Erdoğan'ın Balkon Konuşması ve Yeni Siyasi Dil

SETA analisti Hatem Ete, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçildikten sonra yaptığı Balkon Konuşması'nın bugüne kadarki benzerlerinden içerik olarak da, vurgu itibariyle de farklı olduğunu belirtti.

Devamı
Erdoğan'ın Balkon Konuşması ve Yeni Siyasi Dil
Balkon Konuşması ve Türkiyelilik Vurgusu

Balkon Konuşması ve Türkiyelilik Vurgusu

SETA analisti Fahrettin Altun, Balkon Konuşması'nın en önemli mesajının ‘Yeni Türkiye' ve ‘Türkiyelilik' vurgusu olduğunun altını çizdi.

Devamı

Erdoğan siyaseti Erdoğan sonrası AK Parti'de kurumsallaşırsa siyaset-dışı vesayet odaklarına yaşama hakkı yok. Bu anlamda meseleyi tam anlamıyla bir varlık-yokluk meselesi olarak algılıyorlar.

Bu değişim hızına, frekansına ve tabiatına ayak uyduracak; ‘ne yapılması' gerektiğini ‘nasıl göründüğüne' önceleyecek bir liderlik tercihi makulün yakalanması anlamına gelecektir.

12. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'de toplumsal bir karşılığı olduğunun altını çizen SETA Siyaset Araştırmacısı Nebi Miş, bu durumun, ülkenin önde gelen sorunlarının çözümünün cumhurbaşkanlığı makamı üzerinden yürütülmesi ve Türkiye'nin hızını artıracağı sonucunu beraberinde getireceğini belirtti.

Yeni Türkiye'yi inşa etmek isteyen icracı bir vizyonla farklı kesimleri kucaklamak istediğini söyleyen uzlaşmacı bir vizyon mücadele içine girebilir.

Erdoğan'ın Söyleminde Medeniyet Mirası

“1000 yıllık damar”la bağlantı kurup “100 yıllık parantez”i kapatma vizyonuna sahip olmak Erdoğan'ın özellikle ürettiği bir şey de değil, tersinden Erdoğan ve AK Parti'yi üreten bu topraklara mahsus merkezi bir olgu.

Devamı
Erdoğan'ın Söyleminde Medeniyet Mirası
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kurucu Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kurucu Siyaset

Siyasal yöntem olarak Erdoğan'ın kurucu siyasetinin temelinde, Erbakan'ın izlemiş olduğu “naif” siyasetin ötesinde, kendi değerlerine yönelik saldırılar karşısında daha etkili, ancak geniş toplumsal kesimleri bu mücadeleye ortak eden bir siyaset vardır.

Devamı

Ankara, Cumhuriyet'in kurucu zihniyetinin sıkışmışlığının sembol şehri olarak kuruldu. Küçülmeyi kurtuluş olarak gören, geçmişini inkara mecbur bırakılmış bir zihniyetti bu.

SETA analisti Hatem Ete, yeni dönemde, öteden beri Anayasa'da mevcut olan ancak cumhurbaşkanlarının teamül olarak kullanmadığı veya istisnai olarak kullandığı yetkilerin normal bir şekilde kullanılmaya başlanacağının altını çizdi.

SETA analisti Taha Özhan, AK Parti'de üç dönem kuralı gereği yaşanacak kabine değişikliğine ilişkin değerlendirmesinde, birkaç yıl daha aynı kadroyla devam etmenin, eski Türkiye'nin elit dönüşümünü sağlayamayan yapısına dönüş anlamına geleceğini belirtti.

AK Parti lideri cumhurbaşkanı oldu ve sistemin aktif bir şekilde içerisinde olmaya devam edecek. Dolayısıyla bir liderlik krizi yaşanmıyor.

Yeni dönemde Türkiye ekonomisinin yönlendirilen değil yön veren özelliğini koruması, Türkiye'ye karşı eski tutumun değişmesine ve Türkiye için yeni bir algı oluşmasına öncülük edecektir.

Türkiye, bir yandan modernliğin yeni hallerine kendisini uyumlulaştırırken, diğer yandan ciddi bir dönüşüm yaşıyor: Güvenlikleştirici devlet zihniyetiyle hesaplaşıyor, siyasal merkezini yeniden tanımlıyor ve bölgesinde pasif değil, etkin bir güç olmaya çalışıyor.

Erdoğan'ın konuşmalarının temel motifi "bizim medeniyetimiz" vurgusudur. Dış politikada bu arayışın entelektüel mimarı ve uygulayıcısı ise Ahmet Davutoğlu'dur. Bu iki aktörün Yeni Türkiye'nin liderliğini kuracak olması Türkiye'nin karşı karşıya kalacağı yeni siyasal ontoloji hakkında net fikir vermektedir.

Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlık ve AK Parti Genel Başkanlığına aday gösterilmesinin ardından yaptığı konuşmaya ilişkin konuşan SETA analisti Burhanettin Duran, konuşmada, 2023 hedefi ve medeniyet kavramının içerisini dolduracak çok sayıda öge olduğuna dikkat çekti.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlık ve AK Parti Genel Başkanlığına aday gösterilmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan SETA analisti Fahrettin Altun, Davutoğlu isminin Erdoğan vizyonuyla uyumlu bir kurucu aklı temsil ettiği için bu görevlere aday gösterildiğini belirtti.

Davutoğlu'nun "ben idraki" oldukça geniş. Türkiye'deki ve Osmanlı hinterlandındaki tüm etnik kökenlere kuşatıcı ve içerleyici bir dil ile ilişki kurabilme imkanına sahip.

Davutoğlu isminde karar kılınması, vizyoner ve kurucu bir akla sahip bir figürle yol alınmak istendiğini gösteren bir durum.

12 Eylül (2010) referandumu ile 10 Ağustos (2014) Cumhurbaşkanlığı seçimleri arasındaki dört yıllık dönemin siyasal denklemi, “Yeni Türkiye'yi inşa” hedefi üzerinde yaşanan iktidar mücadelesiydi.