Yeni Cumhurbaşkanı ve Siyasal Sistemin Dönüşümü

SETA'dan Hatem Ete, son on yılda olduğu gibi, cumhurbaşkanlığının yeni konumu üzerinden de mevcut siyasal sistemin dönüşüm sürecinin yönetilmeye devam edeceğine dikkat çekti.

Devamı
Yeni Cumhurbaşkanı ve Siyasal Sistemin Dönüşümü
Üçüncü Yol Mümkün mü

Üçüncü Yol Mümkün mü?

Meclis'te temsil edilen siyasi partiler, sahici bir toplumsal tabana sahipler. Seçimlere katılımın ve seçmenlerin parti sadakatinin yüksekliği buna işaret ediyor.

Devamı

Demirtaş'tan ilk beklenti, Erdoğan'a yönelebilecek HDP'li Kürt seçmeni engellemek. İkinci beklenti ise, İhsanoğlu tercihiyle demoralize olan CHP ve çeperindeki sol seçmenin boykot eğiliminden vazgeçirilerek Demirtaş lehine sandığa gelmesini sağlamak.

Dış politikada "tarafsızlığı" tartışmak bir seçim dönemi malzemesi olmaktan öte anlamlar taşıyor. Nasıl bir Türkiye ve Ortadoğu tahayyül ettiğimizi seçeceğiz.

Filistin, Türkiye'de hükümetleri ve siyaseti aşan bir şekilde çoğunluğun üstünde ittifak ettiği nadir konulardan birisidir.

Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına adaylığı "yeni Türkiye" karşısında direnen yapıların "eski rejimi" restore etme çabalarını ve beklentilerini geri dönülemez şekilde kesintiye uğrattı

‘Cumhur-Başkanı Erdoğan'ın Dış Politika Çizgisi

Başbakan Erdoğan döneminde, Türkiye'nin hem kendi bulunduğu bölge sorunlarıyla ilgilenen hem de dünya siyasal sisteminde birtakım değişiklikler talep eden bir ülke olarak öne çıktığı söylenebilir.

Devamı
Cumhur-Başkanı Erdoğan'ın Dış Politika Çizgisi
Ekmek Beyin ve Makarna Siyasal İletişimin Çaresizliği

Ekmek, Beyin ve Makarna: Siyasal İletişimin Çaresizliği

“Ekmek için Ekmeleddin” sloganı ve onun içine sıkıştırılmış “sevimli Ekmek” hikayesi siyasal iletişime giriş kitaplarında örneklerine sıkça rastlayacağımız türden bir kampanya aracı.

Devamı

Erdoğan cumhurbaşkanlığına aday olmak için yaslandığı mücadele tarihi kırk yıl iken, İhsanoğlu'nunki kırk dakikalık bir görüşmeden ibaret. Hal bu olunca da eşit bir yarıştan bahsetmek mümkün değil.

Erdoğan güçlü ve sahici bir siyasal öyküye sahip, İhsanoğlu'nun ise bu topraklarda herkesin şahit olduğu, bir parçası olduğu siyasal veya sosyal öyküsü yok

Muhalefet kendi seçmenine Erdoğan nefreti aşılayarak, siyaset üretme zahmetinden kurtularak belli oranlarda garantili bir oya sahip oluyor. Sonuç? Koltuklarını koruyan liderler, umutsuz ve siyasete küskün seçmen, bol miktarda Erdoğan karşıtlığı.

SETA Siyaset Araştırmacısı Galip Dalay, İhsanoğlu'nun korku siyasetine, Erdoğan'ın ise ümit siyasetine yatırım yaptığını belirterek, toplumun sandığa giderken korku ile ümit siyaseti arasında bir tercih yapacağının altını çizdi.

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun kendisini seçmene doğru bir aday olarak gösterecek iletişim stratejilerine ağırlık verdiğine, Tayyip Erdoğan'ın ise bir siyasal stratejisi olduğuna dikkat çekti.

Müslüman topraklara kon-durul-muş bir ülke İsrail. Sömürgeci-yerleşimci bir devlet. Hiçbir kuralı olmayan, çevresi ile bir ilişki kuramayan, diplomasi nedir bilmeyen, geleneksiz, köksüz bir devlet.

‘Muhalif olmak' hiçbir şey değilse, ciddi bir iştir. Entelektüel bir faaliyettir. Belli bir düzeyde maddi bilgiye sahip olmanın yanında, asgari düzeyde kavramsallaştırma ve soyutlama yeteneğine sahip olmayı icbar eder.

Filistin gibi tüm Müslümanların ortak davası olan bir konuda İsrail'i durduracak bir uluslararası kamuoyu yaratamayan topluluğa "İslam dünyası" denilebilir mi?

Muhalefet, başvuracağı birçok taktiğe rağmen Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyemeyeceğini de öngörüyor. Bu nedenle, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığını kabullenerek seçim sonrası gündemi esir almaya yönelik birçok başlık açılıyor, bu başlıklar üzerinden tartışmalar yapılıyor.

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, paralel yapı ile mücadele olgusunun somutlaştığını, Emniyet Genel Müdürlüğü yapmış bir ismin de gözaltına alınması ile birlikte çok somut bir hale geldiğini belirtti.

Her iki aday da kendi millet tanımlarının, Erdoğan'ın muhafazakâr- demokrat milletinin kapsayıcılığına ulaşamayacağını gördüğünden, seçim kampanyalarını "taraflı" ve kutuplaştırıcı olarak suçladıkları Erdoğan'a karşıtlık üzerine kurmuş durumdalar.

10 Ağustos tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'ın adaylığı, toplumun çoğunluğu için ekonomik ve sosyal kazanımlarını devam ettirecek lideri seçme anlamı taşımaktadır.

Öteden beri sert bir üsluba sahip olan ve her Salı gerçekleştirdiği Meclis Grup toplantılarında sıfat üretme ve analoji kurma performansıyla öfke ve nefret dilinin en mümtaz örneklerine imza atan Bahçeli, Bayram konuşmalarıyla yeni bir faza geçti.