Terörle Mücadele ve “Çözümün” Zamanı

Silahları gömmeyen bir örgüt ile süreç yürütecek bir iktidarın karşılaşacağı tehlike "baldıran zehri" içmekten fazlasıdır. Türkiye halkını ikna edemeyen bir süreç denemesi Kürtleri de geri dönülemez şekilde tümüyle kaybeder.

Devamı
Terörle Mücadele ve Çözümün Zamanı
Türkiye'nin Terörle Mücadelesi PKK Lehine Çarpıtılıyor

Türkiye'nin Terörle Mücadelesi PKK Lehine Çarpıtılıyor

Yusuf Özkır, medya terör ilişkisi üzerine ayrıntılı değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Burhanettin Duran, HDP’nin marjinalleşmesinin Türkiye siyasal hayatına kaybettirdiklerine ve Kuzey Suriye’nin geleceği üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Fahrettin Altun: “Artık halk ayaklanmasının bir temsilcisi; bir uzantısı olarak PKK’yı görme devrinin kapandığını düşünüyorum.”

HDP bugün radikalleşmesini ve gerçek kimliğini gizleyemez bir noktaya geldi. Bu saatten sonra HDP için İslamcı Kürtleri taşımak hiç de kolay değil.

2009 yılından beri yayınlanmakta olan bu seri ile özellikle Türk dış politikası alanında çalışan araştırmacılar için kalıcı bir eser oluşturulması amaçlanmıştır.

Erdoğan'ı Batı'nın “Ötekisi” Yapmak

AK Parti muhaliflerinin keskin dilinin etkisindeki Batı medyası "değerler" adı altında Erdoğan'ı "Batı'nın ötekisi", hadi şimdilik "düşmanı" demeyeyim, olarak kodluyor.

Devamı
Erdoğan'ı Batı'nın Ötekisi Yapmak
Türkiye Washington'da Pişmiş Aşı Yemez

Türkiye, Washington'da Pişmiş Aşı Yemez

1980'de Türkiye'nin gayri safi hasılası ABD'nin kırkta biriydi. 2012'de ise 19 katına düşmüş. 1980'de Almanya 11 kat büyüktü bizden, şimdi 5,5 katına düşmüş. Yani Türkiye artık 1980 Türkiye'si gibi davranamaz.

Devamı

DAİŞ’le mücadelenin metodu da DAİŞ’in hanesine bir avantaj olarak yazılmaktadır. DAİŞ’i var eden sebeplerle yüzleşilmeden DAİŞ’le gerçek manada mücadele edilebileceğini düşünmek naifliktir.

Burhanettin Duran: “Kürtlerin hakları adı altında Avrupa yerel yönetimleri perspektifi getirilecekken, bunu şehir savaşlarına; kurtarılmış bölgelere çevirmiş PKK ortada duruyorken, Suriye’de PYD koluyla sürekli tahkimat alabiliyorken ve bu Amerika tarafından destekleniyorken, böyle bir ortamın tartışılmasının ben demokratik siyaset düzlemiyle örtüştüğü kanaatinde değilim.”

Bush döneminde çok agresif, tek taraflı ve sert bir şekilde girilen Ortadoğu'da Amerika bugün bu maliyeti başkalarının üzerine yıkmaya çalışıyor.

Demirtaş hızını alamayıp, “Memlekette artık balon patlasa HDP'yi sorumlu tutan tuhaf bir anlayış var” bile dedi. Hatırlatmak lazım; onlar balon değil bomba!

Türkiye nasıl ki İsrail’e en sert tepkiyi vererek Filistin’in yanında durduğunu tüm dünyaya gösterdiyse, bugün de İsrail ile anlaşarak Filistin’in yanında duruyor.

Bir yandan geçmişiyle, bir yandan halkıyla, bir yandan kendi bölgesiyle helalleşme çabası içinde bir Türkiye var. Bu ortamda söz konusu imkanları fark etmek, özne olabilmeye cesaret edebilmek gerekiyor.

Eğer tam bağımsız olmak istiyorsanız, “yerliliği ve milliliği” her alanda hayata geçirmek zorundasınız. Türkiye’nin siyasi tarihi de aslında yerli ve milli olanlar ile kendi ülkesine ve milletine yabancılaşmış olanların mücadelesiyle geçmiştir.

Türkiye’nin İsrail ile normalleşen ilişkileri Batı başkentlerindeki gereksiz imaların önünü almaya yarayabilir. DAEŞ karşıtı koalisyona yeterince destek vermediği suçlamasına maruz kalan Türkiye, PYD’ye karşı takınacağı tavır için İsrail ile yakınlaşabilir

Akademik özgürlük ve özerklik söylemiyle yaratılan özerk iktidar alanının denetime açılması ve neticede olması gerektiği adil pozisyona çekilmesi, sadece terörle mücadele ve radikalleşme açısından gerekli olmayıp, milli iradenin tesisi açısından da elzemdir.

Türkiye’nin pozisyonu konusunda yapılması gereken ilk tespit, PKK/PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde bir devlet ya da otonom yapı kurmasının önlenmesinin Ankara’nın temel önceliğini oluşturduğudur.