Türk-Amerikan İlişkilerinin Geleceği SETA DC Panelinde Tartışıldı

15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden bir aydan fazla bir süre geçti. Konu, Amerika’da da hala gündemde. SETA’nın düzenlediği panelin konusu da 15 Temmuz’daki darbe girişimiydi.

Devamı
Türk-Amerikan İlişkilerinin Geleceği SETA DC Panelinde Tartışıldı
Orta Doğu da DAEŞ ile Birlikte Dağılan Toz Bulutu

Orta Doğu’da DAEŞ ile Birlikte Dağılan Toz Bulutu

Toz bulutu dağılıyor. Herkes Washington’un ne yapmaya çalıştığını açıkça görüyor. Türk ordusu ile PYD/PKK çatıştığında kimi destekleyeceğine karar verme zamanı geldi.

Devamı

2013'te ABD ile gerilme pahasına uzak duran Türkiye neden şimdi sahada? Hâlâ riskler yok mu?

Varsayımlar, tahminler ve akıl yürütmeler değil, bire bir Cerablus’ta yaşanan gerçeklik Türkiye’nin tezlerinin haklılığını ortaya çıkarmış oldu.

Türkiye DAİŞ’le mücadele ederken ABD ve UK’nin desteklediği YPG/PKK/SDG ile de çatışacak. Bu kaçınılmazdı; şimdi zorunluluk oldu.

Karşımızdaki şer şebekeleri yeni bir süreç başlattılar. Milletin ezberini bozabilecek, bir kez daha yeni bir kaos senaryosu ile ülkeyi teslim alabilecekleri bir süreç...

"Toplumu Çölleştirme" ve "Gülenist İktidar"a Hazırlık

Batı ile Doğu arasındaki siyasi-hukuki düzenin değişmesinin tek yolu güç dengesinin değişmesine bağlıdır. Ancak radikal bir güç değişimi ve güç dengelenmesi uluslararası siyasetin zeminini ciddi anlamda değiştirebilir.

Devamı
quot Toplumu Çölleştirme quot ve quot Gülenist İktidar quot a
15 Temmuz Sonrası Türkiye-AB İlişkilerinin Geleceği

15 Temmuz Sonrası Türkiye-AB İlişkilerinin Geleceği

Artık ilerleme raporlarının, bir “karne” hüviyetinden ziyade Türkiye’deki sivil iradenin ve demokrasinin üstünlüğünü sağlama adına tavsiye niteliğinde bir metin olması gerekmektedir.

Devamı

Cerablus müdahalesi, Türkiye’nin üç güvenlik sorunuyla eş zamanlı mücadele ettiği bir dönemde başladı. İçeride ve dışarıda oluşan güvenlik kırılganlığına neden olan bütün aktörleri aynı anda hedef aldı.

Obama kendisiyle yapılan bir mülakatta isim vererek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kızgın olduğunu, o büyük ordusunu DAİŞ'le mücadele için kullanmadığını ifade etmişti.

Evet, maliyeti çok yüksek ve canımız çok yanıyor. Ama kesinlikle teslim olmayacağız!

Çatışma ve kaos ortamında ne kadar insanın hayatını kaybettiği ve bunların ne kadarının Kürt olduğunun da ne PKK ne de onu kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirenler için hiçbir önemi yok.

Operasyonun zamanlaması ve kapsamına bakıldığında DAEŞ tehlikesinin bertaraf edilmesinin yanında iki önemli işlevinden daha bahsetmek mümkün.

Operasyonun startı tahmin edildiği üzere Cerablus’tan verildi, fakat operasyon Cerablus’u ve hatta DAİŞ’i de aşan kapsama sahip.

Türk tanklarının Suriye topraklarına girmesinin arkasında ABD'nin DAİŞ ile mücadele yönteminin yarattığı sorunlara "dur deme" arzusu da bulunuyor.

Seçilmiş, meşru bir lider olarak Erdoğan'ın vizyonuna ve tehdit algısına yönelik direncin kaynağını uzun süre "asker sivil çatışması" çerçevesinde değerlendirdik. Oysa bugün meselenin çok daha derin olduğunu kavrıyoruz.

DAEŞ tarafından kontrol edilen Cerablus’a ve/veya PYD gibi diğer terör unsurları tarafından kontrol edilen bölgelere kara harekâtını da içeren askerî tedbirleri almak, her zaman Türkiye’nin elinde olan bir seçenekti.

Temel olarak Fırat Kalkanı Operasyonu iki aşamadan oluşmaktadır. Birinci aşamada Cerablus kentinin batı ve güneyindeki bölgeler ele geçirilerek kent kuşatılmıştır. Operasyonun ikinci aşamasında ise nihai olarak kent merkezine girilmiştir.

Amerikan Başkan Yardımcısının ziyaretinde konuşulacak çok sorun var. FETÖ lideri Fetullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesi bunların başında geliyor.

Şeytan, muhatabına sadece soldan yaklaşmaz. Bir de sağdan yaklaşır. Sömürgeciler de öyle. İki yüz yıldır bu ülkeye, bu millete muameleleri böyle.

Bakmayın Batılı başkentlerin terörle mücadele edebiyatına bugün terör tehdidini en fazla yaşayan demokrasi Türkiye'dir. Hem de "müttefiklerinin" sorumsuzca menfaat hesabı yaparak yalnız bırakması pahasına.