PYD, bugünlerde yürüttüğü propaganda kampanyası gereği çatışmaları El-Kaide teröristlerine karşı laik PYD'lilerin kahramanca Kürt halkını savunması olarak göstermeye çalışsa da gerçek resim çok farklı.
Devamı
Kuzeydeki çatışmalara ilişkin üç ana sebebin altını çizen komutanlar, bunlardan ilkinin muhaliflerin gücünü coğrafi olarak bölme çabası olduğunu ifade ediyorlar.
Devamı
Suriye'nin kuzeyindeki siyasi boşluk hakkında değerlendirmelerde bulunan SETA Dış Politika Direktörü Ufuk Ulutaş, ülkedeki Arap ittifaklarının etkisizliğinin, Suriye'nin kuzeyindeki PYD'yi aktifleştirdiğini belirtti.
Türkiye, kısa vadeli Kürt devleti tartışmalarından ziyade uzun vadeli Suriye'de kaosun sona erdirilmesi tartışmalarına yoğunlaşmalı ve Suriyeli Kürtler analizini sadece PYD üzerinden yapmamalıdır.
Kürt sorunu Türkiye'yi sadece bir iç sorun olarak meşgul etmemiş, yaratmış olduğu görece istikrarsızlaştırıcı etkisiyle küresel ve bölgesel ölçekte bir önem de kazanmıştır. Bugün içinde olduğumuz geçiş sürecinin en önemli nedenleri iç dinamiklerle ilgili olmakla birlikte, bütün resmi görebilmek için bu gelişmenin küresel ve bölgesel dinamiklerine de bakmak gerekmektedir. Suriye'deki durumun bölge ülkeleri arasındaki gerilim hatlarını ısındırdığı ve küresel bir bilek güreşine dönüştüğü bir dönemde, gerilim unsurlarından birinin soğutularak başka gerilim unsurları üzerinde olası bir olumlu etkinin yaratılması gerekmiştir. Bu nedenle de uluslararası arenada etkisi olacak şekilde güvenlik ve istikrar ortamını artırıcı şekilde bir adımın atılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu açıdan bakılınca Türkiye'de iç barışı artıracak şekilde atılan bu adımın dış boyutlarını incelemek gerekmektedir.
SETA Ortadoğu Uzmanı Ufuk Ulutaş, Habertürk'te yayınlanan Eksen programında Suriyeli Kürtlerle ilgili olası senaryoları değerlendirdi.
Suriye'deki Kürt nüfusun çoğunluğu bugün tartışmalara ve çatışmalara konu olan bölgede yaşamamaktadır. Kürtler Halep ve Şam başta olmak üzere Suriye'nin diğer etnik unsurlarıyla beraber yaşamaktadır. Kaldı ki Suriye Kürtleri diye konuştuğumuz nüfus büyük ölçüde Türkiye Kürtlerinin bir uzantısıdır. Baas rejimi ülkede kontrolü kaybettiği ama Esed'in hala direnmeye devam ettiği Suriye'de, daha nihai sonuç ortaya çıkmadan, Kürtler adına federasyon veya özerklik talepleriyle sahneye çıkmak bir hak talebinden ziyade sahadaki bütün aktörlerin Kürtlerle sorunlu bir ilişki geliştirmesine yetmiştir. Suriye isyanında süreç ilerleyip Esed rejimi özellikle Suriye'nin kuzeyinde kontrolü tamamen kaybedince, kaçınılmaz olarak, Suriye muhalefeti hali hazırda sorunlu olan ilişkiler üzerinden PYD ile karşı karşıya gelmiştir.
Devamı
Silahlı unsurların sınır dışına çekilmesi müzakere sürecinin başlamasını; statü talebinden vazgeçilmesi de sürecin başarıya ulaşmasını mümkün kılacaktır.
Devamı
"Yavaş ama istikrarlı şekilde güçlenen muhalefet ve yavaş ama düzensiz şekilde güç kaybeden Baas rejimi" yeni Suriye isyanı eksenini oluşturdu.
Yeni Ortadoğuda eski metotlarla ayakta kalabilmek mümkün değildir, Suriye rejimi bunu İsrailden daha önce anlayacaktır.
"Muhalefet dağınık" ve/ ya "Türkiye'nin Suriye politikası çöküyor" laflarını kullanmaktan patolojik bir haz alanlar, Doha'dan da umduklarını bulamayacaklar.
Kürtleri Şam'dan uzaklaştıracak, Kamışlı'ya sıkıştıracak her yaklaşım Kürtlerin aleyhinedir. Bundan şüphe edenler, İstanbul'u bırakıp Şemdinli'ye sıkışan PKK siyasal aklına ve ortaya çıkardığı enkaza bakmayı deneyebilirler.
Bosna'da yaşananların üzerinden neredeyse yirmi yıl geçtikten sonra bu sefer Suriye'de yaşanan trajedi Amerika'da yapılacak başkanlık seçimlerinin kurbanı oluyor.
CHP içinde Suriye krizi üzerinden Hatay lobisi' şeklinde tarif edebileceğimiz odak güçlü görünmeye devam edecektir. İşte tam bu noktada CHP-MHP taban geçişkenlikleri ciddi bir siyasal anlama kavuşmaya başlayacaktır.
SETA Ortadoğu uzmanı Selin Bölme, Suriye’de yaşanan son gelişmelerle gündeme gelen Suriye’de özerk Kürdistan meselesini Yeni Şafak gazetesinden Murat Aksoy’a değerlendirdi.
"Türkiye'nin bir Kürt meselesi bulunuyor." Türkiye, Suriye ölçeğinde veya ağırlığında bir ülke olsaydı, yaşanan soruna dair önceki cümleyi kurup, durmak yeterli olurdu. Kürtlerin ana gövdesinin yaşadığı, tabii kaynakları olmamasına rağmen bölgenin en güçlü ekonomisine ve askeri gücüne sahip, son on yıldır istikrarlı bir değişim ve demokrasi tecrübesi bulunan ülkenin ismi Türkiye. Bu haliyle, Türkiye'nin, "Kürt meselesini ya da PKK'yı" sadece kendi lokal sorunu olarak ele alması mümkün değildir. Demokratik açılım süreciyle kendi Kürt meselesinin çözümünde ciddi mesafe alan Türkiye'nin bir güncelleme yapması gerekmektedir. Türkiye bütün Ortadoğu'yu ihata edecek bir yaklaşımla Kürt sorunsalına yaklaşmak durumundadır. Hem siyasi derinliği açısından hem de güvenlik kaygıları açısından bu yaklaşım kaçınılmazdır. Hali hazırda, Baas rejimine Kürtler adına tarihlerinde ilk kez haklarının iade edilmesi talebi doğrultusunda baskı yapmış Türkiye'nin daha farklı bir seçeneğe yönelmesi düşünülemez bir durumdur.
ABD'deki seçimler yaklaştıkça iki ülkenin iç ve dış politikaları daha bir iç içe geçecek ve bu durum belki de 2013'teki İran başkanlık seçimlerine kadar daha girift bir hal alacak.
HER yerde olduğu gibi Türkiye’de de sihirli bir hava estirdi ‘dijital başkan’ Barack Hüseyin Obama.
KIRK yıllık Davos toplantılarının bir gün gerçek bir tartışmaya yol açacağı kimin aklına gelirdi? Türkiye gibi ülkelerin devlet başkanlarının lütfen davet edildiği bu tür toplantılarda merkez güçler gücünü gösterir, uydu güçler merkezden aldıkları ışığı yansıtır.