İdlib Ateşkesi, Dörtlü Zirve ve Kaşıkçı cinayetindeki politikası ile etkisini artıran Erdoğan ise Le Figaro'daki makalesinde dünya kamuoyuna önemli mesajlar verdi.

Seçimlerin sonucunu maniple etmeye dönük girişimlerin yapılabileceğini son birkaç yazıda belirtmiştim. Problemin nerede çıkabileceği, herhangi bir sıkıntı olması durumunda bunun nasıl tespit edileceği ve giderileceğine de değinmiştim. Çok geçmeden ilk girişimler denendi.

Türkiye ittifakları çeşitlendirme ve dostları artırma amacıyla geniş coğrafyada diplomasi trafiği yürütürken, Türkiye’nin en eski müttefiki/rakibi Avrupa’yla ilişkilerini yeni bir rasyonalite üzerinde ilerletmesinin sadece AB ve Türkiye’ye değil dünyanın birçok meselesine faydası olur.

Rusya ve Esed rejimi Paris saldırılarından hemen sonra Fransa’nın Suriye politikasını eleştirip DAİŞ’le mücadelede kendilerini ortak konuma getirmeye çalıştılar.

Diyarbakır, Suruç ve Ankara patlamalarına sevinenlerle, Paris'teki terör saldırılarına sevinenler aynı kişiler.

Antalya'da, ekonomik problemlerin içine mülteci akınını zor da olsa entegre ederek küresel işbirliğine davet yapan bir platformun içinde, koca bir dönem sonunda bir sabah aniden terörün en ön sıraya gelip konduğu bir konjonktür oluşmuş oldu.

Ufuk Ulutaş: “Saldırı olur olmaz Fransa, Amerika’nın 11 Eylül’ünü yaşadı, tarzı yorumlar yapıldı. Fakat Fransa’nın yaşadığı aslında Türkiye’nin 10 Ekim’i oldu.”

Fransa’nın Suriye’deki krizin merkezinde Esed rejimini gördüğüne dikkat çeken Fahrettin Altun, DAEŞ’in eylemlerinin gün sonunda her zaman Esed rejimine hizmet ettiğinin altını çizdi.

Muhittin Ataman, DAEŞ’in neden bir kez daha Fransa’yı hedef aldığını değerlendirdi.

Murat Yeşiltaş, DAEŞ’in bölgesel ve uluslararası ölçekte izlediği stratejileri ayrıntılı değerlendirdi.

DAİŞ'in Ankara'dan Paris'e uzanan saldırılarında gündelik hayatı "İslam" adına bombalaması "Müslümanlar ve terör" ilişkisini yeniden tartışmaya açtı.

SETA Vakfı Genel Koordinatörü Duran, Paris'te yaşanan terör olaylarının en büyük mağdurunun Müslümanlar olduğunu belirtti.

SETA İstanbul’da düzenlenen panelde, Batı’yı, İslam dünyasını ve ayrıca Batı’da yaşayan müslüman toplumları doğrudan etkileyeceği görülen Charlie Hebdo saldırısı ele alındı.

Avrupa'da yaşayan Müslümanlar Avrupa'ya kendi renklerini de katan önemli bir topluluk. Bu bir İslamlaşma süreci değil. İslam ile bir arada ve iç içe yaşamaktır.

Artık İslam, çok daha fazla Batı uygarlığının karşıtı olarak konumlandırılıyor. Medeniyetler çatışması ve tarihin sonu tezleri bile yeniden tartışılmaya başlandı.