15. Uluslararası Rusya-İslam Dünyası Kazan Ekonomi Forumu–KazanForum 2024, 14-19 Mayıs 2024 arasında Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da düzenlenecektir. Forum kapsamında İslam dünyasının önde gelen ekonomi ve finans uzmanlarının bir araya gelmesi planlanmaktadır. 2023’teki foruma 57’si İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi olmak üzere 80 ülkeden 16 binden fazla kişi katılmıştır. KazanForum 2023’te Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in imzaladığı kararname ile federal statü elde etmiştir. Böylece forum, Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu ve Vladivostok’taki Doğu Ekonomik Forumu ile Rusya’da her yıl düzenlenen uluslararası ekonomik forumlar arasında katılımcı sayısı ve önemi bakımından en büyük üç forumdan birisi olmuştur.
Devamı
Birkaç hafta önce ABD'nin Afrika Komutanlığı (AFRICOM) Komutanı General Michael Langley, diplomatik protokol kurallarına aykırı bir şekilde Nijer'e ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaretten sonranda Nijer yönetimi ciddi rahatsızlık duydu. Zira ziyaret gerçekleşmeden önce kimin/kimlerin, ne zaman, hangi amaçla ve nereye geleceğinin resmi hükümete bildirilmesi gerekiyordu. Ancak bu gerçekleşmedi.
Devamı
İsrail'in gayrihukuki eylemleri içerisinde yer alan hastane bombalamak, yardım konvoyu vurmak, sivilleri hedef almak gibi eylemler artık maalesef rutin bir uygulamaya dönüştü. Ancak İsrail'in geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği bir eylem vardı ki, devlet düzeyinde aktörlerin dahil olacağı bir savaşın fitilini ateşleme ihtimali bir hayli yüksek.
Misket bombası nedir? Misket bombası uluslararası hukukta hangi düzenlemelere göre yasaklanmıştır? Rusya ve Ukrayna’nın misket bombası kullanmaları uluslararası hukuk açısından ne anlama gelmektedir? ABD’nin Ukrayna’ya misket bombası gönderme taahhüdü Ukrayna’nın kuvvet kullanma yasağını ihlal eder mi? ABD’nin Ukrayna’ya misket bombası göndermesi durumunda Rusya Silahlı Kuvvetlerinin misket bombasıyla karşılık vermesi Rusya’nın bu saldırılarını hukuka uygun hale getirir mi?
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 81. sayısı raflarda yerini aldı.
Wagner cephe hattını bıraktı ve Moskova'ya yürüyüşe geçti. Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko'nun devreye girmesiyle Wagner'in sahibi Prigojin sessizlik tüneline girdi. Ruslar Wagner üyelerine üç seçenek sunup şirkete 'el' koyarken Rus bürokrasisinin ve Silahlı Kuvvetlerinin bilinen isimleri tasfiye sürecine tabi tutuldu.
Wagner'in lideri Yevgeny Prigozhin'in geçtiğimiz hafta sonu Rusya'da başlattığı krizin çeşitli coğrafyalara etki edeceği aşikâr. Bu krizin sadece askeri boyutu değil, aynı zamanda kazançlı ticari çıkarlara sahip olduğu Afrika'da da etkilere sahip olacağı çok açık. Ancak Wagner'in sebep olduğu krizin Rusya'nın Afrika'daki faaliyetlerine yansımaları henüz belirsizliğini korumakta.
Devamı
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılında en önemli seçimlerden birine tanık olurken, Insight Turkey, seçimleri titizlikle değerlendiren ve sonrasında Türkiye'nin dış politikasının nasıl şekilleneceğini incelediği özel sayısını gururla sunarken, bu konudaki ufuk açıcı tartışmaların okuyucularımıza faydalı olacağını umuyor ve inanıyoruz.
Devamı
Geçen hafta sonu Rusya’da yaşanan tarihi gelişmeler, ABD’nin ve müttefiklerinin rolü ve tercihlerinin de tartışılmasına yol açtı. Putin’e en yakın isimlerden olan Prigojin’in ana motivasyonu Wagner’in güç ve otonomisinin korunmasıydı ancak Batı tarafından ‘teşvik’ edilmiş olabileceği yönünde yorumlar sıkça dile getiriliyordu. Putin Prigojin’i ‘sırtından hançerlemekle’ suçlarken Kremlin’den ‘dış güçler’ imaları geldi. Muhtemelen, Prigojin’in kalkışması daha siyasi bir yere gitseydi bu iddialar çok daha fazla öne çıkacaktı. Bu yorum ve imaların siyaseten yapıldığı ve ispatlanmasının zor olduğu açık ancak Amerikan politikasının Putin’in düşürülmesini isteyip istemeyeceği önemli bir soru olarak karşımıza çıkıyor. Ukrayna işgali yüzünden Batı’yla keskin bir kopuş yaşayan ve ağır ekonomik bedeller ödeyen Moskova’nın kaosa sürüklenmesinden çok eli zayıf biçimde masaya oturmasının istendiğini söyleyebiliriz.
Rus yönetiminin hem cephede hem de Moskova’da bu kadar zafiyet içinde görünmesi kısa ve orta vadede Ukrayna için avantaj teşkil ederken NATO ülkelerinin desteğinin de devam etmesi için motivasyon kaynağı olacağı açık.
Wagner olarak bilinen özel askeri şirket, Türk kamuoyuna hele TSK’ya yabancı bir yapı değil. Paralı savaşçı olarak bilinen, ancak savaşçı kelimesinin olumlu anlamıyla pek ilgisi olmayan Wagner unsurları, Suriye ve Libya’da Rus ordusu saflarında Türk askerine karşı bir hasım olarak mücadele etti. Rusya ile siyasi düzeyde yönetilebilen ilişkiler, sahada taktik rekabet üzerine inşa edilirken, Wagner Türk askerinin muhatap olduğu Rus askeri yapısının muharip unsuruydu.
Geçtiğimiz Cuma gecesi "Rusya'da darbe oluyor" söylentisi tüm dünyanın gündemini değiştirdi. Rusya'ya hizmet veren Yevgenev Prigojin komutasındaki "Paralı Ordu Wagner", bir ayaklanma girişiminde bulunmuştu. Kısa sürede Wagner'in karargah binası Rusya ordusu tarafından kuşatıldı. Rus Savunma Bakanlığı koruma altına alındı. Ardından Cumartesi sabah Rusya Devlet Başkanı Putin canlı yayında sert bir açıklamalar yaptı. Wagner lideri Prigojin ise yaptığı açıklamada geri adım atmayacaklarının altını çizdi. Peki şimdi ne olacak? Bu kalkışmanın Rusya'ya ve dünyaya etkisini, uzun süredir Rusya üzerine araştırmalar yapan Hasan Kalyoncu Üniversite Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Aslan'a sordum.
Birkaç farklı alanda ilerlemeye çalışan Ukrayna ordusu hava hakimiyetine sahip olmadığı için büyük kayıplar verme pahasına karşı saldırı başlatıyor. Bu taarruzdan net bir sonuç alınması durumunda savaşın sonunu konuşmaya başlayacağız, aksi takdirde savaşın uzun yıllara yayılarak uzama ihtimali güçlenecek.
Ukrayna lideri Zelenski’nin Hiroshima’daki G-7 zirvesine katılması oldukça simgesel bir öneme sahip. Hiroshima tercihi nükleersiz bir dünya mesajı verirken Zelenski’nin zirveye sürpriz katılımı Rusya’nın nükleer silah kullanma ihtimaline de dikkat çekmiş oluyor. Bu vurguya ilaveten G-7 ülkelerinin Zelenski’ye açıktan destek vermesi ve Biden’ın F-16 açıklaması da Rusya’ya gözdağı niteliğinde siyasi gelişmeler olarak öne çıktı. Tayvan konusunda Çin’e de ‘sakın ha’ mesajı gönderilerek G-7 oluşumu bugüne kadarki en fazla siyasi mesaj içeren toplantısını yapmış oldu.
Rusya'nın geçen yıl Ukrayna'ya başlattığı müdahaleden sonra ABD'nin baskısı nedeniyle başlayan yaptırımlardan en fazla kayba uğrayan Avrupa ülkesinin Almanya olduğunu unutmamak lazım. Bu nedenle Çin, Tayvan'a askeri müdahalede bulunsa bile Almanya, en büyük ticaret ortağı Çin'e karşı kolay kolay yaptırım uygulayamaz.
Kremlin’in iki İHA’nın gerçekleştirdiği saldırının Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin’e karşı suikast girişimi olduğunu iddia etmesi Ukrayna’nın bahar operasyonuna doğru çatışmaların ve sivillere saldırıların iyice artacağını gösteriyor.
Nükleer enerji Türkiye’nin yarım asrı aşkın bir süredir enerji tüketiminde yer vermeye çalıştığı bir enerji kaynağıdır. 1956 yılında Atom Enerjisi Komisyonu’nun kurulması ile kurumsal bir kimlik kazanan nükleer enerji konusundaki girişimler, 1957 yılında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na kurucu üye olunmasıyla uluslararası ölçeğe taşınmıştır.
Batı’nın küresel güneyden destek görememesi, kendi askeri kapasitesinin zaafa uğraması, Çin’in Tayvan’a müdahalesine vaziyet edilemeyeceği kaygısı ve Donbas’la Kırım’ın geri alınmasının pek mümkün görülmemesi, Ukrayna’ya desteğin siyasi bir hedefe orantılı olması gerektiği yönündeki tezleri güçlendiriyor.