Her Türlü Vesayet Odağı Türk Milletinin Menfaatlerine Zarar Verir

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Montrö tartışmalarını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarını değerlendirdi.

Devamı
Her Türlü Vesayet Odağı Türk Milletinin Menfaatlerine Zarar Verir
AB ile Yeni Bir Sürecin Başlatılmasında Bu Görüşme Bir Dönüm

AB ile Yeni Bir Sürecin Başlatılmasında Bu Görüşme Bir Dönüm Noktası Olacaktır

SETA Brüksel Koordinatörü Talha Köse, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile görüşmesini değerlendirdi.

Devamı

Birkaç kez değiştirilmiş ve üzerinde iyi çalışılmış bir bildiriyle karşı karşıyayız. Darbeci geleneğin metin yazımını yeni bir seviyeye taşısa da bu bildiri açıkça demokratik irademize saldırıdır

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 56. sayısı çıktı.

2023 seçimlerine hazırlık kapsamında AK Parti organize bir yol takip ediyor. Öncelikle il ve ilçe yönetimlerinin belirlendiği kongreler gerçekleştirildi. Teşkilatlarla ilgili "metal yorgunluğu" olarak tabir edilen sıkıntıların giderilmesi amaçlandı. Bunu hukuk, insan hakları ve ekonomiye yönelik reform paketlerinin açıklanması takip etti. Bu alanlarda yaşanan yeni gelişmelere karşılık verilmesi ve yaşanan sıkıntıların aşılması hedeflendi.

Siyasi hayatımızın belki de en uzun seçim dönemine girdik.

Ak Parti Hep Geleceğe Yönelik Projeksiyonlar Ortaya Koydu

SETA Araştırmacısı Turgay Yerlikaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti 7. Olağan Kongresinde yaptığı açıklamaları değerlendirdi.

Devamı
Ak Parti Hep Geleceğe Yönelik Projeksiyonlar Ortaya Koydu
AB Türkiye İlişkileri Sorun Nerede

AB Türkiye İlişkileri: Sorun Nerede?

AB-Türkiye arasındaki gerilimlerin kamuoyuna yansıtıldığı gibi Türkiye'nin insan hakları, demokrasi ve özgürlük gibi sözde Avrupa değerleri olduğu iddia edilen değerlerinden uzaklaşması nedeniyle değil reel siyasetteki çıkar çatışmaları sebebiyledir.

Devamı

Konuşmasının hemen başında Cumhur İttifakı'na değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, MHP ve MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye şükranlarını sunması ve Türkiye'nin 2023 ve 2053 hedeflerine Cumhur İttifakı ile yürüyeceğini ifade ederek ittifakın geleceğine ilişkin kararlı tavrını yinelemesi dikkat çekiciydi. Özellikle MHP liderinin partisinin kurultayında Cumhur İttifakı'na yönelik değerlendirmelerinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da benzer açıklamalarda bulunması önümüzdeki dönemde de Cumhur İttifakı'nın yola sorunsuz bir şekilde devam edeceğini gösteriyor.

Tüm siyasi parti ve ittifaklar, 2023 seçimlerine göre hazırlıklarını yapıyorlar. Parti, kongrelerini, ittifak siyasetlerini ve siyasi kadrolarını şimdiden "kritik" olduğu bilinen söz konusu seçimlere göre şekillendiriyorlar

Mesele, Türkiye'nin AB'ye hazır olup olmadığı değil. Tam tersi. İster coğrafya, ister nüfus, ister din deyin fark etmiyor. AB siyasetçileri "Türkiyeli bir AB'yi" tahayyül etme cesareti gösteremiyor.

Macron, Le Pen ile yarışında 'İslam, Türkiye ve Erdoğan' tehdidi ile yol alma eğiliminde. Bu eğilim hiç de yeni değil. Brexit'ten bu yana Avrupalı siyasetçiler, seçmenlerini Türkiye ile korkutuyor.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, reform paketleriyle birlikte atılmak istenen somut adımları değerlendirdi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "(Suriyelilerin onurlu, güvenli ve gönüllü şekilde geri dönmeleri) Bu, Türkiye'den AB'ye, Almanya'dan ABD'ye ve diğer komşu ülkelere, Rusya ve İran'a kadar tüm ülkelerin kolektif çalışmasını gerektiriyor." dedi.

Erdoğan, Batı'ya çağrısını bu ayın sonundaki AB liderler zirvesi öncesine denk getirdi. AB, Suriye iç savaşının sorunlarından (göç ve terör sorunları) kaçamadığı halde kaçak oynayanların liste başında.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Türkiye'de ittifak siyasetinin geleceğini değerlendirdi.

Reform mevzu, ekonomi çevrelerinde her zaman heyecan yaratır. Kâğıt üzerinde güzel ve sağlam duran reform paketi için hikâye yeni başlıyor. Şimdi icraat zamanı

Türkiye'de toplum ve bireylerin çıkarlarını düşünen herkesin açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı gibi temel hak ve hürriyetleri korumayı ve güçlendirmeyi amaçlayan tüm adımları memnuniyetle karşılayacağına şüphe yoktur.

1982 Anayasası'nın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yapılan tüm girişimler anayasayla sınırlandırılmaktan kurtulamadı. Oysa insan haklarını temel alan hukuk devleti kurmak öncelikle anayasanın görevidir.

Hukuk kurallarının toplumsal hayata uygun hale getirilmesi için belli aralıklarla güncellenmesi gerekir.