Türkiye’nin Enflasyonla Mücadelesi

2022’nin ilk aylarına yüzde 36 ile başlayan enflasyon rakamları Ekim ayında yüzde 85 ile zirveyi görerek düşüş eğilimine girdi. Baz etkisiyle Ocak, Şubat ve Mart aylarında yüzde 50’in altına gevşeyecek olan enflasyonun 2023 yılını yüzde 22,3 ile tamamlaması bekleniyor.

Devamı
Türkiye nin Enflasyonla Mücadelesi
2022 de Ortadoğu Değişen Fazla Bir Şey Yok

2022’de Ortadoğu: Değişen Fazla Bir Şey Yok

2022 yılında dünyanın başka bölgelerinde meydana gelen gelişmeler dolayısıyla Ortadoğu bölgesi, dünya siyasetinin gündeminde görece ikinci planda kaldı.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 75. sayısı çıktı.

2023’ün ilk haftalarında Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Güney, Orta ve Doğu Afrika ülkelerine yönelik ziyaretleri Türkiye Yüzyılı’nda Afrika’yı özel olarak konumlandıracağını gösteren bir tavır sergileyeceğinin işaretidir.

2021’de 45 trilyon dolarlık hacmiyle neredeyse küresel ekonominin yüzde 50’sini oluşturan dış ticaret birçok ülkeyi ekonomik kalkınmada diğerlerine kıyasla öne geçirdi. Çin, Güney Kore ve Japonya gibi aktörleri Batılı ülkelerle aynı lige çıkaran da dış ticaret merkezli (ihracat odaklı) kalkınma girişimleri oldu.

ABD'nin sabık Başkanı Donald Trump, iktidara geldiğinde Obama'nın İran siyasetini tamamen terk etmiş ve nükleer anlaşmadan çekilmişti. Trump, kendi döneminde inşa ettiği İran siyasetini "maksimum baskı" olarak kavramsallaştırmıştı. Buna göre İran'ın yaptırımlarla terbiye edilmesi, Tahran'ın geleneksel rakipleri olan Körfez Arap monarşilerinin güçlendirilerek İran'ın çevrelenmesi, İran içinde ve dışındaki muhtelif operasyonlarla da Tahran yönetiminin zayıflatılması hedefleniyordu.

Tahran-Riyad Hattında Normalleşme ve Çin’in Ortadoğu Stratejisi

İran İslam Cumhuriyeti ve Suudi Arabistan Krallığı, yedi senelik bir aradan sonra diplomatik ilişkilerini restore etme kararı aldılar.

Devamı
Tahran-Riyad Hattında Normalleşme ve Çin in Ortadoğu Stratejisi
Seçim Sonrası Türkiye Ekonomisi 2023-2028

Seçim Sonrası Türkiye Ekonomisi (2023-2028)

Türkiye son yıllarda salgın, küresel enflasyon ve deprem gibi birçok krizle karşı karşıya kaldı. Salgın tedarik hatlarına, üretime ve toplum sağlına zarar verirken dünya ekonomisini de krizin içine çekti.

Devamı

ABD’nin Çin casus balonunu düşürmesini doğrudan eleştiren, Rusya’ya yakınlaşarak askeri yardım aşamasına gelen, Tayvan’a silah satışına karşı sert dil kullanan, Xi’nin 3. döneminde orduyu ‘çelikten bir duvar’ haline getirme sözü veren bir Çin var karşımızda. Ukrayna barış planı önerisinden iki hafta sonra Suudi Arabistan ve İran gibi karşıt güçleri bir araya getiren bir Çin. ABD’nin Ortadoğu’dan çekilmesini fırsata çevirmeye çalışan ancak bölge dengelerini iyi anladığı da şüpheli olan bir Çin. Karşısında ise Ortadoğu’da maliyet azaltmak isteyen ancak Çin’in bölge liderliği iddiasıyla mücadelenin de kaçınılmaz olduğunun farkında olan bir ABD.

Türkiye 2000’li yılların başından bu yana artan sanayileşme, gelişen ekonomi ve büyüyen nüfusun etkisiyle önemli ölçüde çoğalan bir enerji talebiyle karşı karşıya gelmiştir. 2002 yılında 51,4 milyon ton eş değer petrol (MTEP) olan toplam enerji talebi, 2012 yılında 117, 5 MTEP’e, 2021 yılında ise 147 MTEP’e yükselmiştir. Büyüyen ekonominin yanı sıra yerli kaynaklardan üretilen enerjinin sınırlı olması, ithal edilen petrol ve doğal gaz gibi enerji kaynaklarına olan bağımlılığı artırmıştır. Neticede enerji ithalatı cari denge üzerinde önemli bir baskı unsuru haline gelmiş, 2007-2017 yılları arasında söz konusu ithalat için yıllık ortalama 54,6 milyar dolar harcanmıştır. Bu durum Türkiye’nin enerji politikasında yeni bir dönemin başlangıcına vesile olmuştur.

Enerji ödemelerinin Yuan ile gerçekleştirilmesi Petrol Krizleri sonrası kullanım oranı artan dolar süreci gibi bir dönemi beraberinde getirebilir. Ancak Çin için bir problem alanına dönüşen Tayvan Meselesi, ABD öncülüğünde alınabilecek tedbirleri Yuan'a karşı çevirebilir.

Erdoğan'ın yeniden seçilmesiyle "Hep birlikte Türkiye olarak kazanacağız" hissiyatının sergilenmesi. Farklı kesimlerin bir arada yaşadığı, daha müreffeh bir Türkiye idealinin gerçekleştirme iradesi.

Deprem sonrası hızlı bir toparlanma ve yeniden canlanma telaşı devam ediyor. Ayrıca, finansal değişkenlerdeki dalgalanmalara rağmen, Türkiye'nin reel ekonomik aktivitesi ağırlıklı olarak pozitif seyrediyor. Türk şirketleri büyümeye devam ediyor. Büyük enflasyon ve kur dalgalanmalarına rağmen ekonomi 2021'de %11,4 ve 2022'de de %5,6'lık bir büyüme kaydetti.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın Çin gezisinin hemen sonrasında Çin lideri Xi Jinping’e diktatör yakıştırması yapan Biden bu makalenin yazıldığı saatlerde Hindistan lideri Modi’yi en üst düzeyde ağırlamaya hazırlanıyordu. Biden, Kaşıkçı meselesiyle ilgili Muhammed bin Selman’la ilgili ‘parya’ gibi ağır laflar etmiş ancak zirve yapan petrol fiyatları Suudi Arabistan ziyaretini zorunlu kılmıştı. Demokrasi ve insan hakları konusunda yüksek retorik kullanan Biden’ın buna rağmen jeopolitik dengelerin gerektirdiği adımları atması birçok Amerikan başkanının pratiğiyle uyumlu aslında. Demokrasi Zirvesi’ne dahil edilen ülkeler listesi de Amerikan çıkarlarının ve stratejik tercihlerin öncelikli olduğuna başka bir örnek. Biden ‘demokrasilere karşı otokrasilerin mücadelesini’ en önemli mesele olarak gördüğüne ilişkin sözlerini boşa çıkaran tutarsızlıklar, Amerika’nın bu konudaki güvenilirliğine zarar vermekle kalmayıp Çin gibi birçok ülkeyle ilişkilerini pragmatik bir çerçevede götürmesini de zorlaştırıyor.

Dışa bağımlılığın azaltılması hedefiyle görünürlük kazanan rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımlar iklim değişikliği endişeleri eşliğinde 2000'li yıllar itibariyle artış eğilimine girmişti...

Hizmet satın alan devletlerin özel askeri şirkete bağımlılığı arttıkça hassasiyetleri artıyor. Bu kapsamda özel askeri şirketler, zayıf ve istikrarsız devletleri "güvenlik sağlama" adına dolaylı bir şekilde yönetmeye başlayabilir.

Irak – Türkiye ilişkilerinde öncelikle önem taşıyan konu başlıklarını hem Türkiye hem de Irak açısından sıralamak faydalı olabilir. İki ülke arasında; terörizm, Türkmenlerin durumu, enerji, su kaynakları, üçüncü taraf olan devletlerin Irak politikası şeklinde özetlenebilecek gündem karmaşık bir yapıda. Çünkü herhangi bir alanda yaşanan sorun, diğer konu başlıklarını tahrik edebiliyor. Ancak terör, su, enerji ve Türkmenlerin durumu son günlerin aslî ilgi alanı.

Sahel Kuşağı 2020'den bu yana sürekli olarak darbelerle gündeme gelen bir bölge. Ve bu bölgede en son 26 Temmuz 2023'te yaşanan darbe ile karşı karşıya kalan ülke Nijer. 3 Ağustos 1960'taki bağımsızlık sürecinden sonra Nijer'de 26 Temmuz'a kadar toplam dört darbe ve üç darbe girişimi olmuştu. Dolayısıyla uluslararası sistemde Nijer en istikrarsız ülkelerden biri olarak anılıyor. Ancak bu istikrarsızlığın temel nedeni olarak Nijer'de sömürgeciliğin mirasının etkisi oldukça fazla.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçtiğimiz günlerde İran ile ABD arasında bir mahkum takası anlaşması yapıldığını açıkladı. İki ülke arasında bir süredir bu konuda müzakerelerin yürütüldüğü biliniyordu. Mart ayında İran tarafı ABD ile bir mahkum takası anlaşması yaptıklarını iddia etse de ABD tarafı bunu derhal yalanlamıştı. Ancak bir süredir iki ülke arasında Umman'ın arabuluculuğunda müzakerelerin yürütüldüğü biliniyordu. Söz konusu müzakerelerin aslen nükleer anlaşma ile alakalı olduğu iddia edilse de ortaya çıkan sonuç sürpriz bir esir takası oldu.

Genel seçimler sonrası ekonomi yönetiminde değişim meydana geldi. Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz beylerin Türk ekonomisinin başına getirilmesi rasyonel ekonomi politikalarına dönüşü hızlandırdı. Merkez Bankası ve diğer ekonomi kurumlarında yapılan atama ve değişikliklerle yeni ekonomi yönetimi direksiyonun başına geçti. Temmuz ve Ağustos aylarında atılan adımların senenin sonuna kadar devam etmesi, 2024'ün ortalarından itibaren rasyonel ekonomi politikalarının çıktılarını daha görünür hale getirecektir. Enflasyonla mücadele için atılan adımların başında faiz artışları, kredi daralması ve taksitlendirme imkanlarının kısıtlanması gelirken kamunun gelir kaynakları çeşitlendirilmeye çalışılıyor. Yeni ekonomi yönetiminin yol haritasında ise yeni reform süreci bulunuyor.

BRICS zirvesinde Rusya-Ukrayna meselesi üzerinden BRICS’in yeni bir çok kutuplu küresel düzene etkileri, BRICS ve BM reformu, BRICS’in Güney Afrika üzerinden kıtadaki etkisini artırması, Çin’in ve diğer BRICS ülkeleri arasındaki iş birliğinde derinleşme ve yenilikçi yaklaşımlar ve BRICS’in de-dolarizasyon karşısında nasıl bir yaklaşım sergileyebileceği gibi konuları uzmanlar cevapladı.