Açıklanan 2019 yükseköğretim kontenjanlarını belirleyen etkenler nelerdir? Kontenjanlarda önceki yıla göre ne gibi değişiklikler olmuştur? 2018’de boş kontenjan sorunu yaşanan bölümlerde değişikliğe gidilmiş midir? Temel programlardaki kontenjan değişiklikleri ne anlama geliyor? Teknolojideki değişimin ortaya çıkardığı yeni meslekler kılavuzda yer almış mıdır?
Devamı
Alternatif üniversite yerleştirme modelinin zaman içerisinde oluşturulması gerekmektedir. Bunun için Türk toplumunda güven oluşturacak, kaygı ve endişeye neden olmayacak alternatif üniversite yerleştirme sistemlerine veya modellerine geçiş için atılması gereken belli adımlar ve tedbirler bulunmaktadır. Bu konunun bir süreç olarak tasarlanması gerçekçi, uygulanabilir ve toplumsal talepleri karşılaması bakımından önemlidir.
Devamı
Türk Milli Eğitim sisteminin patronu üniversiteye yerleştirme sistemi ve sınavlarıdır. Üniversitelere ilk merkezi sınavla yerleştirme kararının alındığı 1974 yılından beri güçlenerek iktidarını pekiştirmektedir.
Ek yerleştirme sonuçları açıklandı. Üniversite doluluk oranları artmadı aksine düştü. Diğer bir ifadeyle üniversitelerde boş kalan kontenjanlar arttı...
Ek yerleştirme sonuçlarının açıklanması ile birlikte 2018 YKS sonuçları nasıl değerlendirilmelidir? 2018 YKS yerleştirme sonuçlarına göre boş kalan kontenjanlar nasıl değerlendirmelidir? Boş kontenjanların sebepleri neler? Bölüm bazlı değerlendirildiğinde en fazla boş kalan kontenjan hangi bölümlerdedir? Bu sonuçlara göre uygulanan yeni sistem hedefine ulaştı mı? Neler yapılabilir?
Eğitim politikalarını düzenli bir şekilde izleyen kuruluşların sayısı çok az olsa da, eğitim politikalarının belirlenmesinde hatırı sayılır bir etkileri var.
Son derece hızlı değişim yaşanan bir çağda bir bursiyerin, hangi alanda ve ülkede eğitim alacağını ve en az 5-6 yıl sonra döndüğünde hangi üniversitede çalışacağını belirlemeli miyiz?
Devamı
Herhangi bir sistem değişikliğinden etkilenmesi muhtemel bütün öğrenci ve velilerin politika yapım süreçlerine katılması, ilgililerin önceden bilgilendirilmeleri ve değişikliklerin herhangi bir mağduriyete yol açmaması hedeflenmeli.
Devamı
Halk tarafından seçilen bir Cumhurbaşkanının, bizleri öteden beri sorunlu olan Yükseköğretim Kurulu (YÖK)-üniversite-toplum ilişkilerini yeniden tanımlamaya zorlayacağını ve sorunlu ilişkileri azaltacağını düşünüyorum.
ÖSYM ve MEB, aman ha, TOEFL ve GRE gibi sınavları örnek alıp bu tür sofistike işlerle uğraşmasınlar zira hayatında bir tane bile istatistik dersi almamış bir hakim, IRT tabanlı kopya analizlerini ve hatta sınavları durdurabilir!
Üniversite mezunları, donanım ve eğitimlerine uygun iş bulamıyorlar. Çözüm; yükseköğretim mezunlarının çalışabilecekleri yani daha nitelikli çalışan arayan sektörlere yönelik teşvik ve yatırımları artırmak.
Yükseköğretim sistemi büyüdükçe, yerleştirme karmaşıklığı her geçen yıl biraz daha artıyor. Bu da adaylar ve velilerin kafa karışıklığının biraz daha artmasına ve yanlış tercihlerde bulunmalarına yol açıyor
ÖSYM'nin 2014 YGS sorularını açıklamamasına dair değerlendirmelerde bulunan SETA Ankara Eğitim Araştırmaları Direktörü Bekir Gür, soruların yayınlanmaması veya kısmen yayınlanmasının uluslararası sınavlarda karşılaşılan bir durum olduğunu belirtti.
Türkiye yükseköğretim sisteminin ihtiyaç duyduğu reformun kritik noktası, yükseköğretimi topluma hesap verebilir kılacak mekanizmaların oluşturulmasıdır.
Talip Küçükcan TRT Haberde yayınlanan Açı programında yeni kurulan üniversiteler ve üniversitelerin teknoloji transfer merkezleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Yükseköğretimde Sınır-Ötesi Ortaklık Tecrübeleri, Türkiye'nin mevcut ortaklıklarının kapsamlı değerlendirilmesine yönelik yapılacak çalışmalara kavramsal temel teşkil edebilecek tartışmaları bir arada sunuyor.
2023 İçin Akademisyen Yetiştirme Çabaları: MEB ve YÖK Yurtdışı Lisansüstü Bursları başlıklı analizde MEB ve YÖK'ün yurtdışı lisansüstü burslarına ilişkin sorunlar ve çözüm önerileri ayrıntılı bir şekilde ele alınıyor.
ÖSYM’nin kurulması 1970’li yılların başlarında, İstanbul Üniversitesi tarafından merkezi olarak yürütülen üniversite giriş sınavında oluşan kopya kuşkuları ile gündeme gelmiştir. Bu kuşkulara bağlı olarak Üniversitelerarası Kurul 1974 yılında üniversite giriş sınavını merkezi ve bağımsız olarak yürütmek üzere Üniversitelerarası Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezini kurmuştur. 1981 yılına kadar bağımsız bir organ olarak üniversite giriş sınavını yürüten merkez, 1981 yılında Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) bir alt kuruluşu haline getirilmiştir ve adı Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezini (ÖSYM) olarak değiştirilmiştir. ÖSYM uzun yıllar boyunca gerek yöntem gerek teknik donanım olarak üniversite giriş sınavlarında başvuru işlemlerinin organizasyonu, sınav sorularının hazırlanması, sonuçların değerlendirilmesi ve sonuçlara dayalı olarak yerleştirme işlemlerinin yapılması konularında ciddi deneyimler elde etmiştir. Bu deneyimlere ilaveten merkezi sınavlar sonrası yapılan yerleştirmelerin daha eşitlikçi ve adil olduğu, nepotizmi yani kayırmacılığı engellendiği yönündeki algıya bağlı olarak, ÖSYM hem toplumun hem de devletin nezdinde güvenli bir kurum olarak algılanmaya başlanmıştır. Bu güvene bağlı olarak zamanla üniversite giriş sınavının yanında, kamu kurum ve kuruluşlarına giriş için yapılan diğer birçok sınavın organizasyonu ÖSYM’ye verilmiştir.