Eski Sisteme Dönüş Tartışması Neyi Örtüyor?

Bir süredir muhalefet partileri, iktidara gelmeleri hâlinde eski sisteme yeniden döneceklerini söylüyorlar. Aslında tam böyle ifade etmiyorlar. Ne olduğu ya da neye referans verdiği konusunda kimsenin bir bilgisinin olmadığı bir söyleme başvuruyorlar. 'Eski sisteme döneceğiz' yerine 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' demeyi tercih ediyorlar.

Devamı
Eski Sisteme Dönüş Tartışması Neyi Örtüyor
Reform Ama Nasıl

Reform Ama Nasıl?

Cumhurbaşkanı Erdoğan reformu milletin talebi ve dünyanın gidişatının gereği olarak görüyor. Yani, 'mücadele ediyoruz' diyerek reforma direnenlere de müsamaha etmeyecek. Zamanlamasını, kapsamını, aktörlerini ve hızını kendisi belirleyecek. Unutmayalım, Erdoğan bu altın sentezi her seferinde tutturabildiği için hâlâ iktidarda.

Devamı

Millet İttifakı partileri, geçmişte uzlaştıkları bir metne şu an sahip çıkamıyorlarsa, nasıl bir araya gelip de güçlendirilmiş parlamentarizmin ilkeleri konusunda anlaşacaklar?

Muhalefet bu çıkmazdan nasıl kurtulabileceğini tartışıyor. 'Muhalefet çözüm üretecek yerde değil' algısı değişmiyor. 'İktidarın dünyayı daha iyi okuduğu ve gereğini yaptığı' kanaati gücünü koruyor.

Millet İttifakı ve özel olarak da CHP için yeni kurulan partilerin değerli olmasının tek bir sebebi var. O da bu partilerin ve siyasetçilerinin Erdoğan karşısına geçmiş olmaları. Meselenin ironik tarafı, aslında kendilerini bu partiler nezdinde değerli kılan da yine Erdoğan.

AK Parti 18. Kuruluş yıldönümünü kutuluyor. Ve tabii iktidardaki 18. yılını da. İlk seçim başarısından itibaren karşıtları AK Parti'nin başarısını hep arızi nedenlerle açıklamaya yeltendiler. Kriz olmasa AK Parti iktidara gelemezdi, e-muhtıra olmasa kesin seçimleri kaybederdi, terör sorunu çözülse AK Parti güç kaybeder gibi akla hayale sığmayacak cümleleri peş peşe sıraladılar. Ve her dönem bir sıkışmışlık yaşadığını söylediler. Her seçimin ertesi günü aynı kadro bildik nameleri okudu; ufukta bir erken seçim var, iktidar ülkeyi yönetemiyor, AK Parti köşeye sıkıştı, kontrolü kaybediyor…

Odak: CHP Kurultayı, Kılıçdaroğlu ve 2023 Stratejisi

CHP genel başkanı partisini değil Erdoğan karşıtı cepheyi düşünerek siyaset yapacağını ve bu yolda siyasi ilke ve duruş kaygısı gütmeden gerekli tüm adımları atacağının sözünü delegelerin alkışları içinde vererek kamuoyuna ilan etmiştir.

Devamı
Odak CHP Kurultayı Kılıçdaroğlu ve 2023 Stratejisi
Cumhurbaşkanlığı Sisteminin İki Yıllık Değerlendirmesi

Cumhurbaşkanlığı Sisteminin İki Yıllık Değerlendirmesi

Nisan 2017'deki referandumla kabul edilen ve 10 Temmuz 2018'den itibaren uygulanmaya başlanan Cumhurbaşkanlığı sisteminde iki yılı geride bıraktık. Bu minvalde Cumhurbaşkanlığı ikinci yılında siyasal sistemin dönüşümü ve bundan sonraki süreçte sistemin güçlendirilmesine yönelik atılması gereken adımlar gündeme geldi.

Devamı

Siyasette iki tür konu gündemi sürekli gereksiz yere meşgul eder. Biri erken seçim diğeri kabine değişikliği dedikodusudur. Bunlar zaman zaman ortaya atılır ve siyasetin normal işleyişi içinde genelde konuyu değiştirmek adına yapılır. Türkiye siyasetinde çok daha yaygın bir şekilde karşımıza çıkar. Belli aralıklarla ortaya atılır ve üzerinde uzun uzun spekülasyonlar yapılır.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ilk iki yılı beklenenden daha iyi sonuçlar üretti. Var olan sorunlar, sistem içi reformlarla düzeltilebilecek mahiyettedir. Eski sistemin mantığı ile yeni sistem değerlendirilmesinden vazgeçildiğinde, karşılaştırmada daha rasyonel bir zemin ortaya çıkacaktır...

Farklıların üzerini kapatan örtüler, sahadaki zorlu denemeler karşısında yeterli gelemiyor. Örtü, İYİ Parti tarafına çekildiğinde, HDP tarafı açıkta kalıyor. HDP tarafına çekildiğinde ise diğerleri açıkta kalıyor. En sonunda bir o yana bir bu yana çekiştirilen örtünün tam ortadan yırtılacağı endişesi giderek yükseliyor.

Koronavirüs (Covid-19) krizinin belirsiz bir gelecekte sona ermesinin ardından AB ve öne çıkan AB ülkeleri önemli sorunlarla karşı karşıya gelecektir. Bu hakikate rağmen AB liderleri krizin başlangıcında salgın karşısında alınabilecek ekonomik önlem ve destek paketleri üzerinde bir mutabakat sağlayamamıştır..

Akşener'in "HDP'yi PKK'nın yanında konumlandırdığını" söyleyerek başlattığı tartışma, ittifakların geleceğini gündeme taşıdı. Kendisine manevra alanı açan Akşener, hem HDP'nin PKK terörüyle arasına mesafe koyamadığını hatırlattı. Hem de "üçüncü bir ittifak mı kuruluyor?" polemiklerini canlandırdı. Canlandırdı diyorum zira SP Genel Başkanı Karamollaoğlu Kasım 2019'dan itibaren "yeni ittifaklar kurulabileceği" görüşünde.

İP Genel Başkanı Akşener, memleket masası önerisinde HDP'yi dışlaması ve bu partiyi "PKK terör örgütünün yanına konumlandırdığını" söylemesiyle muhalefet cenahında tartışma başlattı. HDPli isimlerin Akşener'e tepkisi seçim döneminde İP'in kendilerine aracılar göndererek iş birliği yaptığı oldu.

Bazıları açıktan darbeci. Bu ülkede sayıları hiç eksik olmadı. Ne istediklerini ve nasıl istediklerini çok iyi biliyorlar. Bazıları da darbe heveslisi olduğunu kabul edemiyor. Kendine itiraf edemiyor. Halbuki üç kelime laf edince darbecilik zihniyeti açıkça ortaya saçılıyor. Bu zihniyetin çok belirgin halleri ve kavramları var. Bazen karşısındakine yönelttiği otoriterlik ve tek adamlık iddialarında ortaya çıkıyor.

Muhalefet toplu halde bir süredir Meclisin işlevsizleştiği tezini işliyor. Meclisin işlevsizleşmesinin millet egemenliğinin güç kaybına uğraması sonucunu doğurduğu iddia ediliyor. Son bir haftadır, 23 Nisan Milli Egemenlik Bayramı'nın da etkisiyle, bu iddialar daha yoğun bir şekilde işlenmeye başladı. Burada üç soru var. Birincisi, Meclis gerçekten işlevsizleşti mi? İkinci soru, şayet Meclis işlevsizleştiyse bunun nedeni Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş midir, yoksa başka bir faktör müdür? Ve son olarak, milli egemenliğin ya da milli iradenin siyasette etkin olup olmaması ne ölçüde Meclisin işlevsel olmasına bağlıdır?

Yeni yönetim sistemini değerlendirirken öncelikle, Türkiye’nin son iki yılına bakılarak bir sonuca varılabilir. Suriye iç savaşının olumsuz etkilerini bertaraf etmeye dönük yapılan başarılı operasyonlar, terörle mücadele, ekonomik dış müdahaleye karşı alınan önlemler ve benzeri birçok konuda, mevcut sisteme geçilmemiş olsaydı, bu kadar etkin kararlar alınamazdı.

FETÖ hakkında farklı yorumlar yapılabilir ancak şu gerçek reddedilemez: FETÖ milli iradenin tecessüm ettiği siyaset kurumunu devre dışı bırakmaya çalışan anti-demokratik bir örgüttür. Bir toplumda azınlık konumunda bulunan birçok iktidar odağı gibi FETÖ de bu yolu takip etmiştir. Siyaset kurumunu zayıflatacak ve millet iradesine set çekecek her türlü yolu denemiştir.

Siyasetin merkezi son 17 yılda giderecek güçlendi. Son yıllarda, merkezi aşındırmaya yönelik birçok farklı girişim olmasına rağmen, siyaset konsolidasyonunu korudu.

Muhalefetin, eskisi, yenisi, yeni kurulanı, yolda olanı, hepsi birden parlamenter sisteme geri dönmekten bahsediyorlar. Parlamenter sistemin faziletlerinden, cumhurbaşkanlığı sisteminin tehlikelerinden dem vuruyorlar.

AK Parti eski bakanlarından Faruk Çelik cumhurbaşkanı seçiminin revize edilmesine yönelik bir açıklamada bulundu. Bu açıklama ilk turda oyların yüzde 40'ını alan adayın cumhurbaşkanı seçilmesi şeklindeydi.