Pakistan-Afganistan'dan İran ve Türkiye'ye gelen hattaki istikrarsızlıklar ve Washington'un tehditkâr açıklamaları Ankara'yı endişelendiriyor.
Devamı
Arap baharı sonrasında yayılmacı siyaset izleyen Tahran, Irak, Suriye, Yemen ve Lübnan'a milyar dolarlar akıtmanın iç desteğini kaybediyor.
Özünde ekonomik motivasyona sahip bu gösterileri iki blok manipüle etmeye çalıştı.
Insight Turkey Genel Yayın Yönetmeni Muhittin Ataman İran’da yaşanan olaylar hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun İran’da yaşanan gelişmeler hakkında değerlendirmede bulundu.
İran'ın son dönemdeki yayılmacılığı çökmüş devletler, cihadçı ideoloji, sosyo-ekonomik durgunluk ve bölgesel rekabetle birlikte Ortadoğu'yu allak bullak ediyor."
Devamı
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun İran’da yaşanan olayların nedenleri hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
İran'daki olaylar toplumsal değil siyasaldır. Yani hükumet değişebilir ama rejim değişmez..
2009’da göstericiler rejime değil, muhafazakârların yönetim biçimine itiraz ediyorlardı, şimdiki göstericiler ise İran’daki Velayet-i Fakih sistemine dayalı teokratik rejimin yıkılmasına yönelik bir tavır içerisindeler.
Esasında hedef, sessiz sedasız bir yönetim değişikliği meydana getirmek. Ancak bunun olmayacağını, eğer bir sokak kalkışmasıyla yönetim değişikliği meydana gelirse bunu kanlı bir iç savaşın izleyeceğini hepimiz biliyoruz. Bunu bu kirli operasyonun arkasında yer alan güçler de biliyor.
SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun İran’da yaşanan gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Medyaya yansıyan görüntüler şiddet kullanımının artmaya başladığını gösteriyor. Kimi yerlerde polis göstericilere karşı silah kullanmaya başlamış. Başka yerlerde ise göstericilerin polisleri linç ettiği ve polis araçlarını ateşe verdiğine dair görüntüler yayılıyor. Bu şiddet olayları henüz kontrol altına alınamayan bir sarmala dönüşmüş değil.
Türkiye'de Gezi Parkı'yla başlayan protestolar temelinde farklı perspektiflerin Türkiye'yi tanımlama mücadelelerinin farklı bir alanda devam etmeleriyle alakalıdır.
Son on gündür ortaya çıkan manzara psikolojik gerilimler, kamuflajlı itirazlar ve bencil hassasiyetler dünyasından çıkarak açık bir siyasal pozisyona tevdi edilmediği sürece, psikolojik gerilimlerin dışında, siyasalın dünyasında uzun vadeli bir karşılığı olmayacaktır.
Türkiye yakın geleceğini belirleyecek en önemli kavşağın önünde bulunuyor. Taksim Gezi Parkı'ndaki çevreci bir eylemden bambaşka bir hal alan protestolar AK Parti hükümetinin iktidarı süresince toplumun nirengi noktalarına dokunmaktan çekinmemesi hasebiyle bugünkü görünümünü aldı. Protestoların geldiği noktada, olayları küçümsemek ile protestolardan devrim çıkarmak arasında yapısal olarak hiç bir fark yoktur. Herhangi bir ülkede, insanlar sokaklara dökülüyorsa, ortada bir kriz var demektir ama unutulmamalıdır ki krizin kendisi, ancak ve ancak onu çözüme kavuşturabilecek olan koşulların var olduğu yerlerde ortaya çıkar. Türkiye siyasetin geleceği bu krizin nasıl bir siyasal yaratıcılığa dönüşeceği ile yakından ilgilidir.
Taksim Gezi Parkı olayları bağlamında demokratik bir talebin nasıl ve hangi koşullar içinde karşı şiddet' üreten bir ortama dönüştüğünü doğru okumak gerekiyor.
Hükümetin yükseköğretim alanında neler yaptığını, gençler için hangi fırsatları yarattığını daha iyi anlatması gerekiyor.