Perşembe günü Bağdat'ta gerçekleşen Türkiye-Irak güvenlik zirvesinden sonra yayımlanan ortak sonuç bildirgesi ile iki ülke arasında yeni bir dönemin kapıları açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ramazan sonrası Irak'a ziyareti ile ikili ilişkilerde "bir sıçrama" sağlanacağının vurgulandığı bildirgede ilişkilerin tüm yönleriyle "stratejik bir çerçeveye" oturtulmasına karar verildi. Bu amaçla terörle mücadele, ticaret, tarım, enerji, su, sağlık ve ulaştırma alanlarında Ortak Daimî Komiteler ihdas ediliyor. Daha önemlisi, PKK'nın Türkiye ve Irak için ortak güvenlik tehdidi olduğunda uzlaşılarak Irak Ulusal Güvenlik Konseyi bu örgütü "yasaklı örgüt" olarak nitelemekte. Bu noktaya gelinmesi için geçtiğimiz aylarda Dışişleri Bakanı Fidan, MİT Başkanı Kalın ve Milli Savunma Bakanı Güler, Iraklı muhataplarıyla yoğun bir çalışma temposu yürüttü. PKK ile mücadele için uzun yıllardır Ankara, Bağdat ile görüşüyor. Geçmişte birçok kez uzlaşmaya varılmıştı. Bu defa PKK ile mücadelede ve ikili işbirliklerinde yeni bir dönem olarak nitelenecek farklı hususun ne olduğu sorusu akla geliyor.
Devamı
Biden yönetimi, Rus muhalif lider Navalni’nin ölümü sonrasında Rusya’ya beş yüz yeni kurum ve isme karşı yaptırım açıkladı. Ukrayna savaşının ikinci yıldönümüne denk gelen Navalni’nin hapishanede ölüm (veya öldürülme) haberi, Amerikan Kongresi’nin Ukrayna’ya 60 milyar dolarlık yardım paketini geçiremediği bir aşamada geldi. Başkan Biden, Navalni’nin eşi ve kızıyla görüştü ve Rusya Devlet Başkanı Putin’i Navalni’nin ölümünden sorumlu tutan sert sözler sarf etti. Biden daha önce Navalni’yi bir şey olursa bedeli ağır olacak şeklinde tehditler savurmuştu. Yeni yaptırımlar açıklayarak hesap sorma yoluna giden Biden’ın Rusya’nın Batı bankalarındaki 300 milyar dolarına el koyma seçeneğinden uzak durması, şu aşamada Putin’le geniş kapsamlı bir kapışmaya hazır olmadığına işaret ediyor.
Devamı
Rusya-Ukrayna savaşının ikinci yıldönümünde dünyanın hali iç açıcı değil. Sadece son birkaç haftada yaşanan gelişmelerin bazılarını sıralamak bile ne kadar parçalı, dağınık ama riskleri yükselen bir döneme geçtiğimizi anlamak için yeterli
Türkiye ve Somali arasında 8 Şubat 2024’te imzalanan Savunma ve Ekonomik İş Birliği Çerçeve Anlaşması birçok açıdan önemli mesajlar barındırıyor. Türkiye Cumhuriyeti Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Somalili mevkidaşı Abdulkadir Muhammed Nur’un Ankara’da imzaladığı anlaşma 21 Şubat 2024’te Somali Meclisi ve Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmıştır. Nitekim bir uluslararası anlaşmanın ulusal hukuk çerçevesinde uygulanabilmesi için Ulusal Mecliste onaylanması gerekir. Somalililerin rızasının olduğunu gösteren ve Somali halkının temsil edildiği Meclisteki bu anlaşmanın onay süreci barındırdığı mesaj itibarıyla oldukça önemlidir.
Fiyat istikrarı, enflasyon ve hayat şartlarının zorlaşması gibi kavramlar son yıllarda daha fazla gündeme geldi. 2021'in sonlarından itibaren yükselişe geçen enflasyon rakamları 2022'de yüzde 65 ve 2023'te yüzde 64'e ulaştı. 2024 yılını yüzde 30-42 aralığında bitirmesi ve 2025'te yüzde 15'lere kadar düşmesi hedeflenen enflasyonun gündemden çıkarılması amaçlanıyor. Özellikle düşük ve orta gelir gruplarını derinden etkileyen enflasyonun tek haneli rakamlara düşürülmesi fiyat istikrarının sağlanması için elzem kabul ediliyor. Maliye Bakanlığı bünyesinde verimli kamu harcama politikası öncelenirken, Merkez Bankası parasal sıkılaşmayla enflasyonla mücadele sürecini yönetiyor. Hedef 2026'de yüzde 8,5'lik enflasyon ile tek haneli rakamlar olarak öne çıkıyor.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun ve ORSAM Irak Çalışmaları Koordinatörü Dr. Bilgay Duman, son dönemde tartışılan ABD'nin Irak’tan çıkıp çıkmayacağı konusunu kaleme aldı.
Türkiye’nin doğal gaz üretimi ve tüketimi ne durumdadır? Dünyada kaya gazı üretimi ne durumda ve bu üretimin sağladığı faydalar nelerdir? Türkiye’nin kaya gazı potansiyeli ve bu alandaki faaliyetleri nelerdir?
Devamı
Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) operasyonel yetkinlik ve derinliğini artırdığı son yıllarda icra ettiği operasyonlarla göz önüne serilmiştir. Teşkilat bir yandan yurt içinde ve yurt dışında terörle mücadele operasyonlarında aktif olarak rol alırken diğer yandan uluslararası casusluk faaliyetlerinin önlenmesine yönelik de efor sarf etmektedir.
Devamı
2024'ün henüz ilk haftasında Afrika'da yaşanan gelişmeler kıtanın bu yıl hareketli geçeceğinin sinyallerini veriyor. Kızıldeniz jeopolitiğinin 2024 yılında önem kazanması beklenmekte. Bu kapsamda Etiyopya ve Mısır'ın BRICS'e dahil olması Afrika'da Kızıldeniz ve Nil Havzasının adından sıkça söz ettirmesi muhtemel. Ancak 54 ülkenin yer aldığı Afrika'da tek önemli bölge buralar olmayacaktır.
2020-2023 dönemi küresel kriz dalgalarıyla geçti. 2020’de başlayan salgın küresel tedarik ve üretim krizini ortaya çıkardı. 2021’in sonlarında belirginleşen global enflasyon krizleri daha kaotik hale getirdi. 2022 Şubat’ta alevlenen Ukrayna Savaşı öncelikle enerji ardından gıda fiyatlarını petrol krizleri dönemindeki fiyat seviyelerine çıkardı. Petrol fiyatları iki katından fazla artarken doğalgaz on kat artış gösterdi. Gıda fiyatları ise Bileşmiş Milletlerin kayıtlara ilk aldığı tarihten itibaren yüzde 65’lik seviyesiyle tarihi zirveye tırmandı. Tedarik, enerji ve gıda fiyatlarının yükselmesi global enflasyonu da son 50 yılın en yüksek seviyelerine çıkardı. Gelişmiş ülkelerde çift haneli rakamlar görülürken FED ve Avrupa Merkez Bankası politika faizlerini enflasyonla mücadele için yükseltmeye başladılar.
2023 yılı boyunca Türkiye, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi terör örgütünün faaliyetlerine son vermek ve örgüt varlığını temizlemek için kararlılık gösterdi. Fakat terörist ve terörizmle mücadelenin, salt güvenlik mekanizmaları veya askeri irade göstererek başarıya ulaşması mümkün gözükmemektedir. Bu bağlamda terör örgütünün nüfuz alanı elde ettiği çevre ülkeler ve buradaki yerel aktörler ile hassas bölge politikalarının güdülmesi elzem hale gelmiştir. Bu nedenle Irak ve Suriye, Türkiye'nin terörle mücadele resminde önemli bir konumu işgal etmektedir.
Biden yönetimi İsrail’in operasyonlarının sivillere maliyetinden rahatsızlığını bir süredir daha yüksek sesle dile getiriyor. Operasyonların Hamas liderliğini hedef alan daha sınırlı ve sabırlı bir operasyon şekilde ilerlemesi gerektiği mesajını veren Washington bir yandan da İsrail’in Hamas sonrası senaryolar hakkında bir plan ortaya koymasını istiyor. Biden’ın Filistin Yönetimi’nin Gazze’de yönetimi ele almasını tercih ettiği biliniyor ancak Netanyahu’nun buna karşı çıktığı da basına yansımıştı. Bu tür detaylarına ortalığa dökülmesi Washington’la Tel Aviv arasında üstü örtülü bir rahatsızlık olduğunu ortaya koyuyor ancak Biden yönetiminin İsrail’e ciddi bir baskı yapmaya hala hazır olmadığı açık.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi İsmail Sarı ve Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Akademi Direktörü Ferhat Pirinççi, ABD yönetiminin kurulduğunu açıkladığı çok uluslu misyona ilişkin değerlendirmede bulundu.
2023 yılı dünya tarihindeki en sıcak yıl olarak kayıtlara geçerken yapılan son çalışmalar küresel ısınmanın giderek arttığını ve yine küresel ortalama yüzey sıcaklığındaki artışın 1,3-1,4 santigrat dereceye ulaştığını göstermektedir. Çok sayıda ülke aşırı sıcaklar, sel felaketleri, kuraklık, orman yangınları ve benzeri olumsuzluklarla karşı karşıya kalırken iklim değişikliği her geçen gün dünya genelinde etkilerini daha fazla hissettirirken iklim değişikliği ile mücadele konusu hala tartışmalı bir meseledir.
THY'nin Türkiye'ye komşu birçok ülkeden daha fazla yıllık ekonomik değer yarattığını söylemek mümkün. THY'nin yeni alacağı uçak filosu göz önüne alındığında ise 17,5 milyar dolarlık ihracatın orta vadede ikiye katlanması ve daha fazla dövizi ülkeye kazandırması beklenebilir.
Eski Başkan Trump’ın Ortadoğu politikası son derece İsrail yanlısı bir çizgideydi. Evanjelist tabanını memnun etmek adına Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden Trump, İbrahim Mutabakatları’yla İsrail’in Filistin meselesini çözmeden de bölgede normalleşmeye gidebileceği tezini öne sürmüştü. Filistin için ekonomik yatırımlar da vadeden ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak lanse ettiği plan büyük ölçüde İsrail’in öncelikleri üzerine kurulmuştu.
PKK tarafından 1 Ekim'de Ankara'da gerçekleştirilen terör saldırısı, Türkiye'nin terörle mücadele politikaları ve bölgedeki stratejik angajmanları açısından önemli bir dönüm noktası olma potansiyeline sahiptir. Türkiye son yıllarda proaktif bir terörle mücadele stratejisi izleyerek askeri ve istihbarat kaynaklarını Irak ve Suriye'de aktif bir şekilde konuşlandırdı. Bu yaklaşım PKK'nın Türkiye içindeki siyasi ve askeri etkisini başarılı bir şekilde azaltmış ve genel faaliyetlerini en aza indirmiştir. Bu bağlamda örgütün yeni saldırı teknikleri ve eylem kalıplarıyla uyum sağlama çabaları büyük ölçüde başarısız olmuştur.
Türkiye ve ABD'nin son yıllarda bazı konularda farklı görüşlere ve tutumlara sahip oldukları bilinen bir gerçektir. Türkiye-Rusya, Türkiye-Yunanistan ilişkileri, İsveç'in NATO üyeliği, Libya, Suriye ve hatta son zamanlarda Karabağ'daki durumlar iki ülkenin tam olarak örtüşen yaklaşımlara sahip olmadıkları konulardır. Bu uyuşmazlıkların neticeleri olarak Türkiye'ye F-16 satışı gibi bazı arızi hususların daha sorun haline gelebildiği görülmektedir.
Küresel ticaret, yeni arz zincirleri ve enerji tedariki ile ilgili yeni rotalar, yeni koridor ve ağ haberleri gündemi sıkça meşgul ediyor. Pandemi, Arap Baharı, Rusya-Ukrayna krizi, Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Asya'daki gerginliklerin yanı sıra kabuğunu kırmaya başlayan Asya ve daha spesifik olarak da Çin ve Hindistan gibi ülkelerin yeni pazar arayışı, hem bu ülkeleri hem ortaklarını yeni rota arayışlarına itiyor.
Suriye’ye yönelik hava operasyonlarının, 1 Ekim’de başkent Ankara’da İçişleri Bakanlığını hedef alan terör saldırısının ardından geldiği görülmektedir. Bir benzeri operasyonu (Pençe-Kılıç) yine İstiklal Caddesi’nde gerçekleştirilen terör saldırısının hemen akabinde görmüştük. Terör saldırısı 1 Ekim’de gerçekleşmesine rağmen Türk güvenlik güçleri önce saldırının faillerinin kimliklerine ve sonrasında da nereden geldikleri bilgisine ulaştı. Burada terör örgütünün vermeye çalıştığı mesaj da dikkat çekiciydi. Nitekim tarihte ilk kez İçişleri Bakanlığı hedef alınmıştı. Ancak Türkiye, terör saldırısının hedeflediği korku iklimine mahal vermeden kamuoyunu rahatlattı.
Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi, son 20 yılda yüzde 60’tan fazla artış kaydederek Türkiye’nin enerji arz güvenliğini artırmanın yanı sıra enerji kaynaklı ithalat giderlerinin azalmasında da etkili oluyor.