Tahran Zirvesinden Ne Çıktı, Ne Çıkmadı?

Putin ve Ruhani ilk açıklamalarında İdlib'i doğrudan ilgilendiren meseleleri dile getirmediler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından sonra değindiler..

Devamı
Tahran Zirvesinden Ne Çıktı Ne Çıkmadı
İdlib den Bize Ne

İdlib’den Bize Ne?

İdlib'de yaşanacak bir savaş sonrasında bölgede oluşabilecek otorite boşluğunu Türkiye'yi hedef alacak terör örgütlerinin doldurması riski göz ardı edilecek türden değil.

Devamı

"Türkiye, Suriye'de saf tutmuyor" - Uluslararası Arap Akademisyenleri Derneği Onursal Başkanı Sımir Hafız: - "Suriye'de bulunan uluslararası aktörler, Türkiye'yi yanlarına çekmek istiyor.

Mevcut düzlemde askeri bir operasyonun ayak sesleri gittikçe yaklaşıyor. Soru bu operasyonun ne kadar kapsamlı olacağı ve kimlerin kime karşı mücadele edeceği sorusudur.

Tahran’daki zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib meselesinde Rusya ve İran’ın Astana ve Soçi süreçlerinde verdikleri sözlere aykırı davranıp Türkiye’nin güvenliğini de tehdit edecek sonuçlara yol açacak şekilde hareket etmelerinin bu üç ülke arasında son dönemde söz konusu olan yakınlaşmayı da riske edeceğini muhatapları Putin ve Ruhani’ye açık bir şekilde hissettirecektir.

Rusya da savaş istemiyor ama radikallerden rahatsız. Savaş olursa olumsuz etkileniriz. Mülteciler, radikallerin sınıra yakın olması, İdlib sonrası rejimin gözünü Afrin’e dikmesi. Hepsi zor konular. 7 Eylül zirvesinden sonuç çıkacaktır.

ABD Suriye’den Çıkmayacağını Göstermiş Durumda

SETA Strateji Araştırmacısı Hüseyin Alptekin ABD’nin Suriye meselesine yaklaşımı hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı
ABD Suriye den Çıkmayacağını Göstermiş Durumda
Rejim İdlib i Muhaliflerin Son Kalesi Olarak Görüyor

Rejim İdlib’i Muhaliflerin Son Kalesi Olarak Görüyor

SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt İdlib’te yaşanan gelişmeler hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı

Bu süreçte ABD ile benzer sorunlar yaşayan AB Türkiye ile ilişkilerini düzeltme eğiliminde. Bu olumlu gelişmenin rasyonel nedenleri var..

Yaklaşık 3 milyon sivilin yaşadığı ve muhalifler için her anlamda son kale konumuna gelen İdlib'in muhafazası; Suriye'nin geleceğinde siyasal bir çözümü hayata geçirecek, yeni bir siyasal yapının inşası için önem arz etmektedir.

Amerikan Başkanı Trump’ın Türkiye’ye yönelik son açıklamasındaki “iyi bir dost olmadıklarını kanıtladılar” ifadesinin tutarlılığı Uluslararası İlişkiler bilimi açısından mercek altına alınmayı hak ediyor.

Bu kriz ile sadece ABD-Türkiye ilişkileri yeniden tanımlanmış olmadı, ABD’nin dünya nezdindeki statüsü de yeniden tanımlanmış oldu. Amerika artık hiç olmadığı kadar yalnız.

Türkiye-ABD ilişkileri 2014'ten bu yana kriz odaklı bir şekilde son derece iniş çıkışlı ilerliyor.

Türk-Amerikan ilişkilerinde yaşanan gerilimi, aktör merkezli tek bir nedene indirgemek yerine ilişkilerin karşılıklı dış politika tercihlerinin yapısal sonuçları olduğunu bilerek hareket etmek daha doğru bir yaklaşım olur.

Kriz Trump'ın kendince iç siyasete satacağı basit bir zafer arayışının ürünü olarak ortaya çıktı.

Türk-Amerikan ilişkilerinde ne zaman bir kriz baş gösterse 'bu sefer çok farklı, diğerlerine benzemiyor' değerlendirmesi yapılır.

The Economist dergisinde yer aldığı gibi Brunson’ı sadece ABD-Türkiye arasındaki kavgada bir piyon olarak niteleyerek Pastör’ü küçümsemek hata olur. Zira hakkındaki iddianamelerin analitik bir okuması, Trump’ın twitter hesabında “masum inanç adamı” olarak nitelediği Brunson’a dair ithamların FETÖ/PKK/CIA ilişkileri üzerinden yorumlanmasına yol açmaktadır.

Brunson meselesinde bir anda tonu yükseltip tek taraflı ve fevri bir karar vermesinin arkasında ültimatom vermeyi tercih eden kişisel yönetim tarzıyla birlikte kasım seçimleri öncesinde Evanjelist oylarından fire vermeme kaygısının önemli rolü olduğunu söyleyebiliriz.

Son gerginliğin bir fırtınaya dönmemesi için tarafların stratejik çıkarlarını gözeten bir rasyonel yaklaşım benimsemelerine ihtiyaç var. Ancak bu iki taraflı olarak benimsenmeli.

Örnekler bize Trump'ın Amerikan gücünü tehdit yoluyla paraya çevirdiğini gösteriyor.