Venezuela Dünya Siyasetinde Neyin İşareti?

Venezuela’da ciddi yatırımları olan Çin ve Rusya’nın nasıl tepki verecekleri ise hem Venezuela’nın hem de dünya siyasetinin geleceğini belirleyecek. Bu yatırımlarına rağmen Venezuela’yı ABD’nin arka bahçesi olarak kabul ederlerse, Maduro yönetiminin ABD ve müttefiklerinden gelen bu baskıya dayanması kolay görünmüyor.

Devamı
Venezuela Dünya Siyasetinde Neyin İşareti
Lidersiz ve Vizyonsuz AB Gücünü Yitiriyor

Lidersiz ve Vizyonsuz AB Gücünü Yitiriyor

Merkel’in bir daha aday olmayacağını açıklaması, Brexit süreci ve Fransa’nın ümit vaadeden liderinin sarı yeleklilerin protestolarıyla imajının sarsılması Avrupa siyasetini derin bir belirsizliğe sürüklüyor.

Devamı

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, ABD ile Rusya arasında belirgin bir krizin söz konusu olduğunu, bu krizin ABD’nin iç politikasına da yansıdığı ve Trump’ın ekibinin büyük bir bölümünü Rusya meselesinden dolayı kaybettiğini söyledi.

Füze anlaşmasının bozulması gündemde. ABD 60 günlük bir süre verdi. Rusya bu tarihe kadar geri dönüş yapmazsa, ABD de takip eden altı ay içinde anlaşmadan çekilecek. Bu da silahlanma ve çok tehlikeli bir oyunun başlaması demek.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 30. sayısı raflardaki yerini aldı.

Rusya ile Ukrayna arasındaki kriz dünyanın gündeminde yeni ve sıcak bir pencere açtı. Bir yanda Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO ve AB üyeliği tartışmaları sürerken Rusya'nın Kırım ve Ukrayna'nın bir bölümünü işgal etmesi ilişkileri daha da gerdi. Rusya ise, bu krizin ABD'nin jeopolitik oyunları olduğunu belirtiyor.

Perspektif: Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin Bağımsızlığı ve Türkiye’ye Etkileri

Rus Kilisesi ve Fener Rum Patrikhanesi arasında neler yaşandı? Kilise neden Ukrayna sorununun bir parçası haline geldi? Fener Rum Patrikhanesi Ukrayna Kilisesi’ni neden tanıdı ve sorun Türkiye açısından ne anlama geliyor?

Devamı
Perspektif Ukrayna Ortodoks Kilisesi nin Bağımsızlığı ve Türkiye ye Etkileri
Brunson Krizi Sonrası Türkiye-ABD İlişkilerinin Geleceği

Brunson Krizi Sonrası Türkiye-ABD İlişkilerinin Geleceği

Brunson krizinin çözülmüş olması, Türkiye-ABD ilişkilerinde yapısal bir dönüşüm getirmeye yetmeyecektir ancak bir süredir dondurulmuş olan yapıcı diplomatik etkileşimlerin önünü açabilir.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından "Avrupa Birliği'ndeki Fay Hatları" konulu panel düzenlendi.

Türkiye Amerikan umursamazlığıyla erken bir dönemde çok sıcak gündem maddeleri üzerinden tanıştı. Suriye başta olmak üzere birçok konu Türkiye'nin Amerika'dan artık hiçbir beklentiye giremeyeceğini gösterdi..

Öncelikle belirtilmesi gereken husus bu krizin geniş bir boyutu olan Türkiye- Batı krizinin bir parçası olması.

Trump’ın Ortadoğu gezisi sırasında ABD ile güncellenen ilişkilere rağmen Suudi Kralı Selman'ın Rusya'da stratejik anlaşmalara imza atması, bölgedeki yeni ittifak arayışlarının önemli bir işareti.

Suudi Arabistan, Türkiye'nin Rusya ile imzaladığı anlaşmaya benzer bir mutabakat gerçekleştirdi. İran'ın üç yıl önce S 300'leri alması ve Türkiye'nin S 400 anlaşması ile birlikte düşünüldüğünde bu mutabakat tipik silahlanma yarışını gösteriyor.

Bir müzakere sürecinin devam edebilmesi için taraflardan en azından birinin beklentisi olması gerekir. AB Türkiye ilişkilerinde her iki taraf da müzakerelerden uzak durma niyetinde.

İki ülke arasındaki ilişkileri ve almanya'nın türkiye'nin en önemli meselelerinde takındığı tuhaf tavrı takip edenler açısından gerilimin bu seviyeye ulaşmasında garipsenecek bir durum yok.

Almanya Türkiye’ye karşı öylesine sert oynuyor ki, uzlaşıya varmak için boş alan bırakmıyor. Neredeyse her aşama ve her grup Türkiye’ye karşı açık düşmanlık içeren beyanatların parçası oluyor.

AB’nin Türkiye ile ilgili politikasını “Dostunu yakın tut ama düşmanını daha yakın tut” politikası olarak nitelendirmek mümkündür. Diğer taraftan Türkiye haklı olarak yıllar boyunca derinleşmiş olan ekonomik ve teknolojik bağımlılıklardan dolayı AB ile köprüleri atmamaya özen gösteriyor. Böylece ortaya sürekli krizler ve iniş çıkışlarla malul tuhaf bir ilişki biçimi çıkıyor.

ABD-Suudi Arabistan ilişkilerinin bugünden sonra asla bir daha eski yakın müttefik ve dostluk ilişkisi seviyesine çıkmayacağını söylemek mümkün. Menfaat ilişkileri devam edecek, ancak taraflar arasındaki güven ciddi bir şekilde zedelendi.

Analizde, Hazar Bölgesi’nin sahip olduğu enerji görünümü ve Hazar’ın statü meselesine yönelik çözüm önerileri ile bölge ülkelerinin bu öneriler karşısında aldıkları pozisyonlar irdeleniyor.

Analizde, Hazar Bölgesi’nin sahip olduğu enerji görünümü ve Hazar’ın statü meselesine yönelik çözüm önerileri ile bölge ülkelerinin bu öneriler karşısında aldıkları pozisyonlar irdeleniyor.

Son dönemlerde Türkiye, enerjide cesur denilebilecek ve birilerini rahatsız eden adımlar atıyor. “Enerji merkezi” olma hedefinden bahsettiğimizde, bu hedefin ütopik, yani gerçekçi olmadığına dair yapılan eleştirilerin haksızlığı, bugün geldiğimiz noktada ortada.