim ile Ankara arasındaki gerginliğe rağmen Mısır, Türkiye'nin formülünü benimsemek durumunda kaldı.
Devamı
Dünyanın iki kutuplu bir sisteme doğru sürüklenmesi denge politikası izleyen ülkelerin işini zorlaştırıyor.
ABD'nin temel sorunu, müttefiklerle ilişkisini nobran ve asimetrik yaklaşımla kurması. Kendi taktik kazanımları için müttefikinin stratejik kayıplarını umursamaması. Bunlara en iyi örnek ise ABD-Türkiye ilişkilerinin son yıllardaki gerilimli seyri.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, NATO'nun geleceğini ve Türkiye'nin rolünü değerlendirdi.
Washington, İkinci Dünya Savaşı sonrası Riyad ile kurduğu 'stratejik ortaklığı' sıkıntıya sokacak bir tercihte bulunmadı.. Cinayetten sorumlu tuttuğu Veliaht Selman'a göstermelik yaptırım bile getirmedi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 55. sayısı çıktı.
Devamı
Washington, yapacağı küçük revizyonlarla Ortadoğu'da yeni dengeler oluşturabilir ancak bölge ile uğraşmaktan kurtulamaz. Her yeni denge Rusya, Çin ve bölgesel güçlerin rekabetini hızlandıracak.
Devamı
Orta Doğu, Kafkasya, Balkanlar, Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika gerek bölgesel gerekse küresel aktörler arasında yoğun güç mücadelesinin yaşandığı bölgeler.
Ermenistan'daki gelişmelerin geri planında birbiriyle ilişkili ve kısa vadede ortadan kalkması mümkün görünmeyen nedenler var.
Erivan'daki darbe girişimi Biden yönetiminin 'Rusya'yı sınırlandırma' ve 'demokrasileri destekleme' politikasının ilk test alanlarından birisi olacak gibi görünüyor.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, NATO'yu ve Türkiye'nin NATO'daki pozisyonunu değerlendirdi.
Aslında bütün Avrupalı siyasetçiler Rusya’nın gerek Kırım ve Ukrayna gerekse Navalny ve içerideki muhalefete yönelik politikalarının asıl sorumlusunun bizzat Devlet Başkanı Putin olduğunu biliyor. Ama doğrudan Putin’e yönelik yaptırım kararı almaktan imtina ediyorlar. Aksine Putin ile ilişkilerini korumak için ellerinden geleni yapıyorlar. Zira başta Almanya olmak üzere birçok AB ülkesinin Rusya ile yakın ekonomik ilişkileri var ve bu ilişkileri riske atmak istemiyorlar.
Türkiye'nin güvenlik kaygılarına cevap veren bir politika NATO'yu güçlendirmeye katkı sağlar.
Astana zirveleri, Suriye'deki gerginliği düşürmesi, temel ilkelerin belirlenmesi, bazı temel konular üzerinde konsensüs sağlaması açısından hala yararlı bir mekanizma olsa da tek başına Suriye krizini çözmesi beklenmemeli
PKK'nın 'uçak bombardımanı sırasında öldüler' yalanı bu kadar kolay satın alınmamalıydı. Terörle mücadelede ince çizgiyi aşmak terör propagandasına yarar. Ülkemize ve demokrasimize onulmaz zararlar verir.
Doğu Çalışmaları Merkezi Enerji Uzmanı Agata Loskot-Strachota, 'Fransa, Kuzey Akım 2'yi Almanya ile ilişkilerinde kullanabileceği bir araç olarak görüyor. Fransa, Rus doğal gazına diğer Avrupa ülkelerine göre daha az muhtaç.' dedi.
Türkiye’nin terörle mücadeledeki kararlılığını gördüğü hâlde PKK kimden cesaret alarak silahsız rehineleri katlediyor?
Ankara, Kandil ile Sincar ve Sincar ile Suriye'deki YPG kontrolündeki bölgelerin irtibatını kesmekte ısrarcı.
Türkiye yönünü çoktan “bağımsızlık” olarak belirledi de küresel güçlere bu politikasını kabul ettirmenin çabası içerisinde. Zira gerek ABD ve AB gerekse Rusya ve Çin, bütün küresel güçlerin yaptığı gibi nüfuz alanlarını koruma ya da genişletme çabası içerisinde. Türkiye de diğer orta büyüklükteki devletler ya da bölgesel güçler gibi onların bu nüfuz politikalarının hedefi durumunda.
Koronavirüs salgını AB'nin kurumsal prestijine ve üye ülkeler arasındaki dayanışma duygularına açıkça zarar vermiştir. Salgın nedeniyle AB'nin ve üye ülkelerin bugüne kadar yaşadıkları ekonomik kayıplar önümüzdeki süreçte telafi edilse bile siyasi açıdan yaşanan kayıpların telafisi ise çok daha zor olacaktır.