SETA Enerji Araştırmacısı İsmail Kavaz, Türkiye’nin Karadeniz’deki doğalgaz rezervi keşfini değerlendirdi.
Devamı
Keşfedilen doğalgaz rezervinin Türkiye'nin enerji politikasında doğrudan ve uluslararası konumunda dolaylı etkilerinin olacağı açık. Coğrafi konumu sebebiyle enerji nakil hatlarının merkezinde olan bir ülke olmaktan enerji üreten ve ileride ihraç etmeyi hedefleyen bir noktaya geçiyor.
Devamı
Berat Albayrak’a yönelik geçmişte yapılan linç kampanyalarının sebebi şimdi daha iyi anlaşılıyor. Ekonomi üzerinden bugünlerde devam eden saldırıların arka planını da birkaç sene sonra çok daha iyi anlayacağız...
Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz rezervi yalnızca ekonomik boyutuyla değil, stratejik açıdan da epey önemli ve Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda uluslararası siyasette alacağı konum açısından da tarihi bir dönüm noktası olduğuna işaret ediyor.
Bugüne kadar kendi gemileriyle 9 derin deniz sondajı yapan TPAO son sondajında önemli bir rezerv buldu. Uzun soluklu olan arama ve sondaj faaliyetlerinin başında mutlu sona ulaşması, uluslararası platformlarda Türkiye’nin etkinliğini artıracaktır.
Türkiye artık ciddi anlamda yer altı zenginliklerinden faydalanan bir ülke haline gelecek. Keşiflerin ekonomik boyutu küçümsenemez.
Keşfedilen doğal gazda süreç nasıl işledi? Türkiye’nin keşfettiği enerji kaynağının büyüklüğü ne kadardır? Keşfedilen doğal gaz kaynağı ekonomik olarak ne anlama geliyor? Karadeniz’de keşfedilen doğal gazın Doğu Akdeniz’de yaşanan rekabete etkisi olur mu? Derin deniz sondajları devam edecek mi?
Devamı
Gerçek başarılar risk almayı, kuvvetli irade sergilemeyi ve hepsinden önce dertli olmayı gerektirir. Bu ülkenin ihtiyacını bilirsiniz ama ülke adına dertli değilseniz saldırıları göze almazsanız başaramazsınız.
Devamı
Karadeniz’deki 320 milyar metreküplük doğalgaz rezervi Türkiye’nin en büyük keşfi olsa da bu bir başlangıç. Daha büyük rezervlerin bulunması sürpriz olmayacak. Bu rezerv, 40 milyar $’lık ithalatı bitirip cari açığa son verecek
Müjdenin 'Türkiye tarihinin en büyük doğal gaz keşfi' ve 'çok daha zengin enerjinin yalnızca bir parçası' olması ülkemiz için yeni bir başlangıçtır.
Türkiye, dış politikada bağımsızlığın, savunma sanayii alanında olduğu gibi, enerji alanındaki bu bağımlılıktan da kurtulmaktan geçtiği düşüncesiyle hareket ederek ciddi enerji yatırımlarına imza attı.
Türkiye büyük hayallere sahip güçlü bir ülke.. Küresel bir aktör olabilmek için Türkiye'nin enerji bakımından bağımsız olması büyük önem taşıyor.
Tüketicilerin akaryakıt ve doğalgaz harcamalarının azalması anlamına gelen tarihi keşfin Türkiye'nin teknolojik hamlelerine önemli bir ivme kazandıracağı anlaşılmaktadır. Bu hamleleri destekleyen ve hızlandıran en önemli etkinin de enerji olacağı aşikârdır. Aslında bu dönüşüm her kesimden insanın hayalini kurduğu bir devrin de başladığını göstermektedir. Bu hayal kendi teknolojisini üretmeye başlayan Türkiye'nin enerjide de bağımsız olma yolunda ilerlemesi olarak tanımlanmaktadır.
Türkiye bu konudaki adımlarını kuşkusuz sadece sondaj gemileri bağlamında atmıyor. Pek çok alanda toplumsal hafıza için güçlü anlam dünyasına sahip olan kavramlar ve semboller kullanılıyor.
Kapasite inşası etkin ve bağımsız bir dış politika vizyonuyla buluştuğunda Türkiye giderek risklerden korkan değil fırsatların peşinden giden, en temelde ise ulusal çıkarlarından taviz vermeyen bir ülke haline gelmekte.
Fatih Sondaj Gemisi 320 Milyar Metreküp Doğalgaz Rezervi Keşfetti
İki gündür hepimizin zihni bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vereceği müjdede. "Türkiye'de yeni bir dönemin açılacağına inanıyorum" cümlesi Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak'ın "Türkiye için eksen değişikliği" sözüyle bir araya gelmesi merakı artırdı.
Yıllardır titiz çalışmaları ile yeşermesi için uygun ortamı hazırladığı, verimli toprağa diktiği, suladığı, gübrelediği, zararlı böceklere karşı koruduğu bitkinin çiçek açtığını, meyve verdiğini müjdeleyecek.
Libya cephesi hareketlendikçe bu cephede karşı karşıya gelen aktörlerin politikalarına yakından bakma ihtiyacı daha fazla hissediliyor.
Fransa, Libya petrollerinden aslan payını almak istiyor ve ülkenin kendi nüfuzu altında bir hükûmet tarafından yönetilmesi için çalışıyor. Bu politika çerçevesinde Mısır, BAE ve Suudi Arabistan yönetimleriyle, İsrail tarafından da desteklenen bir ittifak yaptı. Zamanla Yunanistan’ın da katıldığı bu ittifakın öncelikli hedefi, General Hafter’in desteklenmesi yoluyla Türkiye, Katar ve İtalya gibi rakiplerin Libya’dan uzak tutulması idi.
Doğu Akdeniz gündemdeki yerini uzun süre koruyacak. Bu konuyla ilgili tartışmalı birçok hususa ışık tutan bu kitap alana dair çalışmalar için başvuru kaynağı olmanın yanında güncel siyaseti takip edenler için de yol göstericidir.