Periyodik olarak her yıl çıkacak olan Avrupa İslamofobi Raporu ilk kez 2016 yılında yayımlanmıştır.
Devamı
Savunma uzmanı Merve Seren’e göre, Türkiye’de savunma sivil alana kapalı, “çorbada bizim de tuzumuz olsun’ dediğinizde, işin rengi değişiyor.”
Devamı
Ekonomideki cinsiyet eşitsizliği, daha az ücret ve hatta sosyal güvenlik üzerine eklenmiş ekstra yorgunluk sosuyla sınırlı değil.
Turizm Eylem Planı'yla, turizmin ekonomik büyümeye yaptığı katkıyı artırmanın yanı sıra, Türkiye'de negatif algı oluşturma ve istikrarsızlığı hâkim kılma amacına da karşılık verilmiş oluyor.
Ekonomimizin parlak hedefleri doğrultusunda ilerleyebilmesi için, yetenek havuzumuza çok daha fazla özen göstermemiz ve bu anlamda uzun vadeli ve etkin tedavilere kapı açmamız şart.
Bölgedeki her toplumla arasında var olan tarihi, kültürel bağlar ve ortak ekonomik çıkarlar sayesinde Türkiye, Balkanlarda istikrar ve barıştan en çok istifade edebilecek ülkelerden biri.
Çocuklarımız, polislerden en memnun dünya çocuklarından olup, doktorlardan aldıkları hizmetten tatminde de 4. sırada yer almış. Minikler hizmetleri takdir ediyor ancak daha çok oyun alanı istiyor.
Devamı
Her yıl yayınlanacak olan Avrupa İslamofobi Raporu'nun amacı Avrupa'daki İslamofobyanın yayılma trendini ülke bazında analiz etmek ve belgelemektir.
Devamı
Avrupa'nın geçmişte de çözmekte zorlandığı krizler olmuştu ancak Soğuk Savaş'ın sona ermesinden beri en zor dönemini geçirdiğini ileri sürmek yanlış olmayacaktır.
Ukrayna ne Batı'nın ne de Rusya'nın tamamen kontrolünde ya da dışında bir yapıya kavuşmadığından ortak zeminde hareket edilmesi bölgede istikrar ve barış açısından önem taşımaktadır.
2005 yılında CIA'in özellikle Doğu Avrupa'da gizli hapishaneler işlettiğinin ortaya çıkmasıyla birlikte bu hapishanelerdeki sorgulama kayıtlarının yok edilmesi çalışmaları başladı.
Dünya Nükleer Örgütü (WNA) Ekim 2014 verilerine göre, şu an dünyada 31 ülke elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla nükleerden faydalanıyor. Bu totalde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke sayısı neredeyse denk.
Ç3 ve özellikle Ekim verileri, tüm olumsuzluklara rağmen, ihracatçımızın sınırları zorladığını ve yeni fırsatları kovalayacağını gösteriyor.
Ülke derecelendirmesinde az sayıda firmanın oluşturduğu bu oligopol yapı Türkiye'ye not verirken, objektiflikten uzak davranmış, anlık ve spekülatif açıklamalara göre hareket etmiştir.
PISA eğitim sisteminin performansını ölçmemektedir. Bu tür değerlendirmeler, eğitim sisteminin başarılı ya da başarısız yönlerini göstermekten uzaktır. Bu eksikliklerine rağmen PISA sonuçları bize oldukça anlamlı veriler sunmaktadır.
Yaklaşık 8 ay süren görüşmelerin sonunda Sırbistan ile Kosova, nihayet Cuma günü Brüksel'de anlaşmaya vardı. Görüşmeler AB Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın ısrarlı arabuluculuğunda yürütülürken, müzakerelerin ancak onuncu turunda mutabakata varıldı. Kosova Başbakanı Haşim Taçi ve Sırbistan Başbakanı Ivica Daçiç anlaşmayı şimdilik prensipte imzalarken, iki ülke liderinin Brüksel dönüşü yaptıkları açıklamalarsa anlaşmanın bir mecburiyet ürünü olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Son görüşmeden önce Sırbistan ve Kosova'nın NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'den garantörlük talep etmesi iki tarafın da karşılıklı güven hususundaki çekincelerine işaret ediyordu. NATO'nun anlaşmanın uygulanmasına garantör olacağını taahhüt etmesi bir anlamda Ashton'ın elini güçlendirdi ve Sırbistan ile Kosova liderleri en sonunda resmi bir belgeye imza atmaya ikna oldu.
Ortadoğu’daki gelişmelerden sonra yaşanabilecek stratejik ve jeopolitik revizyonların ABD-İsrail ilişkilerini ne denli etkileyeceği herkesin merakını celbeden önemli bir mesele.
Suriye devlet başkanı uzun süren medya ambargosunu ABC News'ten Barbara Walters için bozdu. Esed, söyledikleriyle bundan tam 20 sene önce Avrupa'da yaşanan halk hareketleri sırasında Diane Sawyer'a mülakat veren baba Esed'i hatırlattı.
GEÇEN hafta Türkiye parti kapatmayla, dünya, ekonomik krizle uğraşırken; Rusya NATO’yla, Amerika ise ‘yeni güçler dengesiyle’ orta yolu bulmaya çalışıyordu.
Katolik dünyasının ruhani lideri Papa 16.ncı Benedikt’in Türkiye ziyareti, Müslüman bir ülkeden çok sanki Ortodoks bir ülkeye yapılıyormuş gibi bir havaya büründü. Vatikan kökenli “Papa Müslümanlarla değil Ortodokslarla diyalog yapmaya geliyor” açıklaması, Türk medyasının dikkatinden kaçmadı ve pek çok ulusal gazetenin manşetine taşındı. Daha sonra “Müslümanlarla da diyalog kurulacak” açıklaması yapıldı ama bu zihinlerdeki şüpheleri pek gidermişe benzemiyor Papa’nın Türkiye ziyareti Katolik ve Ortodoks dünyalarını birleştirme yönünde atılmış tarihi bir adım olabilir mi? İki kilise ve dini otorite arasındaki bin yıllık bölünme, bundan sonra ortadan kalkabilir mi?