SETA Strateji Araştırmacısı Talha Köse Türkiye-ABD ilişkileri ve ABD’de açılan davalar üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
Son dönemde ortaya çıkan Türkiye-Almanya geriliminde Almanya'nın Türkiye siyasetinde aşırı bir duygusallık ve agresiflik ön plana çıkmaktadır
Devamı
Türkiye’de bazı çevrelerin odaklarının merkezinde hep Erdoğan ya da hükûmetin, uluslararası sisteme ve küresel aktörlerin Türkiye’ye karşı haksız tutumlarına yönelik eleştirileri yer alır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan öncelikle AK Partili belediyelerin 'heykel değil hizmet' üretmesi gerektiğini ifade etti.
Parti, zaman zaman sıkıntılı günler yaşasa, yanlışlar yapsa da sahicilik sayesinde seçmenini ikna ederek umut olabilmeyi bildi.
Kaptan, ustalığını kanıtlamış bir kaptan. Ancak gemiyi batırmak isteyen birileri kaptanı devre dışı bırakmaya çalışıyor.
Onlara göre Türkiye'nin bir "Erdoğan sorunu" vardı ve bu sorun ortadan kaldırılmalıydı.
Devamı
Almanya'nın bir tür "çevreleme" taktiğine dönüşen yeni "Türkiye politikası" AB içinden önemli tepkiler almaya devam ediyor.
Devamı
Arakan için de, Filistin için de, dini dili ne olursa olsun yeryüzündeki bütün mazlum halklar için de sesini yükselten bir Türkiye var!
Zulüm söz konusu olduğunda Türkiye İslam dünyasının yüz akı, dünyanın da vicdanı oluyor. Myanmar meselesi için de aynı şey söz konusu.
Türkiye'yi harekete geçiren şey Myanmar'da katliam ve göçün yaklaşık beş yıl aradan sonra tekerrür etmesiydi.
Radikalizm dolayısıyla terör dinleri aşan bir olgudur. Arakan’da “Budist terörü” başlığını atmayanların İslam’la terörü aynı cümle içerisinde bile kullanmaması lazım.
Bir müzakere sürecinin devam edebilmesi için taraflardan en azından birinin beklentisi olması gerekir. AB Türkiye ilişkilerinde her iki taraf da müzakerelerden uzak durma niyetinde.
Arakan konusunda Erdoğan'ın yaptıkları tam bir dünya liderliğinin örneği. Erdoğan; açıklamaları ve diğer liderlerle yaptığı telefon görüşmeleri ile konuyu dünya gündemine taşıdı.
Insight Turkey Genel Yayın Yönetmeni Muhittin Ataman Arakan’da yaşanan insanlık dramı üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Kemalizm baştan beri buyurgan, yukarıdan bir tonda var olmaya alıştığı için iliklerine işlemiş olan kibri böyle bir kabullenmeyi ve muhasebeyi zorlaştırdı.
Almanya'daki gözlemimiz Türkiye söz konusu olduğunda Almanların alışık olduğumuz rasyonel ve soğukkanlılığı bir kenara bırakarak aşırı bir duygusallık ve öfke içerisinde hareket ettikleri yönündedir.
Alman meclisine girecek bütün partilerin hepsi Alman hükûmetinin Türkiye’ye yönelik müdahaleci politikalarına destek veriyor, Türkiye’nin AB üyelik sürecinin sonlandırılmasını istiyor.
Gabriel, Bild gazetesine verdiği röportajda "Erdoğan'ın yönetimi devam ettiği sürece Türkiye'nin asla AB üyesi olamayacağını" söyledi.
Merkel ve Schulz, seçim dönemi "popülizmine" yenilerek Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinin "geleceği" tartışmasını başlattılar.
Almanya’yla İlişkiler Seçim Sonrasında Düzelir mi?