Yeni Osmanlıcılık Değil, Dünya İle Entegrasyon

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Türkiye'nin yükselen güçler arasındaki yeriyle iddialı ve yalnızca söyleyecek sözü değil yapacak çok şeyi olan bir aktör olduğuna dikkat çekti.

Devamı
Yeni Osmanlıcılık Değil Dünya İle Entegrasyon
Ne yapmalı Nasıl görünür

Ne yapmalı? Nasıl görünür?

‘Nasıl görünür?' dünyası, post-kolonyal bir odak olarak ‘Ne yapmalı?' dünyasının karşısında anti-siyasal pozisyonu tahkim ettiğine şahitlik etmeye devam edeceğiz.

Devamı

SETA analisti Taha Özhan, Başbakanlığın, 1915 olaylarının yıldönümünde yayımladığı taziye mesajına ile ilgili olarak, “Bu mesaj, Ermenilerden ziyade bize yönelik bir mesajdır.” değerlendirmesinde bulundu.

IŞİD'in hem Irak'ta hem de Suriye'deki genişleme hikayesinde birbirine benzer süreçler yaşandı. Uluslararası toplumun kendi kendini doğrulayan kehaneti oldular.

Bugün Irak ve Suriye üzerinden dönüp dolaşıp geldiğimiz yer 1918 yılından başka bir yer değil. Osmanlı nerede bıraktıysa oradayız.

Birinci Dünya Savaşı sonrasının aksine bugün bölgesel güçler Ortadoğu'da yeni düzeni kurma başarısızlığında sorumluluğu küresel güçlere yıkarak kimseyi ikna edemezler.

Tarafımız Filistin

Filistin, Türkiye'de hükümetleri ve siyaseti aşan bir şekilde çoğunluğun üstünde ittifak ettiği nadir konulardan birisidir.

Devamı
Tarafımız Filistin
İsrail Cüretkà r Çünkü

İsrail Cüretkâr Çünkü

Türkiye'nin İsrail eleştirisi bölgedeki diğer ülkelerin sessizliği ile karşılanıyor. İsrail niçin kendini bu kadar cüretkar hissedebiliyor?

Devamı

Filistin gibi tüm Müslümanların ortak davası olan bir konuda İsrail'i durduracak bir uluslararası kamuoyu yaratamayan topluluğa "İslam dünyası" denilebilir mi?

İslam, Türkiye'nin bölgedeki aktörlerle kurduğu ilişkilerin ve yürüttüğü diplomasinin bir unsuru. Ancak ideolojik değil rasyonel bir unsuru.

“1000 yıllık damar”la bağlantı kurup “100 yıllık parantez”i kapatma vizyonuna sahip olmak Erdoğan'ın özellikle ürettiği bir şey de değil, tersinden Erdoğan ve AK Parti'yi üreten bu topraklara mahsus merkezi bir olgu.

İslam dünyasında ciddi bir İsrail eleştirisi olduğu doğrudur ve bunun haklı gerekçeleri vardır. Bu eleştiri dalgası, İsrail politikalarına olumlu bakan ülkelere de yayılmaya başlamıştır. Artık antisemitizm etiketlemesi ile dünyanın vicdanını susturmak mümkün görünmüyor.

Yeni Türkiye'yi inşa sürecinde olduğunu ilan eden AK Parti ciddi bir meydan okuma ile karşı karşıya. Son on iki yılda yaşanan değişimin hikâyesini yeni nesillere taşıyacak olan entelektüel -siyasal dil hâlâ önemli ölçüde AK Parti muhalifleri tarafından belirleniyor.

Suriye toprakları Mart 2011'de başlayan ilk gösterileri takip eden aylarda bir iç savaşa sahne oldu. Akabinde ortaya çıkan Suriyeli mülteciler sorunu ise, bugün ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde büyük bir endişe kaynağı haline gelmiş durumda.

Türkiye, bir yandan modernliğin yeni hallerine kendisini uyumlulaştırırken, diğer yandan ciddi bir dönüşüm yaşıyor: Güvenlikleştirici devlet zihniyetiyle hesaplaşıyor, siyasal merkezini yeniden tanımlıyor ve bölgesinde pasif değil, etkin bir güç olmaya çalışıyor.

Davutoğlu'nun "ben idraki" oldukça geniş. Türkiye'deki ve Osmanlı hinterlandındaki tüm etnik kökenlere kuşatıcı ve içerleyici bir dil ile ilişki kurabilme imkanına sahip.

Davutoğlu dönemi dış politikası doğal avantajlarımızı ve Türkiye'nin gerçek sıkletini gündeme taşıdı. Bu Türkiye'nin yerlilerini ve dostlarını memnun etti, diğerlerini etmedi.

2000'li yılların başında adeta her iki kanadı da kırılmışken, madde ve mana reçetesini yeniden uygulayan iradeyle yükselen Türkiye, bugün taze bir dönüşümün içine girme gayretinde...

Siyasetçi Davutoğlu da kendi düşünce dünyası ile Türkiye'nin ihtiyaçları ve realiteleri arasında bir sentez yakalamak zorunda. Önümüzdeki dönemde Davutoğlu sentezlerin adamı olma durumunda.

İnşa döneminin başlıklarından çok daha önemlisi, inşanın yapılabilmesini mümkün kılan zeminin hazırlanmasıydı. Erdoğan, yıllar süren zahmetli bir sürecin ardından, bu yeni zemini ortaya çıkardı.

Merkel hükümetinin, kendisinden önceki Schröder hükümetinden farklı olarak, Türkiye ile eşit ortakların birbirine karşı saygı temeline dayalı dengeli bir ilişki kurmak yönünde hareket etmediği algısı giderek güçleniyor.