Seçim(ler)de Ne Olur?

Yerel seçimlerin dışındaki bütün seçimlerde, muhalefetin coğrafi sıkışmışlığını da aşması gerekiyor. Yüzyılın bakiyesinin oluşturduğu sosyal hafıza ve muhayyileyi, 20. Yüzyıl partileri olarak aşmaları mümkün görünmüyor.

Devamı
Seçim ler de Ne Olur
Yeni Dönemin Siyasi Kodları

Yeni Dönemin Siyasi Kodları

Seçmen, gerek seçime katılmayarak gerekse Erdoğan ve Demirtaş'a yönelerek ciddiye alınması gereken mesajlar verdi. Verilen mesaj, şimdilik CHP ve MHP liderlerinin koltuklarına mal olmasa da, siyaset değişikliğini zorunlu kılmaktadır.

Devamı

Cumhurbaşkanlığı seçimleri, partilerin kendi tabelalarıyla girdikleri bir seçim yerine adayların kendileri için oy istedikleri bir seçim olması hasebiyle uzun süredir öngörülebilir bir istikrara kavuşan, sınırları kestirilebilen siyasete yeni bir hareketlilik getirdi.

Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Kürt hareketinin geleneksel söyleminden epey farklılaşan bir söylemle ciddi bir oy artışı sağladı. Bu oy artışının hedeflendiği üzere, şimdilik Türk seçmenden öte batıda yaşayan Kürt seçmeni etkilediği görülüyor.

Davutoğlu'nun "ben idraki" oldukça geniş. Türkiye'deki ve Osmanlı hinterlandındaki tüm etnik kökenlere kuşatıcı ve içerleyici bir dil ile ilişki kurabilme imkanına sahip.

Önümüzdeki süreçte cumhurbaşkanı seçilen aktörlerin cumhurbaşkanlığı makamına kendi rengini katmalarını beklemek son derece doğal.

Nahda Yeni Bir Çığır Açabilir!

Tunus seçimlerini değerlendiren Abdullah A. Kalabalık, “Nahda koalisyon hükümetinde yer alır ve uzlaşmacı bir tavır takınırsa Tunus, Kuzey Afrika ve Arap Baharı adına yeni bir çığır daha açabilir” dedi.

Devamı
Nahda Yeni Bir Çığır Açabilir
Tunus Demokrasinin Gücü ya da Gücün Demokrasisi

Tunus: Demokrasinin Gücü ya da Gücün Demokrasisi

Ortadoğu bölgesi halklarının önemli bir kısmının siyasete yapılan manipülatif müdahalelerle dışlanmasının oluşturacağı öfke ve radikalizm her geçen gün büyüyecektir.

Devamı

10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı Seçimleri sonuçları her seçim gibi üzerinde durulması gereken muazzam sosyolojik tahlillere imkân sunan bir veri seti sundu. Birçok açıdan ilklere sahne olan bu seçim, aynı zamanda ülkenin içinden geçtiği dönemin de siyasal sağlaması denilebilecek bir resim sundu. Genelde, seçmen her zaman olduğu gibi topluma yeni bir şey sunan esaslı siyasete, istikrarlı bir değişime ve daha da önemlisi Çözüm Süreci'ne verdiği desteği yeniledi. Bu üç referans noktası ülke siyasetinin geleceği açısından olmazsa olmaz kaideler olarak yerini aldı. Özelde ise seçim sonuçları her siyasi partinin tabanın isteklerine, beklentilerine ve reflekslerine dair ders niteliğinde mesajlar içermektedir. Bu yüzden, Türkiye siyaseti adına söyleyecek lafı olan siyasi partilerin bu sonuçları ayrıntılı bir şekilde analiz etmesi gerekmektedir. 10 Ağustos seçiminden sonra yapılan analizler, işini özenli bir şekilde yapan birkaç isim dışında, şaşırtıcı bir şekilde ‘kazananlar enflasyonu' yaratmanın ötesine geçemedi. Bu yaratılan ‘kazananlar enflasyonu'ndan kasıt tabii ki Demirtaş'ın aldığı oylar üzerinden yapılan güzellemeler. Demirtaş'ın aldığı oyların sosyolojik zemininin peşine düşmek HDP'nin geleceği hakkında çizilecek resmin daha da netleşmesini sağlayacağı gibi, seçim kampanyası boyunca nelerin doğru ve nelerin yanlış yapıldığının sağlıklı bir muhasebesi için de muazaam bir imkân sunacaktır.

Avrupa'nın "bir arada yaşama ideali ve evrensel değerleri" kendi içinde ciddi bir meydan okuma ile yüz yüze. Müslümanları ötekileştiren bu İslam karşıtı dalga Avrupa'yı yeniden tanımlamaya çalışıyor.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Mehmet Uğur Ekinci, Yunanistan erken seçimlerini, Sol görüşlü SYRIZA Partisi'ne olan halk desteğini ve ülkenin Avrupa Birliği ile ilişkilerini değerlendirdi.

Avrupalı siyasetçilerin Müslümanların entegrasyonundan bahsederken daha çok asimilasyonu kastettikleri, Müslümanların 'entegre' olması için çizdikleri yol haritalarında, koştukları şartlarda kendini ele veriyor.

IMF karşısında kredibilitesini kaybetmiş bir Yunanistan'ın kendi dinamikleriyle ülkenin içinde bulunduğu krizden çıkma şansının olmadığına dikkat çeken Mehmet Uğur Ekinci, Syriza lideri Aleksis Tsipras'ın “partideki aşırı sol keskin talepleri bir şekilde törpülemesi” gerektiği yorumunda bulundu.

Yusuf Özkır, AK Parti'nin 7 Haziran genel seçimlerinde, temel vaadinin yeni anayasayla Türkiye'yi düzlüğe çıkartmak olduğunu belirtti.

Siyasal kültürü ıskalayan kendi tabanının taleplerine sırt çeviren ve kararsızları ikna edecek kapsayıcı mesaj üretemeyen partilerin kriz yaşama ihtimalleri yüksek.

6-8 Ekim olaylarında işlenen cinayetlerin, “Türkiyelilik” söylemini savunan Demirtaş'a beslenen sempatiyi yok ettiğini belirten Yusuf Özkır, Kürt seçmenin çoğunluğunun bir hafıza kırılması yaşadığını ve HDP' nin en önümüzdeki seçimlerde en büyük handikabının bu durum olduğunu belirtti.

AK Parti'deki tartışmalar, fazla derinleşmeden yönetilebilecektir. Çünkü AK Parti, hem dışsal etkenler hem de geçmişte yaşadığı kopmalar ile sınanarak krizi göğüsleme ve çözme başarısını tecrübe etti.

En az askeribürokratik vesayet kadar önemli olan ve günümüzde TÜSİAD çevresi tarafından temsil edilen uluslararası bağlantılı büyük sermaye kesimlerinin seçilmiş siyasiler üzerinde icra ettikleri ekonomik vesayet, ancak yeni bir anayasa eşliğinde başkanlık sistemine geçilmesi ile tamamen tasfiye edilebilir.

Koalisyoncu cephe, batı Avrupa koalisyonlarına da atıfta bulunarak, koalisyonla yönetilmeyi demokratikleşme sosu ile gerekçelendirmekteler.

Geçen seçimlerde AK Parti'ye oy veren geniş kesimleri AK Parti'den vazgeçirecek esaslı bir neden ortada yok.

Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun, SETA için kaleme aldığı “7 Haziran Seçimlerine Doğru Halkaların Demokratik Partisi” analizinin tanıtım toplantısında konuştu.