Diyelim Bese Hozat Yakalandı...

KCK eş başkanı Bese Hozat tutuklansa onu da "basın özgürlüğü ihlali" diye pazarlarlar mı? Deneyeceklerine emin olun.

Devamı
Diyelim Bese Hozat Yakalandı
Britanya dan Türkiye ye AB Projesi Sıkıntıda

Britanya’dan Türkiye’ye AB Projesi Sıkıntıda

Erdoğan, geri kabul konusunda Türkiye'ye muhtaç olan AB'nin Türkiye'yi terörle mücadele konusunda sıkıştırmasının kabul edilemezliğini vurguladı. Bu vurgular Türkiye- AB ilişkilerindeki gerginliğin açık tezahürleri.

Devamı

Erdoğan Avrupa’nın sadece ekonomik üstünlüğünü değil moral üstünlüğünü hedef alıyor. Kendinizi AB yerine koyun, siz olsanız bu sürecin kilit aktörü olan Erdoğan’ı sever miydiniz?

"Türkiye ne yapmalı" sorusunu sormanın ve buna makul cevaplar üretmenin tam zamanı.

Bu anlaşma bu yönüyle Erdoğan düşmanlarına da bir mesajdır esasında. Alıp almayacaklarını göreceğiz.

Türkiye'nin farklı ülkelerle yaptığı enerji ortaklığı, bölgesel enerji denkleminde Türkiye'nin gücünü artırıyor. Yeni enerji anlaşmaları için bölge ülkelerinin dikkati de ilgisi de Türkiye'ye çeviriyor.

İstiklal Mücadelemiz Devam Ediyor

Türkiye'nin istiklal mücadelesi devam ediyor. Bu bilinçle halk sokakları, meydanları bırakmıyor. Bu ülkenin düşmanlarına fırsat vermeyeceğini gösteriyor.

Devamı
İstiklal Mücadelemiz Devam Ediyor
Türkiye ve İsrail Normalleşiyor Nasıl Yani

Türkiye ve İsrail Normalleşiyor. Nasıl Yani?

Sadece Türkiye’nin selameti için değil aynı zamanda Filistin’in de selameti için gereksiz tartışmaları bir kenara bırakıp İsrail’le diplomatik normalleşmeye rasyonel bir zeminde yaklaşmalıyız.

Devamı

Bu ülkenin kimin olduğu gayet açık! Ve bu ülkenin sahipleri Suriyeli mültecilerin uygun bir program ve esaslar çerçevesinde vatandaş olmasını istiyorlar. Sadece duygusal değil, akılcı bir perspektifle de istiyorlar.

Saygın dergilerinden birisi olduğunu zannettiğimiz Foreign Policy'de 30 Haziran tarihinde “Atatürk Havalimanı saldırısı için Erdoğan'ı suçlayın” başlıklı bir yazı çıktı. Leela Jacinto imzalı yazı, Türkiye üzerine yazan yabancı basının zavallılığını göstermesi açısından bir ibret vesikası niteliğinde.

Ana muhalefet liderinin ‘Gezi mizahı’ olarak nitelendirdiği şeye yakından bakalım. Küfür ve hakaret eden, karakter suikastı yapan, insanların değişmesi mümkün olmayan doğuştan gelen yani bir tercih olmayan fiziksel özellikleri ile dalga geçen, kutsala saygısı olmayan bir mizah...

Esas olan, Türkiye'deki Suriyelilerin birer "yük" ve "yabancı" olarak değil, her şeyden önce "insan" olarak görülmesi ve kalıcı bir "imkân"a dönüştürülmesi için çaba sarf edilmesidir.

Bugün birçok Batı ülkesinin zenginliğinde göçmenlerin rolü büyük. Ekonomik kalkınmanın da, sosyal gelişmenin de önemli kaynağı, çeşitlilik. Göçmenler ise bu çeşitliliği fazlasıyla taşıyor.

Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren her konuda karşımıza çıkan tipik tepkileri ‘Suriyelilere vatandaşlık’ meselesinde gözlemlemek mümkün.

Türkiye “15 Temmuz 2016” gecesi zulmün ve adaletin en yoğun hâlini peş peşe yaşadı. Devlet içinde örgütlenen paralel terör çetesi, haşhaşi sıfatının hakkını verircesine bir gözüdönmüşlükle, millete silah doğrulttu.

Fransa birkaç gün önce DAİŞ saldırılarından çekindiği için Türkiye'deki elçilik ve konsolosluklarını kapattı. Ne yazık ki terör gelip onu kendi topraklarında vurdu.84 kişi öldü, 100'den fazla kişi yaralandı.

Cuma günü Fetullahçı Terör Örgütü ordudaki hücrelerini harekete geçirdi ve bir askeri darbe yapmaya kalkıştı. Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği, milletin feraseti ve dirayetiyle bu darbe girişimi bastırıldı.

Şanlı milletimiz kendisini eğitimsiz ve demokrasiyi içselleştirememiş bir kitle olarak itham eden yerli ve yabancı bütün cahillere, hainlere tarih önünde büyük bir ders vererek çıplak elleri ile tanklara karşı durdu.

Acının içinde kıvanç yaşıyoruz. Gecenin karanlığında salalar güç veriyor, duygularımızı kabartıyor. Ve ne yazık ki; salaların çağrıştırdığı şehadet haberleri de ardı ardına düşmeye başlıyor.

Bu süreci "Erdoğan'a yarayacak" kaygılarıyla heba edeceklere ve Türkiye'yi sınırlandırmak isteyen uluslararası kampanyalara karşı uyanık olunmalı.

Şimdilerde sokağı, şiddeti ve vandalizmi işaret edenlerin derdi siyaset değil. Yükseldiğini söyledikleri yeni toplumsal muhalefeti temsil etmek hiç değil. Zaten öyle bir yükseliş de yok, yeni bir toplumsal muhalefet de.