"Kan Dökme" Söylemi ve Aşırı Çaresizler

Mesele, iktidarın "otoriter" bulduğu uygulamaları eleştiren muhalefet olmaktan iyice uzaklaştı. Siyasetin alanını daraltan yapısal bir krize dönüştü.

Devamı
quot Kan Dökme quot Söylemi ve Aşırı Çaresizler
AB'nin Türkiye'den İrrasyonel Beklentileri

AB'nin Türkiye'den İrrasyonel Beklentileri

AB bürokratları ya Türkiye'nin içinden geçtiği durumdan bihaber bir durumdalar ya da vize anlaşmasının uygulanmasını zora sokmak istemekteler.

Devamı

Siyasetin Paralel Yapı’yla mücadelede yaşadığı sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Burhanettin Duran: “Erdoğan’ın şöyle bir özelliği var, trendlere karşı çıkabiliyor. Bence siyasetin asıl dönüştürücü tarafı burada.” dedi.

Burhanettin Duran, siyasetin hatalarıyla yaşadığı yüzleşmeye ve vesayet odaklarıyla mücadelede gelinen noktaya ilişkin ayrıntılı değerlendirmelerde bulundu.

Enes Bayraklı, 13. İslam Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ne Sünni’yim, ne Şii, ben Müslümanım” sözlerini değerlendirdi.

Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika ziyareti üzerine değerlendirmesinde geziye yönelik başlatılan manipülasyon sürecini ve gezinin itibarsızlaştırılması çabasıyla ne hedeflendiğini yorumladı.

Cumhurbaşkanının ABD Ziyareti Neden İtibarsızlaştırılmaya Çalışıldı?

Ufuk Ulutaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika ziyareti üzerine değerlendirmesinde, gezinin hangi çevreler tarafından niçin itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını ve Türkiye-Amerika ilişkilerindeki gerginliğinin kimi, neden sevindireceğini yorumladı.

Devamı

Amerika’nın PYD Desteğinin Arka Planı

Hasan Basri Yalçın, PYD’nin DAEŞ’le mücadelede etkin bir aktör olamayacağının bilindiğini ancak Türkiye’ye karşı bir şantaj unsuru olarak kullanıldığını vurguladı.

Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika ziyareti üzerine değerlendirmelerde bulunan Ufuk Ulutaş: “Beklenilenden daha verimli ve daha başarılı bir ziyaret gerçekleşiyor.”

Beğenseler de beğenmeseler de, kabul etseler de, etmeseler de, Tayyip Erdoğan'ın liderliği, kaynağı itibariyle meşru, işleyişi itibariyle sahici, etkisi itibariyle güçlü bir liderlik.

Asıl endişe vize muafiyeti çerçevesinde Avrupa'ya gidecek Kürtlerin terör tanımını gerekçe göstererek siyasi iltica talebinde bulunması.

Mevcut yönetim sisteminin ne kadar kırılgan olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu anlamda yeni dönemin en önemli özelliği bir sistem tadilatı dönemi olmasıdır.

Bugün Türkiye’nin önünde iki seçenek vardır. Adı konulmuş bir tam başkanlık sistemine geçiş birinci seçenektir. İkinci seçenek ise siyasi aktörlerin, sistem krizini yok sayıp, kelimenin tam ve doğru kullanımı ile fiili bir başkanlık sistemini uygulamaya koymasıdır.

Amsterdam’da hendekler açılsa, Berlin’de öz yönetim ilan edilse, Londra’ya ağır silahlar yığılsa ya da terörden bizim canımızın yandığı kadar canları yansa AB ülkeleri toplu imha silahları kullanacak seviyeye gelirdi.

Ekonomik krize bel bağlayanların, sistem krizini siyasi kriz olarak lanse etmelerinin bir anlamı yok. Bu kesimin kriz tellâllığı yapmak yerine, yönetim sistemindeki değişim zorunluluğunu tartışmaları ülke için daha faydalı olacaktır.

Demirtaş, 7 Haziran’a gidilirken kullanılan “halklar” ifadesinden “halk” ifadesine geçiş dışında, yani “Türkiyelilik” siyasetinden “Pankürdist” bir siyasete evrilmeyi bir kez daha somutlaştırmaktan başka, yeniden bir halk ayaklanması çağrısını dillendirmektedir.

Yapılmak istenen MHP’yi ameliyat etmek ve onu geleneksel kodlarından kopartarak HDP ve CHP ile yan yana gelebilecek şekilde yeniden tasarlamaktır. Bir yönüyle 7 Haziran’dan sonra HDP ve CHP ile yüzde 60’lık blok içinde yer almamasının bedeli ödetiliyor Bahçeli’ye.

İlginçtir, muhalif argüman sahipleri birkaç gün öncesine kadar Davutoğlu'nu "Erdoğan'ın otoriterliğini" meşrulaştıran bir konumda görüyorlardı. Şimdi ise "son demokrasi kırıntılarının da kaybı" olarak nitelediler.

Ankara'da son aylarda sesli- sessiz konuşulan kritik bir konu gün yüzüne çıktı. AK Parti 22 Mayıs'ta olağanüstü kongreye gidiyor.

DAİŞ'in Suriye'de önünü açtığı iki unsur var. Biri Esed rejimi öteki PKK. PKK sadece DAİŞ'in önüne açtığı fırsatlardan yararlanmıyor. Aynı zamanda onun yöntemlerini de kopyalıyor.

PKK'nın zaman kazanmak için çözüm sürecine dönmek istemesi anlaşılabilir. Ancak Türkiye PKK ve ilgili oluşumlarını güneydoğunun bütün ilçelerinden tümüyle söküp atmadıkça terörle mücadeleyi durdurmayacaktır.