Köklü Değişimin Mahiyeti

Erdoğan'ın "köklü değişim" arayışının ilk anlamı kuşkusuz uzun süredir belli görevleri üstlenenlerdeki yorgunluğu atmak ve "bayrak değişimini" sağlamak

Devamı
Köklü Değişimin Mahiyeti
Cumhurbaşkanı Erdoğan Özeleştiri mi Yapıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan Özeleştiri mi Yapıyor?

Erdoğan 2019 seçimleri gibi kritik bir sürece hazırlanırken "eleştiri bizi zayıflatır" demek yerine "bu meseleleri halletmeden başarılı olmamız mümkün değil" diye düşünerek kamusal bir hesaplaşma süreci başlatıyor.

Devamı

Bize bu ülkeyi hediye eden tüm şehit ve gazilerimizden Allah razı olsun.

Şimdi CHP lideri adalet için yürüyor. Ne zaman? Mahkeme Enis Berberoğlu'nu MİT tırları davasında suçlu bulduğunda. Bu mudur adalet?

Kılıçdaroğlu, Taksim mitingini yaptığı sırada, 15 Temmuz gecesi kahramanca bir direniş sergileyen millet, yurdun her tarafında gündüz işine gidiyor, gece ise sabaha kadar meydanlarda “nöbet” tutuyordu.

Kılıçdaroğlu bu "adalet yürüyüşünü" özellikle kendi partisinin bir milletvekili mahkûmiyet kararı aldıktan sonra yaptı.

“Kontrollü Darbe” Lafı Cehalettir

Savaş ve darbe gibi askeri olgular kontrol edilemez. Kimse kontrollüsünü yapmaya teşebbüs edemez.

Devamı
Kontrollü Darbe Lafı Cehalettir
Kılıçdaroğlu nun Karanlık Noktası

Kılıçdaroğlu’nun Karanlık Noktası

Sorumlu bir siyasetçi bu karanlık noktaların aydınlığa kavuşması için takipçisi mi olur yoksa darbe girişiminde bulunan terör örgütünün ağzıyla kontrollü darbe iddiasında mı bulunur?

Devamı

15 Temmuz'da her kesimden insan sokaklardaydı ama Gezi'nin gençleri yoktu.

Erdoğan'ın siyasetteki yalnızlığı yeni AK Parti'nin teşekkülü ile bitiyor, bitecek. Peki ya Erdoğan'ın devletteki yalnızlığı ne olacak?

AK Parti güçlü ve büyük Türkiye yolunda seçmenin neredeyse tek umudu. AK Parti'ye oy vermeyen seçmen kesimleri bile AK Parti kadar iddialı bir alternatif olmadığını kabul ediyorlar.

Obama yönetimindeki bir adamın Amerika'yı temize çıkarmak ve Türkiye'yi suçlamak için anlattığı bir iddiayı kendi fikriymiş gibi sunmak ihanet değilse bile hırsızlıktır.

Türkiye ile Hindistan arasındaki ikili ticarette yerli para kullanımı konusunda güçlü bir mutabakat var ancak burada dengelerin ve piyasanın nasıl işleyeceğini görmemiz gerekecek.

Şiddetle, dış müdahalelerle, terörle, darbe girişimleriyle bu ülkeyi kuşatma operasyonlarının içine girmemiş olanların tedirgin olacağı hiçbir şey yok.

Yüzde otuz dört oy oranı ile iktidara gelmesinin ardından hiçbir seçimde bu oranın altına düşmeyen ve en yakın rakibine her seçimde önemli oranda fark atarak bu istisnailiğini koruyor.

Tutuklananın kimliği değil, suçun niteliği üzerinden konuşmalıyız.

Yeni mücadelede Türkiye önce PKK sonra DEAŞ demedi. İkisini de tek potada eritti.

Şükür ki milletin devleti işinin başında. Çakal da inse, sırtlan da gelse fark etmez, millete diş geçiremez...

Yenikapı yeni bir siyasete karşılık geliyor.

Ya gerçekten PKK ile beraber ve aynısınız ya da yüzde elli değilsiniz. Bu kimlik krizine acilen çözüm bulmanız gerekiyor.

Cumhurbaşkanı başka bir partinin genel başkanı, başbakan başka bir partinin genel başkanı olunca ne olacak? Alın size kavga!